Geçmişin İzleri ×6×

269 83 13
                                    

Medya'da Büşra var.

Keyifli okumalar (:

•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•

Karşımda gördüğüm kişiler ile oldukça şaşırdım. Görünüşe bakılırsa Doruk'da oldukça şaşırmıştı. Masaya göz gezdirdiğimde beni fark edenin yalnızca Doruk olmadığını fark ettim. Yiğit ve Büşra'da şaşıranların arasında. Masadaki diğer kişiler okulda bir kaç kere gördüğüm kişilerdi. Hızlıca kendime geldim. Yüzümdeki yapmacık gülümsemem ile masaya ulaştım.

"Ne isterdiniz?"

Büşra sorum üzerine hemen lafa atladı.

"Ezik burası sana göre bir mekan değil kalitesini düşürüyorsun buranın."

Büşra'nın sözleri üzerine ellerimi sıkmaya başladığım da masadaki daha önce hiç görmediğim benden 1 veya 2 yaş küçük, sarışın, renkli gözlü olan çocuk Büşra'ya dönerek konuştu,

"Onu tanıyor musunuz?"

"Evet tanıyorum. Kendisi sınıfımızın hatta okulumuzun Ezik kızı."

Bu kız konuştukça neden bende kusma isteği oluşuyor? Bir de beni sinirlendirmek için ezik kelimesini bastırarark söylütor. Sinir şey. Sarışın çocuk tekrardan konuştu,

"Bence çok tatlı birisi neden ezik diyorsunuz ki?"

Tam konuşacakken Doruk'un sesini duyunca konuşamadım,

"Büşra çeneni kapat! Ata Berk bundan sonra bizimle takılmaya devam etmek istiyorsan sen de o çeneni kapat soru sorma!"

İsminin Ata Berk olduğunu öğrendiğim çocuk ağzına görünmez bir fermuar çekip susutu. Anlaşılan Dorukun üstünde otoritesi oldukça fazla. Büşra'dan da ses çıkmayınca herkes siparişlerini vermeye başladı. Grubun çoğunluğu latte isterken Doruk ile Yiğit aromalı filtre kahve istemişti. Sıra Ata Berk'e geldiğinde gözlerinin içine baktım söylemesi için ama o bana değil de Doruk'a bakıyordu Doruk,

"Konuşsana lan ne bekliyorsun?"

Dediğin de ağzına çektiği görünmez fermuarı elleriyle geri açıp Doruk'a çıkıştı,

"Sen de hem çeneni kapat diyorsun, kapatınca da konuşsana diyorsun. Karar ver."

"Ata Berk!!"

Doruk'un uyarısıyla hemen şirince sırıtmaya çalışarak bana döndü,

"Bende mocha alayım o zaman."

Siparişlerin hepsini not defterine yazdıktan sonra masadan ayrıldım. Arkamı döner dönmez yüzümdeki zorunlu olan gülümseme yerini ciddi bir ifafeye bırakmıştı. Siparişleri götürüp hazırlamalarını bekledim. Bu sırada bir kaç kişi daha gelmişti ama onlar ile Fırat ben ilgilenirim diyerek gitmişti. Siparişler geldiğinde tepsiyi getiren kıza gülümseyip elinden aldım. Masaya doğru ilerledim. Bu sefer ilgi odağı olmadığım için şanslıydım. Herkes kendi arasın da sohbete başlamıştı. Siparişlerini masaya bırakırken Doruk'un bakışlarını üzerimde hissediyordum.

"Afiyet olsun." diye mırıldanıp tam gideceğim sırada Ata Berke seslendi,

"Bakar mısın?"

"Efendim?"

"Ben çikolata parçacıklı kurabiye de istiyorum."

"Tabiki hemen getiriyorum."

Ata Berk gülümseyince bende ona içten bir şekilde gülümseyerek masadan ayrıldım. Mutfakta görevli kızın kurabiyeleri servis tabağına dizişini izledim. İşi bitince servis tabağını bana doğru uzattı. Tabağı alıp çıktım mutfaktan. Masaya geçip servis tabağını Ata Berk'in önüne uzattım. Çizgi filmlerdeki adamların gözlerindeki dolar işareti gibi Ata Berk'inde gözlerinde kurabiye işareti çıkacaktı neredeyse. Bu haline gülümseyerek "Afiyet olsun." diyip ayrıldım masadan.

