Rüyalar aslında gerçekleşecek olaylardır.
Tunanın ağzından
Göktuğ uyanmıştı bugün benim en mutlu günümdü. Göktuğ bir yıldır komadaydı. Her okul çıkışı hergün hastaneye geldim. O benim için kardeştende öte biri odasına girerken kendimi tuhaf hissettim. O genelde güçlü biridir. Küçük yaşlarda ikimizde aynı kızı sevmiştik. Onlar çok yakındı eğer büyüyünce kızda yanımızda olsaydı. İntikam almaya çalışacaktım. Kız yanımızda olmıyınca vazgeçtim. Zaten şimdi kendime gülüyorum. Bana uzunca baktı Göktuğ sonra birden:
-Dolunay nerde sen ölmüştün ben niye burdayım? Diye sormaya başladı.
-Oğlum bir yavaş gel ben yaşıyorum. Dolunay çocuklukta kalmış bir kız. Sen bir yıldır komadasın dedim.
-Nee saçmalama oğlum benim yaşadığım her şey rüyamıydı şimdi peki Ceyda senin üvey kız kardeşinmi Minayı öldürüp yerine ikiz kardeşi Cemreyi geçirdinizmi diye sordu. Evet bunları nerden biliyordu ki bu
-Evet dediğin her şey oldu şimdi dinlen yarın taburcu olucaksın diyip odadan çıktığımda telefonuma mesaj gelmişti gizli numara:Naber Tuna biliyormusun Göktuğuyla Dolunayıda bu işin içinde sanıyordum. Ama onların suçsuz olduğunu öğrendim. Göktuğuyla Dolunay birlikte olması için çabaladım ona geleceğe gösterip geçmişe yolladım. Oyun BozanBu kim şimdi ya zaten kafam iyice karıştı.
2 Hafta Sonra
Göktuğunun ağzından
Bugün doğum günüm havalı bir şekilde okula geç kalmış bulunmaktayım. Sınıfın kapısının önüne geldiğimde yanımda bir kız olduğunu fark ettim. Tam da rüyamdaki gibi oluyordu. Şimdi kaderi değiştiricektim. Ona kimsenin ne dokunmasına izin vericek nede benden başkasına bir şey hissetmesine izin vericektim. İkimizide bu acılardan kurtarıcaktım. Elimi uzattım hemen şaşkınca yüzüme bakıp elini uzattı.
-Ben Göktuğ seni tanıdım biz çocukken arkadaştık dedim hatırlamasına ihtiyacım vardı.
-Ben çocukluk arkadaşı olarak Tunayı ve birde beni depodan kurtaran çocuğu hatırlıyorum. Onunda Tuna olduğunu düşünüyorum Tuna benim çocukluk arkadaşımda dedi hatırlamıyordu ama ben kendimi hatırlatmakta kararlıyım.
-Dolunay Tuna benimde arkadaşım gel istersen kantinde Konuşalım dedim.
Kantine gelip oturduk.
-Dediğim gibi Tuna benimde arkadaşım biz üçümüz arkadaştık. Seni depodan ben kurtardım. Annen ölünce siz buradan gittiniz sen çok zorlandın annen ölünce gerisini de bilmiyorum dedim. Uzunca bir süre yüzüne baktım konuşmaya başladı:
-Babamla Bursaya taşındık. Ben Tuna ve dediğine göre bir tek seni hatırlıyordum. Herkesi unutmuştum. Babamı bile çok doktora gittik. Bir faydası olmayınca Babam İzmire dönmemizde yarar olucağını düşündü. Ama bana evi bırakıp gitti. Babam onu hatırlayamadığım için üzülüyor ve bana her ay düzenli para yolluyor ben okul mevzusunu çok düşündüm. Yeni karar verdim dedi. Bana bunları anlatmasına sevindim.
-Dolunay her şey yoluna giricek ben her zaman senin yanında olucam dedim. Onu babasına götürmeye karar verdim. Derse girdiğimizde motorlara olan ilgisini anlatıp durdu. Çıkışta:
-Dolunay sana bir süprizim var ama önce benim evime gelmen gerek dedim
-hayatta olmaz sapıkmısın be sen dedi
-yemin ederim o anlamda söylemedim Dolunay ben senin yüzüne bakmaya kıyamıyorum ki dedim.
-Tamam dedi.
Beraber arabaya bindik. Radyoyu açtım sanırım şanslı günümdeydim radyoda depodaki şarkı çalıyordu. İkimiz birden şarkıya eşlik ediyorduk.
