Ve ambulans sonunda gelmiştir. Hemen sedyeye alıp kalp atışlarını düzenlemeye çalıştılar. Fakat hiçbirşeye yaramıyordu. Ambulans kapılarını kapattı ve siren sesleri gitmeye başladı. Hastaneye getirldiğinde doktor ne kadar çaba sarf etsede bir türlü onu geri getiremiyordu. Ve hemşireye yakınlarına ulaşın hemşire dedi. Hemşire resmen koşarak odadan çıktı. Ailesinin Fransada olduğunu öğrendi. Ve görevli biri gelip birde telefonu varmışım burdan arkadaşlarına ulaşırsın belki dedi. Hemşire telefonu eline aldı ve kimi arıyabilirim diye bakarken Tuna nın yanında kardeşim yazdığını gördü. Ve aradı. Tuna yataktan kalktı ve telefonu buldu. Ve tekrar yatağa girdi bir yandanda yanında uyuyan Dolunaya bakıyordu. Ve efendim dedi. Hemşire Göktuğ Özcanın yakınımısınız diye sordu. Tuna evet ama siz kimsiniz diye sordu. Hemşire ben çalıştığım hastanenin hemşiresiyim ve Göktuğ bey büyük bir kaza geçirdi dedi. Tuna hemen geliyorum diyerek telefonu kapattı çıkmadan öncede Seline bir not bıraktı. Bak güzellik yaşadıklarımızı yaşanmamış farzet daha yeni anladımki başımıza herşey gelebilir ben gençliğimi yaşamalıyım birdaha karşıma çıkmazsan sevinirim kendine iyi bak...
Tuna üstünü giyindi. Ve arabasının anahtarlarını alıp çıktı. Ve hastaneye girdiğinde Göktuğunun odasını sordu. Ve hemşire eliyle Göktuğunun kaldığı odayı gösterdi. Tuna Göktuğunun kaldığı odanın önünde bir süre bekledi. Ve doktor çıktı odadan Göktuğ nasıl diye sordu Tuna. Doktor biz elimizden geleni yaptık fakat çok kan kaybetmiş ve uyuşan bir kan bulunamazsa ölebilir. Birde kafasını sert bir yere çarptığı için hafıza kaybı olabilir dedi. Tuna peki onu görebilirmiyim diye sordu. Doktor tabiki ama çok kısa dedi. Tuna tabiki dedi. Odaya girdi. Ve nasılsın dedi yanına yaklaşırken Göktuğ sence nasılım dedi sert bir şekilde Tuna ise hatırlıyorsun dedi. Göktuğ neyi diye sordu. Tuna beni hafızanı kaybettin sanmıştım. Neyse şimdi senin kan grubuna uygun kan bulmalıyız dedi. Göktuğ başını salladı ve Tuna odadan çıktı. Göktuğunun kan grubu diye düşündü sonra evet hatırladım dedi ve Çağrıyı aradı. Bu sırada Dolunay uyanmıştı ve birden kendi evinde olmadığını fark etti ve kıyafetlerinin üstünde olmadığını korktu hayır ya ben yani nasıl yaptım böyle birşeyi dedi. Ve Tunanın bıraktığı parayı gördü ve notu da gördü okumaya başladı. Ve yataktan kalktı bir yandan üstünü giyiniyor diğer yandanda ağlıyordu. Ve eve doğru yürümeye başladı. Tunanın verdiği parayla dönemezdi eve zaten yakındı. Küçük bahçeli evinin bahçe kapısını açtı. Ve evin anahtarlarını çantasından alıcaktı ki telefonunu evde çantasını da Tunanın arabasında unuttuğunu fark etti. Ben ne yapıcam derken aklına komşusu geldi ve gidip kapıyı çaldı kapıyı küçük bir kız açttı adı Serendi. Annesi Seren kim geldi diye sorunca Seren bağırarak komşumuz Dolunay abla dedi. Annesi kapıya geldi. Nasılsın Dolunaycım girsene içeri dedi. Dolunay Imm şeyy benim telefon etmem gerekiyorda Lale abla telefonunuzu kullanabilirmiyim diycektim dedi. Lale ise ah tabiki bekle de getireyim dedi. Ve Lale telefonu getirdi. Dolunay biraz uzaklaştı iyiki önceden Tunanın numarasını ezberlemişti. Bekledi biraz 3.