12. bölüm: Cath me if you can

108 11 3
                                    

Amer~

Yorgunluk ve sıcak havanın etkisiyle kendimi lobideki kırmızı deri koltuklara atıverdim.

Bugün oteldeki işim fazlasıyla yoğun geçmişti. Otelin sahibi Abdullah Ozansoy'un, Arap girişimcilerle toplantısı vardı. Tercüman olarak bende katılmıştım. Bir hayli uzun süren toplantı, kimlik bunalımı yaşamama sebep olacaktı neredeyse.
Arapça Türkçe, bu iki dili bir arada hiç bu kadar uzun süre kullanmamıştım. Resmen hatlar karışmıştı. Adamlardan çok ben nefes tükettim. Ama Abdullah bey benim için önemli biriydi. Burada kimsesiz kalmışken bana sahip çıktı. İşe aldı. Ne zaman başım sıkışsa da arayabileceğim tek kişi.

Oğlu Ata ile aynı sınıftayız. Onun vesilesiyle tanışmıştık.

Koltuğa kendimi attıktan sonra derin bir nefes aldım.
Elimdeki su şişesini dikledikten sonra üst dudağımda kalan suyu dilimle yaladım.

Fakat gözüm ilerideki asansörün önündeki kağıtta uzun bir süre takılı kaldı. İçimden görevlilere saydımaya başladım. Temizliğe hiç önem vermiyorlardı. Sinirle yerimden kalkıp kağıdı almak için asansöre doğru yürümeye başladım.

Eğilip kağıdı hızla elime aldım ve doğruldum. Kağıtta gördüğüm muhteşem bir karakalem çalışmasıydı. Fakat daha ilginç olan resimdeki kişiydi.

"Bu resmen benim!"

Kaşlarımı buna anlam vermeye çalışırcasına çatmıştım. Başka biri olabilir mi? diye düşünüp dururken bir yandanda kağıdı evirip çeviriyordum.
Hayır hayır başka birinin olmasına ihtimal yoktu. Bu çok ustaca çizilmiş ve çok gerçekçiydi. Ve tamamen bendi...

Gizli bir hayranım mı var acaba diye düşünmeden edememiştim. Kimdi bu kişi? Beni nerden tanıyordu? Bu otelde düşürdüğüne göre, beni otelde görmüş olmalı diye düşündüm.

"Amer naber lan"
diyerek arkamdan gelip bana takılan kişinin sesini duymamla arkama döndüm. Çalışanlardan Ahmet'di bu.
Birbirimizle şakalaşıp takılmayı severdik. Ama benim hiç o modda olmadığımı yüzümdeki ifadeden anlamıştı. Hemen onunda ifadesi değişiverdi

"Noldu oğlum? Bir problem mi var?"

diye merakla sordu. Ben ise elimdeki kağıdı ona uzattım

"Şuna baksana bir" diyerek.

Ahmet eline kağıdı alır almaz gülmeye başladı.

"Vay kardeşim. kim çizdi bunu? Valla helal olsun seni birebir çizmiş"

"Ya bilmiyorum ki kimin çizdiğini. İşte sorun orada. Bilmiyorum. Asansörün önünde buldum." dedim

"Hadi ya!" Dedi ilk başta resme bakmaya devam ederek. Daha sonra aklına aniden birsey gelmiş gibi gözlerini kağıttan çekerek bana dikti. Gözleri sonuna kadar açılmıştı. Bense ne olduğuna anlam verememiştim.

"Ben biliyorum"dedi

"Neyi biliyosun abi?"

"Bunu kimin çizdiğini. Daha 20 dakika falan olmuştur. Bir kız geldi. Hani Ata bey resminin çizilmesi için birini arıyorduya. Onun için gelmişti. O kız düşürdü büyük ihtimalle"

"Nasıl yani? Bu otele daha önce gelmeyen biri miydi?"

"Bilmiyorum Amer. Ama sanmıyorum. Buraya ilk defa gelmiş gibi şaşkın bir halleri vardı"

"O zaman beni nereden tanıyor? Nereye gittiler? Neredeler şu anda?"

diyerek aklımdan geçen binbir soruyu sıralayıverdim.

"Otelin terasındaki kafe varya oradalar."

"Tamam Ahmet sağolasın" diyerek aceleyle asansörün düğmelerine basıyordum.

"Amer dur şimdi mi gideceksin yanlarına"

"Evet abi." diye cevap veedim umursamaz bir tavırla. Odağım sadece asansörün bir an evvel gelmesiydi.

"Ya dur be. Saçmalama. Ata bey'in kişisel bir toplantısı bu. Aniden basarsan hiç olmaz."

"Başlatma şimdi. Ata sınıf arkadaşım. Ondan çekinecek değilim herhalde. Ayrıca benim yüzümü benden izinsiz resminde kullanması da hiç hoş olmadı bu kişinin."

dedikten sonra karşımda asansörün açıldığını fark ettim.

"Neyse sonra görüşürüz" diyerek kendimi asansörün içine attım. Katları çık çık bitmiyordu. Bende asansörün içinde dört dönüyordum tabi.

Nihayet teras katında durmuştu asansör. Kapı açılır açılmaz da kendimi terasa atıverdim. Heyecanla şu resmimi çizen kızı aradı gözlerim.

Fakat lanet olsunki terasta görevlilerden başka kimseyi göremiyordum. Koşar adımlarla sandalyeleri masalari düzenleyip yerleri temizleyen görevlilere doğru yürüdüm.

"Ata nerede?"

"5 dakika önce diğer asansörden aşağı indiler."

Yüzümü buruşturup ofladım. Aynı anda da yere bir tekme savurdum.

"Lanet olsun!!"

İçimdeki bu merak duygusu ilk defa bu kadar yoğundu.
Aslında o kadar çok kızla çıkmıştım ki. Onlardan birinin olma ihtimalide aklımdan geçmedi değil. Fakat aralarında böyle bir resim yeteneğine sahip olan var mıydı hatırlamıyorum.

Eğer benimle kafayı bozmuş eskilerimdense gerçekten çok kızmıştım.

Selam arkadaşlar:):) umarım beğenerek okuduğunuz bir bölüm olur. Medyaya "Cath me if you can" şarkısını yükledim.
Eğer yapabilirse Amer Meyra'yı yakalasın bakalım:):):) Sanırım eğlenceli olacak

Yalnız #VYM_2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin