Bugün gelecekti öyle demiştim. Söz verdiğim gibi bugün geldi yeni bölüm. Beğeneceğinizi umuyorum. Bir vote ve yorumu çok görmeyin. Keyifli okumalar tatlışlar. ☺
Ölüm, dile kolay. Ben geçirdiğim kazayla ölümle burun buruna geldim. Ölmekten korkmuyorum. Annem, onu tek başına bırakmaktan korkuyorum. Tek başına nasıl yaşayacak, nasıl çalışacak hasta haliyle. Hasta kadını bide ben yoruyorum bu halimle. Karşımda oturmuş yorgun gözlerle bana bakıyo. Kaç saattir ayaktasın be annem. Dayanamam ki ben seni böyle görmeye.
"Annem, hadi eve git dinlen"
Başını yavaşça olumsuz anlamda sağa sola salladı.
"Hayır, ben buradayım. Yanında kalıcam"
"Üzülüyorum anne seni böyle görürken. Iyiyim ben. Hem bak Gizem de yanımda"
Gizem beni desteklercesine kafasını sallayınca anneme döndürdüm bakışlarımı.
"Tamam ama aksama gelirim. Daha uzun olmaz. Bişey olduğunda arayın. Tamam mı Gizem"
"Tamam Melek Teyze. Derin bana emanet"
Annem yanıma gelip saçlarıma kocaman bi öpücük kondurdu. Yorgun gülümsemesi yüzünde belirince bende ona gülümsedim.
"Yarın çıkaracaklar büyük ihtimalle. Gelirken çıkarken giymeye kıyafet getiririm."
"Tamam"
"Hadi dikkat edin kendinize"
"Sende anne"
Annem odadan çıktıktan sonra Gizem bana özlemle bakmaya başladı. Gözlerinde pişmanlıkta vardı.
"Ben... yani şey Özür dilerim Derin. Kurtaramadım seni. Çok özür dilerim."
"Mal mısın la sen. Benim dikkatsizliğimdi kendini suçlama. Sil sümüklerini de her tarafa bulaştı."
Dedigim şey ile gözlerini devirip, gözyaşlarını sildi. Kollarımı sarılması için açtığımda koşarak gelip sarıldı. Sarılmamız bittiğinde elimi tutup yatağın yanındaki sandalyeye oturdu. Gözlerim ellerimize kayınca aklıma Doruk geldi. 3 gün önce aşkını ilan etmişti bu odada. Duyduğumdan haberi yoktu. Hala yok. En son o gün gördüm onu. Bi daha gelmedi. Gelicem dedi ama gelmedi. Aman bananeyse ondan. Gizem'in lafıyla bakışlarımı ellerimizden çekip ona çevirdim.
"Noldu daldın gittin"
"He bişey yok ya "
Gizem yemedim ben bunu der gibi bakınca, bıkkınlıkla nefesimi verdim. Hiçbişey de kaçmasın gözünden zaten. Gözlerimi devirmemek için zor tuttum kendimi.
"Doruk, beni o mu getirdi buraya?"
"Evet. Bu odaya alınana kadar gitmedi hiç bi yere. Uyanmadan önce girdi yanına bakmak için. Sonra da şirketle ilgili halletmesi gereken şeyler olduğunu söyledi gitmek zorunda kaldı.
"Anladım"
3 gündür halledemedi mi işlerini. Kim bilir nerelerde sürtüyo şimdi. Odanın kapısı tıklatılınca kafamı kapıya çevirdim. Dorukla restaurantta ki çocuk gelmişti. Doruk'u görünce içimde bişeyler harekete geçmeye başladı. Tövbe Yarabbim noluyo bana böyle. Doruk onun konuşması üzerine geldiğine göre ne demeli. Iyi insan lafın üzerine mı yoksa iti an çomağı hazırla mı? Bence ikincisi daha uygun oldu. Bu düşünceyle yüzümde beliren gülümseme üzerine Doruk'un gülümsemesi de genişledi.
"Beni gördüğün için çok mu sevindin. Bilseydim daha önce gelmeye çalışırdım "
Bu ne ego böyle. Nerene güveniyosunda egolusun anlamadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asistanım (DÜZENLENİYOR)
Teen FictionHayat hiç birimize adil davranmıyor değil mi? Bazıları aşk acısı çeker, bazıları evlat acısı, bazıları anne baba acısı. Bazıları yoksulluk çeker, bazıları bolluk bereket, bazıları çöpler de yiyecek bi kırık ekmek arar, bazıları ise ekmek beğenmez. B...