İçimde anlamlandıramadığım bir sevinç,bir heyecan. Okula gitmeyi sevmiyorum aslında.Çok güzel birşey olmasa da istediğin okula gitmek insanı sevindiriyor. Bir de orada Deniz var. Ve bundan haberi yok. Sürpriz yapacağım ona.
Yorganı üstümden ayaklarımla ittirip yataktan kalktım ve banyoya gittim. Her sabah yaptığım,rutin işlerimi halledip okul formamı çıkardım. Aslında güzel bir formaydı. Kızlar için hem pantolon hemde etek vardı. Bense etek giymeyi sevdiğim için bugün etek giymiştim. Üstüne de beyaz bir lacos giydim. Okul kıyafetlerimi üzerime geçirip telefonumu elime aldım.
Kime: Denizaşkım;))
Okula giderken beni bekle,sakın gitme bak.
Kimden: Denizaşkım;))
Hayırdır kız sabah sabah? Bu ne enerji? Bu arada sana da günaydın. Sağol bende iyiyim ya öyle .
Bu çocukla uğraşmak cidden eğlenceliydi. Saate baktığımda zamanın hızla geçtiğini farkettim. Hemen makyaj aynamın önüne geçip saçlarıma fön çektim. Gözlerime ince bir eyeliner çektim ,zaten kirpiklerim uzun olduğu için hafif bir maskara sürdüm ve açık tonlardaki rujumu sürüp makyajımı tamamladım. Çantamı ve telefonumu alıp mutfağa indim. Annem ve babam kahvaltı etmeye başlamışlardı . Kahvaltı, en sevdiğim öğün olmasına rağmen çok fazla yapamazdım. Uykulu uykulu kahvaltı yapınca midem bulanırdı. O yüzden bizimkilerin yanaklarından birer öpücük aldım ve annemin iğneleyici bakışlarına kocaman bir gülümsemeyle karşılık verip,ceketimi de alıp dışarı çıktım. Deniz motorun önüne yaslanmış beni bekliyordu. Beni görünce bana doğru yürümeye başladı. Şaşkın şaşkın bana bakarken ,
- Meyra! Kızım ne bu halin? Formaları mı karıştırdın. Bu bizim okulun forması değil mi?
Aptal şey... Hâlâ anlamamıştı.
- Deniz. Eğer sandığım kadar akıllıysan , durumu anlaman 1 dakikanı bile almaz..
Bunu söyledikten 5-6 saniye sonra Deniz'in gözleri faltaşı gibi açıldı.
- Oha lan!! Yoksa istediğini yaptırıp bizim okula mı kaydoldun??
Sırıtarak kafamı salladığımda bana sarıldı. Gülüşe gülüşe motora bindik. Uzun zamandır motora binmiyordum. Özlemiştim. Acaba yeni okulum nasıl bir yerdi? Çok merak ediyordum.
******
Okulun önüne geldiğimizde Deniz, motoru durdurduktan sonra bütün gözler bize döndü. Ben kaskı kafamdan çıkarınca herkes fısıldaşmaya da başlamıştı. Deniz,onları aldırmadan kolunu omzuma attı. Ben ona 'ne yapıyorsun'dermiş gibi bakınca,kulağıma eğilip:
- Müdürün odasına gidiyoruz. Çok merak etme . O mallara da aldırma.
Dedi. Beni rahatlatmıştı...
Müdürün odasına geldiğimizde kapının önünde, Deniz kolunu omzumdan çekti,kapıyı çaldı ve eğilip beyefendiler gibi yol verdi. Bu haline gülmeden edemedim. İçeri girdiğimizde müdürü incelemeye koyuldum. Aman Allahım.. Kısa boylu,göbekli ,kafası kel,bıyıklı,azrailinin gelmesine bir ay süre kalmış gibi hayattan bezen bir tip..
Şaka lan şaka. Normal hoca işte. 35-40 yaşlarında, uzun boylu, karizmatik bir hocaydı. Deniz müdüre doğru döndü ve beni gösterdi.
- Hocam bu Meyra Aktaş. Yeni öğrenci. Zaten babası sizle görüşmüştü.
Müdür gözlerini bana çevirdi ve gülümsedi. Çok cana yakın gibi duruyordu.
- Merhaba Meyra. Okulumuza hoşgeldin. Umarım seversin yeni okulunu.
