Ve onu bulduğum deponun önüne geldik ve arabadan indik şaşkınca bana bakıyordu. Deponun içine girdik. Ben sessizliği bozdum bak burası o depo seni burda bulduğumda bir şarkı söylemiştim. O bendim hatırlıyormusun Dolunay ise şarkı evet ama yarısını hatırlıyorum. Bende onu depodaki sandalyeye oturttum ve şarkıyı söylemeye başladım. Zaten o zaman aklıma gelen tek şarkıydı: Tatlı bir uyuşukluk hissi bahsettiğim ayak parmaklarından kafatasına kadar uzanan bazıları berrak bir su gibidir bazılarıda benim gibi çamurlu bir göl merak ettiğin tutuşturmayı merak ediyorsan tutkuyu peki ya korkuyu bunun neresine koymalı her kararla ilişkiye girebilecek kadar kahpedir ahh bu korku bana bir şarkı söyle yolumuz uzun sözlerden kurtul derdimiz bir olsun
Bana bir şarkı söyle yolumuz uzun onlardan kurtul derdimiz bir olsun Dipsiz bir yalnızlık kuyusu bahsettiğim umutsuzluğu okşayan bir gölge içini kaplayan bazıları berrak bir su gibidir bazılarıda benim gibi çamurlu bir göl merak ettiğin bana bir şarkı söyle yolumuz uzun sözlerden kurtul derdimiz bir olsun tam bu sırada Dolunayda şarkıya eşlik etti: bana bir şarkı söyle yolumuz uzun onlardan kurtul derdimiz bir olsun tatlı bir uyuşukluk hissi bahsettiğim ayak parmaklarından kafatasına kadar uzanan.
Göktuğunun ağzından devam
İkimizde depoda oturuyorduk ellerini tutarak söyledim bu şarkıyı onunda hatırladığını anladım. Ama ellerini hızlıca çekti. Ve şöyle dedi: bak Göktuğ şarkıyı depoyu her şeyi hatırlıyorum ama senden en ufak bir şey hatırlamıyorum çocukluğuma dair yoksun işte özür dilerim ama hatırlamıyorum dedi ve ağlamaya başladı onu sakinleştirmeye çalıştım sarıldım o da bana hayla titriyodu sonra hızlı hızlı nefes alıp vermeye başladı. Onu dışarı çıkarttım derin derin nefes alıp vermesini söyledim ama hayla kendine gelmemişti hemen arabaya hastaneye doğru sürmeye başladım gözlerim doluyordu. Ama araç kullanıyordum ağlamam lazımdı. En sonunda hastaneye vardım. Ve arabadan inip onunda inmesine yardım edip arabaya kilitledim. Sonra onu kucağıma aldım ve bir doktor bulup olanları anlattım hemen yoğun bakıma aldılar. Bende Tunayı aradım:
-Tuna hemen...hastanesine gelmen lazım
-ne diyorsun niye bir şeymi oldu ayrıca nerdesiniz siz hiç sesiniz çıkmıyor
-Tuna soru sorma gel işte gelince konuşuruz diyip bir şey demesine izin vermeden telefonu kapattım. Sonra bir mesaj geldi hadi ama sanki sırasıydı mesajda şöyle yazıyordu: Tuna tayfası cinayetle beraber gelicek zaten ve sen Çağrıyı Minayı ve Ceydayı arayıp hastaneye çağıracaksın Dolunay da kendine gelince depoya gelin size süprizlerim var Oyun Bozan. Ya bu neyin peşinde aramıycam banane yine bir mesaj haydi ama ve şöyle yazıyor: araman lazım öğrenmen gereken şeyler var Oyun Bozan. Ve Çağrıyı aradım ikinci çalışta açtı:
- Çağrı... hastanesine gelmen gerek
-Bak Göktuğ ben hayla şoktayım gerçekten yaşadığına ve bir dakika hastane derken bir şeymi oldu yinemi neyin var
-soru sorma gel işte diyip onunda suratına kapattım. Ve Minayı aradım:
-Mina... hastanesine gelmen lazım
-hemen geliyorum diyip kapattı. Sonra Ceydayı aradım:
-Ceyda...hastanesine gelmen lazım
