Merabaa, ilk hikayemle karşınızdayım. Ben bu hikayeyi yazdığım sürece sizden tek istediğim vote ve yorum. Eleştiriye açığım. Sizleri seviyorum..
Multimedya= Derin Yılmaz
Merhaba, adım Derin. Derin Yılmaz. 23 yaşındayım. Boyum 1.75. Mavi gözlü, kahverengi saçlı bi kızım. Şirin bi cafede garson olarak çalışıyorum. Annemle beraber yaşıyorum. Babam ben küçükken ölmüş. Babamı fotoğraflardan gördüğüm kadarıyla tanıyorum. Annem bana hem babalık hem annelik yaptı. Zor zamanlar geçirdik ama birbirimizden hic vazgeçmedik. Bana gore aşk denilen şey yok. Bugüne kadar sevgilim olmadı. Aşka sevgiliye ayıracak vaktim yok. Bakmak zorunda olduğum bir ev ve annem var. Hayatım gayet sıradan ve normal ilerliyodu, ta ki cafeden kovulana kadar.
Sabah alarmın beyin delici sesiyle uyandım. Uykuya düşkün biriyim ama mecbur olduğum için sabahın köründe kalkmak gerekiyor. Alarmı kapatıp odamda ki banyoya ilerledim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra dişlerimi fırçaladım. Odama geri dönüp dolabımdan giymek için kıyafet seçmeye basladım. Üzerinde "every thing is not black white" yazan askılı beyaz t-shirtle, siyah taytımı aldım.(multimedya) Pijamalarımı çıkartıp kıyafetlerimi üzerime geçirdim. Saçlarımı tarayıp, acık bıraktım. Fazla makyaj yapmayı sevmediğim için eyeliner ve rimel sürdüm. Telefonumu sırt çantama atıp odadan çıktım. Mutfağa kahvaltı hazırlayan annemin yanına gidip arkasından sarıldım.
"Günaydın anneeem"
"Günaydın kuzum, hadi masaya geç çayını koyayım."
Masaya oturup kahvaltımızı yapmaya başladık. Saate baktığımda servisin gelmesine beş dakika kaldığını gördüm. Hemen masadan kalkıp anneme sarıldım. Evden koşarak çıkıp durağa gittim. Servis iki dakika sonra geldi. Cam kenarında bir koltuğa oturup çantamdan kulaklığımı çıkarıp şarkı dinlemeye başladım. Yaklaşık onbeş dakika sonra cafeye varmıştık. Hemen otobüsten inip cafeye girdim. Soyunma odalarının olduğu yere gidip garson kıyafetlerimi giydim. Odadan çıkıp masaları düzenleyen arkadaşlarımın yanına gidip yardım etmeye basladım. Saate baktığımda 10'a geldiğini gördüm. Zaman ne cabuk geçmiş. Bu saatte cafeye pek uğrayan olmazdı. Cafeye üç kişilik erkek grubu girince gözüm onlara takıldı. Çocuklara dikkatli bakmaya başladım. Üçüde yakışıklıydı. Ortadaki sert kaşları çatık olan çocuk grubun lideri gibi duruyodu. Gözgöze geldiğimizde onun da bana baktığını farkettim. Önüme dönüp masayı silmeye devam ettim. Çocuklardan birinin bana seslendiğini duyduğum an kafamı kaldırıp o yöne baktım. İşimi bırakıp hızlı adımlarla onların yanlarına gidip ne istediklerini sordum. İki çocuğun siparişlerini aldım, diğer çocuğa baktığımda beni süzdüğünü farkettim. Neden öyle bakıyo ki? Tamam bakarsın da utanıyoruz burda dimi? Daha fazla bakmasını istemediğim için ne istediğini sordum. Yüzüne pic bi gülümseme takıp kahve istediğini söyledi. Bu da neydi böyle? Noluyo olum?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asistanım (DÜZENLENİYOR)
Teen FictionHayat hiç birimize adil davranmıyor değil mi? Bazıları aşk acısı çeker, bazıları evlat acısı, bazıları anne baba acısı. Bazıları yoksulluk çeker, bazıları bolluk bereket, bazıları çöpler de yiyecek bi kırık ekmek arar, bazıları ise ekmek beğenmez. B...