Doruk'lar hâla oturuyorlardı ve gözlerini üzerimde hissediyorum. Kahvelerden sonra Ata Berk'den hariç kimse sipariş vermemişti. Ata Berk kurabiyeden sonra çilekli pasta, üzümlü kek ve donut yemişti. Bu çocuk nasıl bu kadar şey yedi anlamış değilim. Üstelik kilolu da değil. Sevmediğim insan tipi, yiyip yiyip kilo almayanlar.

Doruk eli ile hesabı isteyince Fıratın yanına gittim.

"Fırat bak şu masa hesap istiyor nasıl olacak?"

"Hiç sevmiyorum o kasıntı çocuğu."

Homurdanarak fiş çıkarttı. Fişi küçük bir sandığın içine koyup bana uzattı,

"Masaya bırakıp gelmen yeterli."

Gülümseyerek elinden aldım. Masaya bırakıp tam gidecekken Büşra hemen lafa atladı,

"Senin için fazladan bahşiş de katıyorum içine alırsın onu bebeğim."

Sol elimi sinir ile yumruk yaptım. Sağ elimin orta parmağıyla gözlüklerimi yukarıya doğru itip ayrıldım oradan. Gözlük kullanmanın belki de tek avantajlı yönüydü bu. Böyle durumlarda bire birdi.

Fırat'ın yanına sinirle gittiğim de bir şey olduğunu anlamış gibi yüzümü inceledi.

"Bir sorun mu var Beril?"

"Hayır bir sorun yok. Sadece okuldan tanıdığım ama anlaşamadığımız birisi o kadar."

"Bundan sonra o masayla ben ilgilenirim. Bana söyleseydin ilk geldiklerinde de giderdim."

"Sorun yok halledebilirim."

Ona emin olması için gülümsedim. Doruk'lar ayağa kalkmış ceketlerini giyiyorlardı. Hepsi sırayla çıkmaya başladı. Büşra önümden geçerken yanındaki kızlara bana bakarak bir şey söyledi kızlar da bana bakıp kıkırdayarak çıktılar. Doruklar da çıkarken en arkada Ata Berk vardı dişlerinin arasına bir dilim keki sıkıştırmış ceketini giymeye çabalarken bir yandan da Doruk'lara yetişmeye çalışıyordu. Onun bu haline gülümseyerek baktığım da o da göz kırpmayı ihmal etmedi.

Doruk'lar gittiğinde masalarına ilerleyip tabakları üst üste topladım. Elime kutuyu da alarak tepsi almaya gittim. Fırat'a kutuyu uzatıp mutfağa geçtim. Bir tepsi alıp geri döndüm. Boşları da toplayıp masayı temizledim.

•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°

Çıkış saatim geldiğin de görevli odasına geçip seri bir şekilde üstümü değiştirdim. Çantamı alıp çıktım odadan. Fırat'a,

"Ben çıkıyorum. İyi akşamlar." diye seslendiğim de,

"İyi akşamlar." diye karşılık verdi.

Cafe'den çıkıp otobüs durağına doğru yürüdüm.

......

Evin önüne gelince çantamdan anahtarımı çıkartarak açtım kapıyı. Annemler daha gelmemişti anlaşılan. Banyo dan su sesi gelince oraya doğru ilerledim.

"Berçin?"

"Abla benim."

Berçin'in sesini duyunca odaya geçip üstümü değiştirip saçımı rastgele bir topuz yaptım. Ben gözlüklerimi düzeltirken Berçin odaya girdi.

"Abla,"

"Efendim?"

"Hani sana bir şey anlatacaktım."

"Evet."

"Şey ben onu anlatmasam? Sadece anlatacak bir şey yok yani. O yüzden bir şey anlatmıyorum, yoksa anlatacak bir şeyim olsa anlatırdım sende biliyorsun."

Berçin heyecanlandığın da heyecanlanan tiplerdendi şu anda olduğu gibi saçmalayabiliyor. Üstüne gitmemeye karar vererek,

"Sen öyle diyorsan yoktur. Anlatma o zaman anlatılacak bir şey yoksa."

Berçin rahatlamış gibi bir nefes verip yataktan kalkıp saçını kurulamaya başladı. Bende günün yorgunluğu ile gözlüklerimi çıkartıp yatağa uzandım aklıma Fırat'ın söyledikleri gelmişti. Doruk ve arkadaşlarını hafta içi sık sık görecektim anlaşılan.

Bölüm sonu (:

Geçmişin İzleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin