3.Bölüm~Yazarcığınızın İsim Bulamadığı Bölüm

16 3 0
                                    

Off off şu alarmın sesinden nefret ediyorum. Yalnız ben niye her şeyden nefret ediyorum bu aralar? Neyse bunu daha sonra düşünürüm çünkü şimdi susturmam gereken bir alarm var. Gözlerimi açmadan sesin kaynağını bulup duvara fırlattığım da nihayet susmuştu. Bir dakika lan benim alarmımdan böyle ses mi çıkıyordu? Yoksa...yoksa....TELEFONUM!!! Olamaz olamaz hayır telefonum gittiğğğ... Yataktan fırlamamla yerde parçalara ayrılmış telefonumu görmem bir oldu. Hayır gittiğğğ aneyyy ... Sesimi duyan babam odama daldı. Evet daldı bildiğiniz hayvan gibi daldı.
-Ne oldu kızım sabah sabah niye bağırıyorsun evladım?
Allah aşkına baba elimdeki parçalanmış evladımı görmüyor musun?
-Babağğğ evlat acısı çekiyorum babağğğ... Evladım gitti babağğ, torunun öldü sen hala soruyor musun babağ...Torununu halini görmüyor musun babağğ...
Babam anlaamış bir halde bana bakıyordu. Sonra bakışlarını kucağımda duran telefona çevirdiğinde ya sabır dilercesine baktı.
-Yavrum güzel kızım saf mısın evladım alt tarafı bir telefon.
İşte babam böyleydi onun için benden önemli değildi. Ama yine de nasıl umursamayayım ki evladım lan o benim . Şimdi oturup ağlıcam yani. Bu halimi gören babam konuşmaya başladı ' Senden daha mı önemli kızım niye kafana takıyorsun ki yenisini alırız hadi şimdi kalk ve elini yüzünü yıka okula geç kalacaksın' Obaleyy ben okulu unuttum ya lan ...Hemen yerimden fırlayarak banyoya koştum. Orada işimi hallettikten sonra hemen üstüme okul kıyafetlerimi giyip aynanın karşısına geçtim. Saçlarımı hızlıca düzleştirip saldım.Makyajımı hızla bir rimel ve açık tonlarda bir rujla tamamladım. Saate baktığımda neredeyse geç kalmak üzere olduğumu gördüm. Ama fark ettim ki hızlı bir şekilde kısa bir sürede hazırlanabiliyormuşum. Tam o sırada annem aşağıdan seslendi: 'Meyraa! Deniz geldi hadi kızım' Hızlıca merdivenleri inip ceketimi üzerime giydim. Allah'tan babamlar kolumu fark etmemişlerdi. Ama Deniz'in bunu unutacağını hiç sanmıyorum. Denizle birlikte kapıdan çıktığımızda Deniz'in bugün motor ile gelmediğini gördüm. Araba ile gelmişti. Birlikte arabaya binip okula doğru yol aldığımızda pek konuşmuyorduk. En sonunda dayanamayıp :
-Küs müyüz? Yani çok meraklı değilim ama sen konuşmayınca ondan şey ettim yoksa ne yapayım ben seni canım dediğimde,
-Hayır küs değiliz ama o Tolga şerefsizine çok sinirliyim ve her an sana patlarım diye çok korkuyorum ayrıca kolunu unutmadım diyerek Deniz bana cevabı vermişti. Okula Tolga şerefsizini görmese bari ya da görsün banane gebersin pislik. Okula geldiğimizde Deniz arabayı bir yere park etmişti ve birlikte inmiştik. Kapıdan içeri girdiğimiz anda Deniz'in kasılan bedenini hissettim. Baktığı yere baktığımda Tolga'yı gördüm. İşte şimdi bitti. Deniz çok sinirli bakıyordu ve %1000 sonuç kavgaydı. Ben bunları düşünürken Deniz'in çantasını yere fırlatarak Tolga'ya doğru fırlaması bir oldu. Ben Deniz'in arkasından koşarken daha ne olduğunu anlamadan Deniz, Tolga'nın yüzüne yumruğu geçirdi. Onun yumruk atması ile benim çığlık atmam bir oldu. Deniz art arda yumruklarını sıralıyordu. Bir yandan da Tolga'ya bağırıyordu.
-Sen kimsin lan kimsin de Meyra'ya öyle davranıyorsun!
-Sen o kızın kolunu nasıl morartırsın lan!
Olum var ya bittin lan sen !