Sonra eve geldik. Oturmasını söyledim. Otururken film izlermiyiz diye sordum olur dedi. Bende bay hiçkimseyi taktım. Ve izlemeye başladık. Saat biraz geç olmuştu hemen uyumaya başlamıştı. Kafasını dizlerime yatırdım. Saçlarıyla oynadım. Gözlerini bana çevirdi yanağımı okşadı. Sonra elini çekti. Ve onu bir yere götüreceğimi söyledim. Olumlu anlamda kafa salladı evden çıkınca kapının önündeki büyük siyah kırmızı motorsikleti görmemek mümkün değildi:
-Gerçekten motoramı biniceğiz iyide ben korkarım dedi.
-Ben yanındayken korkma hem merak etme ölürsen bende gelirim dedim
-Tamam dedi. Bana arkadan sarıldı. İçim tuhaf bir şeyler hissettim.
Babasının kaldığı evin önünde durduk:
-Nereye geldik dedi
-Babanın evine en azından bir kere konuşun dedim.
Elimi tuttu. Bende kapıyı çaldım tabi Ahmet amca kapıyı açtı. İkimizede uzunca baktı. Sonra Dolunaya sıkıca sarıldı bizi içeri davet etti konuştuk. Araları artık daha iyiydi. Evden çıktık. Tam motora binecekken Dolunay yanağıma eğilmişti. Ben tam kaskını uzatıyım derken dudaklarımız birbirine değdi. Ve yüzüne avuçlarıma aldım. Ve öpüştük. Sonra motora atladık ve yolda giderken ben Dolunay'a aşığım diye bağırıp onun o güzel yüzüne baktığımda bana kamyon diye bağırdı...
Tunanın ağzından
Evet hastanedeydim. Dolunay olay yerinde ölmüştü. Ve ben ameliyat olan kardeşimi Göktuğuyu bekliyordum bu çocuk hep hastaneyemi gelmek zorunda sanki Göktuğ ağır yarılıydı. Ahmet amcanın geldiğini gördüm önce eşi şimdide kızı ben ne diycektim şimdi bu adama Ahmet amca beni fark edip yanıma geldi:
-Oğlum kızım nerde diye sordu hiçbir şey demedim sadece gözlerimden yaşlar gelmeye başladı
Yine konuştu:
-Yalan de oğlum o yaşıyor iyi olucak de Ahmet amcana bunu çok görme dedi ve ağlamaya başladı. Ben hiçbir şey diyemedim. Doktor çıkmıştı:
-Maalesef Göktuğ Özcanı kaybettik dedi. Ailesi geliyordu. Ne diycektim beni aradıklarında söyledim. Sonra eve gitmedim sabaha kadar içtim içerken bir mesaj geldi:
Sanırım geçmişe dönmek bir işe yaramıyor Tuna bazen her şey daha kötü olabiliyor ben alıcağım intikamı çoktan aldım. Oyun Bozan3 Ay sonra
Bayılmalarım sıklaşmıştı. Berkecan,Mete ve Mina gitmişlerdi yani Cemre evet Minayı öldürmüştük. Ama şu sıralar hiçbir şey düşünemiyordum. Yarın doktora gidicektim. Kendi kendime bunu düşünürken kızın biriyle çarpıştım bana dönüp:
-Önüne baksana odun parçası dedi.
-Pardon ya ben ufak şeyleri göremiyorum dedim.
-O zaman doktora git dedi.
-Görüşücez ufaklık dedim.
Gülümsedi sonraki teneffüs tekrar onunla karşılaştım.
-Ufaklık görmeyeli uzayamamışsın dedim.
-Kes sesini seni odun parçası dedi. Bu dediğine güldüm sonra kolundan tutup onu zorla okulun arkasına götürdüm:
-Beni niye buraya getirdin şimdi ben gidiyorum uzak dur benden dedi.
-Artık çok geç dedim.
-Benden uzak dur diye bağırmaya başladığında dudaklarına yapıştım sonra beni itti bende elimi uzatıp:
-Ben Tuna dedim. Gülmeye başladı.
-Bende Selin dedi.
Çağrının ağzından
Göktuğ ölmüştü kendimi kötü hisseddiyordum. Sonuçta ben gaydim aslında böylesi daha iyi olmuştu bundan kurtulmak istiyordum. Şuan Ceydayla yemek yarışına girmiştik. Ve makarnanın yarısını halıya dökmüştük. Onun yüzündeki makarnayı elimle alıp yemesi için uzattım ağzıyla makarnayı aldıktan sonra benim yüzümdeki makarnayı alıp bana uzattı ağzımı açtım kendi ağzına atıp sonra üsteme doğru çıktı. Ve dudaklarıma yapıştı.