3008*

7 0 0
                                    

Adam elindeki sigarayı yere fırlattı. 3007 diye fısıldadı göğe. Kendine verdiği zararla gurur duyarcasına.

Yanıp sönmekten yorulmuş olan sokak lambası veda etti bir kez daha geceye. Güneş kendini göstermeden buradayım diyebiliyordu.Gece yüzlü adam ise bir bir yok olmaya devam ediyordu yine. Hafif sabah poyrazı gece yüzlü adamın bile tüylerini ürpertebilecek seviyede soğuktu. Ama adam bunu hissetmezdi. Duraktaki insanlara baktı. Otobüslerini beklerken ısınmak için ellerini avuşturan insanlara. Sabah durağı insanlarına. Hep özendi onlara adam. Düşüncelerini süsleyen şeylerin onlarınki gibi su faturası olmasını dilerdi. Birçok kırık neyse biriktirirdi adam. Ardında hep birkaç düşünce bırakırdı. Kedilerin bu yüzden peşinde olduğuna inanırdı. Bilirdi çünkü, bir insanın veremediği sadakati gri,sokaklar ezberlemiş bir kedi verebiliyordu. İnsanlar geçip giderdi adamın yanından,ruhu kirli olanlar ve umut dolu bakanlar. Sokak biterdi sonra. Köşedeki yaşlı

simitçiye ufak bir tebessüm yollardı sadece. Ve gün ağırana kadar yüzündeki kaslarda en ufak bir oynama olmazdı bu sebeple. Güneşi sevmediği söyleniyordu hep lakin her insanın kendinden taviz verdiği ufak zaman dilimleri olmalıydı. Gece yüzlü adam ise güneşin güne veda zamanında, ona bakmadan duramazdı. Histi. Tavizlik dediysem iyi bir şey olacak değil ya. His,kindi. Tüm hücrelerine işlemiş bir kindi bu. Güneşin kızıllığıyla beslenen bir kindi. Bakışları sarhoş dalgaların üzerinden yavaşça yükselir ve kitlenirdi. Beş kırkbeş güneşi her zaman ki gibi hazırdı gece yüzlüyü beslemeye. Kızıl tanrı günle olan tüm ilişkisini kestiğinde geride bıraktığı kırmızı şöleni adamın hücrelerini hareket haline getirmeyi başarabiliyordu. Ve adam bir kez daha fısıldadı göğe. 3008.

Bunlar Hüzünlü Şeyler☁Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin