Günler ışık hızıyla geçerken haftanın son gününe gelmiştik. Bütün negatifliğimden sıyrılmış , yeni bir hayata başlamıştım adeta. Aklımda hala deniz vardı . o günden sonra sırra kalem basmıştı sanki . Yaşadığım bu Uçurum macerasından sonra gizemle aramıza büyük bir mesafe girmişti. Herzaman omuzlarımda hissettiğim o el artık sırtımdaydı ve beni elbet bir gün vuracaktı biliyordum. Artık sadece platonik aşkım deniz vardı . Yarı yolda bırakılmıştım evet . Gizem beni yarı yolda bırakmıştı. En kötüsüde o kadar alışmıştım ki varlığına bir gün hayatına bir başkası girer diyede hiç düşünmemiştim. İki düşmandan farkımız yoktu artık. Yabancıydık birbirimize. Sebebini bilmiyordum . Neden böyle olmuştuk biz ? Son konuşmamızda gizem birşeyler gevelemişti ama anlam verememiştim söylediklerine.
- Derya artık seninle arkadaşlık yapmamalıyım . Ailem istemiyor beraber olmamızı . Zarar görmek istemiyorum . Bir daha bize gelmemeni söyledi annem .
Ahhhhh bir yaşıma daha girdim derler ya hep işte o zaman bir yaşıma daha girmiştim. Gizeme şaşkın şaşkın bakarken isyan etmemek için kendimi zor tutuyordum. İç sesim ne kadar beni konuşturmaya zorlasada susacaktım. Eve gittiğimde gün boyunca odamdan çıkmadım. Düşünüyordum. Hayır anlamadığım nokta Ben onun için bu kadar fedakarlık yaparken onun bu hallerinin sebebi neydi ?? Eeee benimde ailem gizemi istemiyordu . Ben neden bırakmamıştım onu. Bunları gizeme sormalıydım .Bir nedeni olmalıydı. Biz söz vermiştik. Bu uzun düşünce yolculuğumdan sonra uyumak şu an için en doğru fikirdi. Uykum yoktu ama uyumalıydım .Babamla karşı karşıya gelmemek için uyguladığım en iyi taktik buydu .
Çok geçmeden uykuya dalmış olmalıydım ki ; ışığın açılmasıyla yerimden sıçrayarak uyandım. Odaya giren babamdı. Eyvahh kabus yine üzerime çökmüştü. yanıma yaklaşmaya başladığında iyice yorganın içine sinmeye çalışıyordum. Beni koruyabilecek tek destekçim şu an için yorgandı. Yanıma geldiğinde yakamdan tutup beni yere fırlatmasını beklerken yanıma oturmuştu . Şaşkındım başına taş düşmüş olmalıydı. Şu an benim ufak bir sebep yüzünden dolayı dayak yemem gerekiyordu. Gözlerimi sımsıkı kapattım Çünkü bu sadece rüya olabilirdi . Uyanmayı bekliyordum kendimce . Bir ses kulağımı okşadı bir anda.
-Derya kızımmm ...
Ağlamaya başlamıştım uyan derya uyan diye bağırıyordum. Bu güne kadar bana kızım dememişti. Alışkın değildim ben buna. O an içime düşen sızıyı hiçbir tekme hissettirmemişti bana. Bir an kalkıp yanından uzaklaşmayı düşündüm ve fırladım yataktan .Kolumdan tutmasıyla beni kendine çekip sarılması bir olmuştu. Sadece Babaa diye fısıldayabilmiştim o an . Bu bir ilkti ve benim bu şaşkınlıktan kurtulup anı yaşamam , yılların özlemini gidermem gerekiyordu. Ellerim bir anda babamın omuzlarına gitti. Artık sımsıkı sarılıyordum ona. Vücudumdaki tüm morluklar , tüm yaralar geçmişti sanki. acı hissetmiyordum. O an algılayabildiğim tek şey babamın kokusuydu. Öyle içime çekiyordum ki iki dakika bile yetmişti kokusunu ezberlememe. Uzun bir süre sonra yaşadığım bu ilk , hayatım boyunca gölgem olacaktı. Bunu biliyordum.
Ellerini üzerimden çekip yatağımın kenarına oturdu. Mahçupluk vardı yüzünde sanki . Ayakta kalmış ona bakıyordum .
-Otur kızım .
Demesiyle irkildim ve yanına her zamanki ürkek tavrımla oturdum. Söylemek istediği ama dışa vuramadığı şeyler vardı . Korkutuyordu onun bu hallerı. ilk defa kendimi 12 yaşındaki bir kız çocuğu gibi hissetmiştim ve bu mükemmel bir duyguydu . Babamın konuşmaya başlayacağını hissedip kızarmış gözlerimle gözlerine kitlenmiştim . Bu arada yüz hatlarını hafızama kazımayıda ihmal etmiyordum. Belkide bu ilk ve sondu. Sonlar hep akılda kalmalı ve yaşamalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERYA
ChickLitDeryalara düşen yağmur damlalarına sen 'öldü' dersin ben 'DENİZ' Uzun zamandır elime kağıt kalem almıyorum yazmıyorum içimden geçenleri . Belkide hep özel olsun hislerim diye düşündüğümdendir bilmiyorum. İnsanlarla konuşmayı pek sevmem aslında...