Hiç benim olmamış bir kediye şiirler yazabilecek kadar doluyum. Kapanmayan bir yara kadar derinim. Mutlu sona inanan küçük kızlara acıyan bir benim. Şiir kadar yaralı,şair kadar ölüyüm. Bir fazlayım kendime. Eksik bırakılmış yaşlı bir dede kadar hüzünlüyüm. Sesi kötü bir kızın sabahlara kadar bağıra bağıra şarkı söylemesi kadar eskiyim.Kahve kokusunun ciğerime dolan havasını hissetmeyecek kadar güçsüz. kendine gidemeyen bir kadın kadar yorgun.
Bisikletlerin rotası özgürlüğe saptı o gece. Bir adamın gözyaşları aktı daktilosuna. Yanıp sönen sokak lambası yanmayı bıraktı. Yaşlı hanım plağına eskiye dokunan o plağı taktı. Beş dakikalık özlem yolculuğunda özlediğine kavuştu. Bir kızın gözyaşı da defterine damladı,kalemi tükendi onunla birlikte. Küçük bir çocuk gökyüzünde olduğunu düşündüğü annesine gülümseyerek kapattı gözkapaklarını. Uyudu mu.bilinmez. Yaşlı bir esnaf kedilere artan yemeğini ayırdı dükkanının önüne. Kapattı kapılarını geceye. Elinde kahvesiyle ağladı bir kadın. genç bir adam kabul edildiği işini kahkalarıyla kutladı o gece. Beyaz bir kedi gelen ayak seslerine açtı küçük masum gözlerini. Küçük bir kız yirmi ikinci kez okuduğu kitabın kapağını tekrar açtı. "Çayını soğuttun diyerek" gülümsedi bir adam yazmaktan yorulmamış bir kadına. Hiç mi üzülmedi?,dedi kırık bir kalp. ve eksik kaldı bir şiir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bunlar Hüzünlü Şeyler☁
PoesiaUmutlar ağlatır göğü,acılar kısaltır mesafeleri. Güneş geceye verir sırasını•