çalışta açıldi. Telefon Tuna ben Dolunay benim çantam falan herşeyim senin arabanda kalmış dedi. Tuna ise ben hastanedeyim sende taksiye atlayıp gel hemen Göktuğ hastanede kaza geçirmiş kan grubun neydi diye sorar. Dolunay 0AR- diye cevap verince hemen buraya gel kanlarınız uyuşuyor. Yoksa ölücek der. Ve Dolunay geliyorum diyip telefonu kapatır. Ve Lale abla teşekkür ederim diyip koşarak gitti ve önünden geçen taksiyi durdurdu. Ve hastaneye varmıştı hemen indi taksiden koşarak hastaneye girdi. Tuna Dolunayı gördü haydi gel benimle doktorun yanına gidelim dedi. Dolunay tamam anlamında kafasını salladı. Doktor birtakım testler yapması gerektiğini ve testler bitince Dolunayı ve Tunayı çağırdı. Ve gelin oturun dedi. Oturdular ve doktor Dolunay hanım hamilesiniz dedi. Dolunay şok oldu hamilemi dedi gerçi bu imkansız değil diye düşündü. Ve doktor sözüne devam etti kan alınırsa bebeğinizi kaybetme ihtimaliniz çok yüksek dedi. Tuna bir anda Dolunaya bakarak bunu göze alabilecekmisin bebeğin sonuçta dedi. Biliyorum sadece benim bebeğim ama onu kaybedemem dedi. Ve kabul etti. Kan verilmeden önce birde Göktuğuya sormalıyız öyle değilmi dedi. Doktor ah tabiki sorun dedi. Ve Tunayla Dolunay odadan çıktılar. Tuna hadi gel Göktuğuya soralım dedi. Dolunay kafasını tamam anlamında salladı. Ve Göktuğunun odasına girdiler Tuna heyecanla Dolunay sana kan verebilecek dedi. Göktuğ neden seni sevdiği içinmi dedi. Tuna hayır seni sevdiği için dedi. Dolunay ise tamam bak ben sana kan vericem iyi olucaksın dedi. Ve odadan çıktılar Dolunay doktora gidip Göktuğ kanı kabul etti dedi. Doktor tamam dedi. Ve Dolunayı yoğun bakım odasına aldılar. Birkaç saat sonra doktor Göktuğunun odasından çıktı. Tuna nasıl iyimi diye sordu. Doktor arkadaşınız çok iyi ama Dolunay hanımın durumunu biliyorsunuz eğer birhafta içinde tedaviye cevap vermezse hem o hemde bebek hayatını kaybedebilir dedi. Tuna aslında umrumda değil dedi içinden ama yinede bir insanın ölümüne sevinemem ne diyim inşallah yaşar diye ekledi. Göktuğunun odasına girdi Göktuğ Dolunay nasıl diye sordu. Tuna şeyyy hayla uyanmadı 1 hafta boyunca tedaviye cevap vermezse dedi ve sustu. Göktuğ ağlamaya başladı. Sanki bu vicdan azabı değilde onu kaybetme korkusu gibiydi ve gözlerindeki yaşları sildi. Tuna sen onu seviyormusun neyse al senin olsun nasıl olsa ben istediğimi aldım şimdi gitmem lazım dedi. Ve odadan çıktı Göktuğ pislik herif diye bağırdı ve sinirden elini sıkıyordu. Ya onu kaybedersem ben ne yapıcam