-birinemi bir şey oldu neyse hemen geliyorum dedi ve kapattı. Bu ne ya neyse ve Tuna gelmişti evet yanında Tayfası cinayetle ama bu tayfada yeni biri vardı neyse Dolunaya olanları anlattım. Çağrı ve Ceyda beraber geldiler onlarda anlattım ve sonra Minaya da anlattım ve sonra bir mesaj: benide anlat ama her şeyi değil şöyle anlat bugün bana bi mesaj geldi ve böyle yazıyordu o depoya gitmemiz lazım ama herkese aynı anda Dolunay uyanınca neyse anlamışsındır heralde Oyun bozan. Ve biraz sonra doktor çıktı şimdilik iyi olduğunu çıkabileceğini ama daha dikkatli olmamızı söyledi. Sonra Dolunayın odasına girdik ve ben hepsine anlattım Dolunayı hastaneden çıkarttık herkes arabasıns binip beni takip etti. Ve depoya ben ve Dolunay önde diğerleri arkada girdik ve yüzünde maskeyle biri konuşmaya başladı Oyun Bozanın emrindeymiş ve hepimize oturmamızı söyledi ama Çağrı ayakta kalsın dedi ve etrafında dolaşmaya basladı Çağrı sırrlarını bizimle paylaşmak istermisin yoksa ben zorla paylaştırıymmi dedi ve Çağrının boğazında elindeki bıçağı gezindirmeye başladı. Çağrı çok zor nefes alıyordu ve maskeli tekrar konuşmaya başladı hadi çağrı itiraf et gerçekleri dedi ve boyununa bir çizik attı. Ve ben adımın boynunu tuttum tam onu tutmuştum ki kafamda bir silah hissettim ve kafamı çevirdim bir maskeli daha mecburen hiçbir şey yapamadım ve elinde silah olan bağırdı hiç kimse bu gerizekalı gibi kahramanlık yapmaya kalkmasın zaten siz yapmazsınızda ben söyliyim dedi. Ve beni bırakıp kenarda beklemeye başladı ve bizim maskeli konuştu hadi anlat artık dedi ve bıçağı Çağrının şahdamarında gezdirmeye başladı ve Çağrı ben Dolunayın üvey abisiyim dedi hepimiz şok olmuştuk ve bizim maskeli kahkaha attı haydi ama diğerinide söyle dedi ve Çağrı ben Göktuğa aşığım yani gayim dedi hepimiz şok olmuştuk. Ve bizim maskeli Çağrı bıraktı yani ablasın Çağrı diye salakça bir espiri yaptı bir dakika ya bu çocuk Tuna dan sonra en yakınımdı ne yani bana mı aşıktı off neyse bizim maskeli bu sefer Tunayı ve tayfasını ayağa kaldırdı ve onlara itiraf edin dedi. Yeni gördüğüm çocuk biz birini öldürdük dedi. Ve şaşırarak ona baktı tamam buna kalkışmışlardı ama öldürmemişlerdi ya da biz öyle biliyorduk ve bizim maskeli o çocuğa oturmasını söyledi. Tunaya yöneldi senin anlattacak nelerin var söyliycek bir şeylerin yokmu ah bir dakika bir şey unutmuşum dedi ve minayı kolundan tutup Tuna nın yanına getirdi ikinizin itiraf edicek şeyleri yok mu bence var dedi. Hatta ikizlerde işin içinde değilmi haydi hep beraber anlattın dedi ya da durun Mina öne çık ve Berkecan arkasına Tunada senin arkana Mete geçsin ve evet Mina başla aslında ben Mina değilim ikiz kardeşiyim ikizlerlede yani dördümüz kardeşiz ama beni ve Minayı ayırmışlar daha doğrusu bunu hastanedeki ebe yapmış biz baya bir zaman sonra birbirmizi bulduk ilk başta sevindik ama ben buna sinir oluyordum çünkü bana benzeyen biri pekte iyi değil ve Berkecanla Mete ikiz değildi bunu bir süre sonra öğrendik ve bu bizi pek sarsmadı hep beraber bir gece eğlenmeye çıktık ama bu eğlence sonunda Mina öldü bu arada benim adım Cemre neyse işte bunları anlatırken gözlerinden yaşlar akıyordu ve tam bu sırada bizim maskeli git yerine otur bundan sonrasını Berkecan anlattıcak evet Berkecan seni dinliyoruz çünkü biz onu eğlence olsun diye ormanda bıraktık dedi bizim maskeli tamam sende geç otur bundan sonrasını Tuna anlatsın dedi Tuna korkuluydu hiçbir şey söylemedi bizim maskeli elindeki bıçağı Tunanın boynunda gezdirerek şöyledi hadi başla itiraf etmeye ölümmü yoksa sırrmı haydi bekliyoruz dedi ben ormandan geçiyordum yani kafa dağıtmıştım nereye gittiğimi bilmiyordum sonra onu gördüm çok seksi ve çaresizdi arabaya davet ettim. İlk başlarda itiraz etti ama arabaya bindi ve ben hiç arabaya sürmedim öylece birbirimize bakıyorduk sonra beni öptü uzun bir süre öpüştük ama o devam etmek istemedi ama ben istiyordum ve ona tecavüz ettim. Bizim maskeli ona da oturmasını söyledi bunlar cidden fazlaydı daha sonra ve şimdide Mete anlatsın ondan sonra beni aradı ve bende bizimkileri topladım ve kızı öldürüp gömdük onun yerine geçmesini istedim Cemreden ve o da beni sevdiği için kabul etti dedi ve bizim maskeli ona yerine otur daha sonra da şimdilik öğrenmeniz gerekenleri öğrendiniz Göktuğ ve Dolunay Ceydanınki de son ama bunlar daha başlangıç çünkü oyun bozanınki büyük darbe olucak neyse Ceyda yanıma gel dedi. Ceyda da yanına gitti. Ve konuşmaya başladı ben Oyun bozanı baştan beri biliyordum Göktuğuyla olmam için bana şantaj yaptı ama sonra buna gerek olmadığını söyledi ama onu tanımıyorum sadece mesaj atıyor ve sizin bazen iyiliğinizi bazen kötülüğünüzü ister ve genelde bizde kuklalarıyız o yüzden kendine oyun bozan diyor ve ben Berkecan ve Meteyle aynı birlikte oldum dedi. Ve bizim maskeli onada oturmasını söyledi ve bize döndü neyse benden bu kadar birbirinizden bir şey saklamınız yanlıştı zaten son olarak Göktuğ dedi bende ona baktım elindeki bıçağı Dolunaya doğrulttu ve bana diz çökmemi söyledi diz çöktüm ve bana o ölürse ne hissedersin sonuçta başkası vardı onun ilk senin en yakınındı ondan hamileydi ee ne düşünüyorsun dedi ve bende ben onu bu şekilde kabul ettim onu çocukluğumdan beri seviyorum hiç vazgeçmedim ve geçmiycem o ölürse bende ölürüm ve birdaha dirilemem dedim haydi o zaman sevdiğin kızın en sevdiği şarkıyı söyle bu laflara benzerşeyler vardı sanırım sözlerde bekliyoruz bunu ben istemiyorum oyun bozan istiyor ve yarın okulunarkasında Selinle ilgili gerçekleride öğreniceksiniz neyse haydi başla Göktuğ ve bende başladım:
Benimsin dedim değişmezki bu yüzümde büyüttüğün renkler var akılsızım çok benim yerle gökle ne işim var öldüm kollarında cenneti gördüm senden sonra söndüm yakan yok öldüm kollarında cenneti gördüm senden sonra söndüm yakan yok seninim dedim değişmezki bu yüzünde yorgun rüzgarlar var önemlisin çok senin dünle yarınla ne işin var öldüm kollarında cenneti gördüm senden sonra söndüm yakan yok öldüm kollarında cenneti gördüm senden sonra söndüm yakan yok neden insan hep kendine köle değişmezmi söyle ve o an bende bile yookkk neden insan ayıpladığını yaşamadan ölmüyor ve o an bende bile yokk ben öldüm ben öldüm ve ben öllldüümm şarkıyı söylemiştim ve bizim maskeli kahkaha attı ve şöyledi sesinde güzelmiş Göktuğ neyse ama çok salaksın böyle güzel ve seksi bir kızı seninle bırakmıycam benimle geliyorsun dedi ve Dolunayın kolundan tuttu bıçağı boğazına daydı depodan çıkarttı Dolunay ağlıyordu ve gözleriyle resmen yalvarıyordu ayağa kalktım ve arkalarından çıktım ve bağırdım maskeli diye ve bana doğru döndüler. Ve bende onu bırak ne istersen yaparım maskeli ama onu bırak dedi ve maskeli gülümsedi sen beni salakmı sanıyorsun dedi ve bende bağırdım ne istiyorsun söyle artık diye maskeli sevgilini bırakıcam ve sonra ne istediğimi ben sana haber veririm. Ve seni bulurum dediklerimi yapmazsan sevgilin benim olur hergün her gece anlaştıkmı dedi ben gözlerim dolu bir şekilde kafamı salladım. Ve onu bırakıp arabasına bindi koşarak Dolunaya sarıldım o da bana ağlıyordu. Bende ellerimin arasına yüzünü aldım ve ona geçtiğini söyledim ve öpüştük.