Bunlar Deniz'in söylediği sözlerden bazılarıydı. Başta karşılık vermeyen Tolga'nın aniden yumruğu ile Deniz kısa bir süre sarsıldı. Ben ise bir yandan onları ayırmaya çalışıyordum. Tam o sırada Deniz
-Meyra karışma! diyerek beni susturmuştu. Ben de mecburen kenara çekilmek zorunda kalmıştım. Tam o sırada fark ettim ki kimse yardım etmiyor ayırmak için. Uzaktan buraya doğru gelen Mert ve Burak'ı gördüğümde sevinmiştim. Hemen onlara dönüp yardım istediğimde onlar zaten ayırmak için olaya karışmışlardı. Mert ve Burak'ın gelmesi ile diğerleri de müdahale ettiler. Deniz ayağa kalktığında hala sinirliydi. Tolga'ya dönüp:
-Bana bak olum bu son şansındı sen onu kaybettin bundan sonra seni Meyra'nın beş metre yakınında bile görmicem. Yoksa kötü olur. Sakın o kıza dokunayım deme Tolga. O kıza zarar verdiğin gün kendi ölüm fermanını imzaladın. Çok yanlış yaptın Tolga Çevikoğlu çok... dediğinde ben şok olmuş bir şekilde onu dinliyordum. Tolga sessiz kalmayıp:
-Görücez bakalım Deniz Atabay görücez... Kim yanlış yapmış görücez yakında,diyerek uzaklaştı. Sabah sabah bu kadar macera fazlaydı...Deniz'i ilk defa bu kadar sinirli görüyordum. Tam o sırada şu beni geçen evime bırakan çocuğun yanında gördüğüm çocuklardan biri gelip Deniz'in omzuna kolunu attıktan sonra bir sorun olup olmadığını sordu. Deniz'den hayır cevabını alınca da başını sallayıp arkadaşlarının yanına gitti. Ardından Deniz bana dönerek kafası ile okulun kapısını işaret etti. Dediği şeyi anladığım için yerde ki çantamı alıp sınıfa doğru ilerlemeye başladım. Arkamdan gelen Deniz'in ayak seslerini duyuyordum. Ona küs değildim Tolga'yı dövmekte sonuna kadar haklıydı ama bunu okulun tam ortasında yapması sinirimi bozmuştu. En iyisi kısa bir süre Deniz'e trip atmaktı.
&&&&&&&&&&&&
Öğle arasına girene kadar tüm okul kavgayı duymuştu. Koridorda fısıldaşan dedikoducu tiplerden tut gelen geçene yiyecekmiş gibi bakanlara kadar herkes kavgayı konuşuyordu.
Öğlen arasına girdiğimizde Deniz'e hala trip attığım için ona bir şey söylemeden sıramdan kalkarak yemekhaneye doğru yol aldım. Deniz arkamdan bağırarak geliyordu.
- Meyra beni beklesene. Kime diyorum lan ben. Pişt!
Sırıtarak yemekhaneye doğru ilerlemeye devam ederken Deniz söylenmeye başlamıştı.
-Sende de ne biçim bir inat var kızım. Kaç saattir yalvarıyorum lan peşinden. El insaf be!
Deniz'in bu hallerine gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Tam o sırada karşıma aniden çıkan Mert ile yerimden sıçradım. Bu halime kahkahalar ile gülmeye başladı. En sonunda gülmeyi kesip:
-Naber prenses? diye sorduğunda Deniz aniden kafasına bir tane geçirerek,
-Yavaş ol lan prenses falan ne ayaksın olum sen? dediğinde Mert kafasını tutarak:
- Amma kıskançsın lan. Nöronlarımı öldürdün ayrıca farkında mısın acaba? diye cevap verdi. Bu sorusuna hepimiz göz devirerek cevap verdiğimizde Mert karşılık olarak bize somurttu. Tam o sırada masadan bir kız sesi yükseldi:
-Bakıyorum da artık bizi takmıyorsunuz Deniz Bey.
Bu kız kimdi?Niye benim Deniz'ime Deniz Bey diyo? Ben bu kızı yolarım cidden yolarım ya... Deniz :
-Yok be Yeşim. Birilerinin gönlünü almakla meşgulüm, diyerek kızı cevapladığında masadakiler anlamayan gözlerle bakıyordu. Tabi onların içinde şu beni evime bırakan çocuk da vardı. Sahi adı neydi bu çocuğun adı yok muydu. Tam o sırada Deniz'in sesi ile kendi kendime geldim.
-Meyram, güzelim hadi yapma valla kırk takla attım daha ne yapayım be kardeşim. Kaç saattir yalvarıyorum Allah rızası için gel affet. Ne inat varmış sende be...
Pislik ya...
- 1.'si kırk takla atmadın sadece sınıftan buraya kadar yürüdün tamam tam olarak yürümemiş olabilirsin her neyse 2.si bana saatlerdir yalvarmıyorsun sadece 15 dakika 35 saniyedir yalvarıyorsun 3.sü ve sonuncusu ise biraz daha seninle muhattap olursam açlıktan ölücem o yüzden şimdi kendime yemek almaya gidiyorum diyerek yemek yemek için Deniz'in yanından ayrıldım. Arkamda ise şok olmuş bir sürü bakış görüyordum.
&&&&&&&&&&&&&
Ah okul ah yaktın beni okul... Nabıcam ben seni okul ya sen nasıl bir varlıksın. Nefret ediyorum senden ya... Sabah erken kalk okula git sıkıcı derslere gir üstüne bir de sınav falan filan... Kahrolsun ya...
Allah'tan okul bitmişti de kurtulmuştuk. Binadan dışarı çıkarken herkesin kendi halinde olduğunu görmem ile sabahki olayın unutulduğunu anladım. İşte bu iyiydi. Kapıdan dışarı çıktığımda Ahmet Amca'mın beni almaya geldiğini gördüm(kendisi benim mütüş ötesi amcam olur da sjsjs) Bu adam en son İtalya'ya gitmişti ne ara geldi yaf? Bana doğru kollarını açarak ilerleyen amcamın yanına gidip kollarının arasına girdim hemen. Arkamdan gelen Deniz amcama :
-Hoşgeldin Ahmet Abi, dediğinde amcamdan hoşbulduk cevabını alıp arabasına bindikten sonra okuldan çıktı. Tam o sırada arabasına binmek için yanımızdan geçen Tolga'yı gören amcam gülmeye başladı. Tolga'nın suratında bir sürü morluk vardı ve amcam Tolga'yı hiç ama hiç sevmezdi. Şimdi seviniyordur bile.
-Oo Tolga! Noldu lan suratına kimden dayak yedin, diyip gülmeye başlayan amcama sadece bakmakla yetindim.
Tolga'nın amcamın bu söylediğine sinirlendiği gerilen yüz hatlarından belliydi. Cevap vermeden arabasına binip hızla okuldan çıktı. Biz de amcam ile arabaya bindik. Okuldan çıktıktan sonra amcam :
-Ne yapalım şimdi güzellik ne istersin? diye sorduğunda guruldayan midem - daha çok haykırmaya benziyordu aslında sjsj-cevabı vermişti bile.
&&&&&&&&&&&&&&
Amcamla pizzacıya gelip bir masaya oturmuştuk. Tesadüfe bakın ki yan masamızda o çocuk oturuyordu. Ya hala o çocuk diyorum ismi yok mu bu ultra yakışıklı, datlu çocuğun? Ay noluyor lan ben bu çocuğa tatlı mı dedim? Ne tatlısı be okulda ki en tipsiz çocuk budur kesin,kası falan da yok yani(Şimdi ben karışmasam olmaz yani sjsjjsjs o yüzden mi okuldaki tüm kızlar çocuğu kesiyor Meyra Hanım. Yalandan çarpılacaksın sonra kimse bakmıcak sana he...)
Amcam pizzalarımızı sipariş etmişti. Beklerken sohbet etmeye başladık. Amcam İtalya'da ne yaptığını niye döndüğünü falan anlatırken pizzalarımız gelmişti. Bir yandan yiyip bir yandan sohbet ediyorduk. Gerçi ben gülmekten yemek yiyemiyordum ama neyse. Tam o sırada üstümde bakışlar hissettim. Kafamı çevirmemle o ultra yakışıklı çocukla göz göze geldik. Hemen kafamı çevirdim ama içimde anlamlandıramadığım bir his vardı. Noluyor bana ya... Yanaklarım kızardı ve kalbim yerinden çıkacak gibi atıyor. Allah'ım sana geliyorum yarabbim.
Tam o sırada duyduğum isimle olduğum yerde çakıla kaldım. Bir kız "Demir!" diye seslenip ultra yakışıklı datlu çocuğun üstüne atlamıştı. Ne yani adı Demir miydi? Bu isim, bu yüz tanıdıktı...Fazla tanıdıktı. Evet şimdi kim olduğunu anlayamamıştım ama mutlaka bulacaktım mutlaka...
&&&&&&&&&&&&
Pizzacıdan sonra amcamla baya gezmiştik. Tabi bende bu süre boyunca baya bi yorulmuştum. Ardından eve geçtiğimizde ise bizimkileri amcamla baş başa bırakın odama çıkmıştım.
Şimdi ise yatağıma uzanmış tavanı seyrediyorum. Uyumak istiyorum ama uyuyamıyorum...Demir...Ne güzel isim... Aynı kendi gibi... Ne diyorum ben ya kendine gel Meyra. Kaptırma kendini. Ama olmuyor çocuğun yüzü aklımdan çıkmıyor. Biliyorum o çocukla daha önce tanıştım. Ama nerede tanıştığımızı bilmiyorum. Hatırlayamıyorum. Yüzü, gözü, bakışları, ismi tanıdık geliyor cidden çok tanıdık geliyor ama bulamıyorum. Kahrolsun ki bulamıyorum.
Telefonuma gelen mesaj sesi ile kendime geldim.
Kimden:Denizaşkım;))
Yarın sabah seni almaya gelemicem prenses kusura bakma. Okula geç gelicem babamın benimle bir işi varmış da. Sen kendin gidersin dimi? Tekrardan kusura bakma. Hadi cici geceler, kendine cici bak, cici rüyalar...
Kime:Denizaşkım;))
Merak etme kendim giderim yolu biliyorum heralde:)) Merak etme sen aklın bende kalmasın ayrıca ne kusura ya saçmalama Deniz. Sana da cici rüyalar :)))
Acaba ne işi vardı? Çok merak ettim şimdi. Neyse en iyisi şimdi zıbarayım da yarın pörtlek gözler ile okula gitmeyeyim.


Sonsuza Kadar Sen...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin