13. Bölüm: Merhaba "Asık suratım"

93 10 0
                                    

Herkese merhabalar:):)
Bu bölüm için medyaya Adele'den Hello'yu yükledim.
Neden bu şarkı bilmiyorum ama Amer ve Meyra'nın 2. kez karşılaşmalarının adına bir "Merhaba" diyelim dedik:)
Umarım beğenirsiniz
●●● ○○○ ●●●

Meyra~

Şu otelin sahibinin şımarık züppe oğlunun arkasını dönüp bizimle karşı karşıya kalmasıyla ne yapacağımı bilememiştim.

Bir yandan bu hıyara karşı ezik büzük görünmemek adına cool gözükme çabalarım, bir yandan da titreyen ellerimin tüm havamı söndürmesi!!

Gerçekten sinir bozucu bir durumdu. Bu hep başıma gelmek zorunda mıydı? Neden bu mallık sadece bana geliyordu. Anlayamadığım şekilde hep bir sakarlık tutuyordu beni.
Allah'ım lütfen şu çocuğun yanında bir sakarlık yapmıyım diye düşünürken Ata Ozansoy Melek ve bana doğru yürümeye başlamıştı.
Gözlerinde güneş gözlüğü vardı.
Ehh artist olduğu buradan belliydi.

Ata denen şu çocuğun bize doğru yaklaşıp iletişim kurma niyetinde olduğu belliydi. Onu anladık. Peki neden 10 metre uzağımızda durup elini tokalaşmak için uzatıyordu.

Şımarıklığın bu kadarı diye düşünerek sinirden köpürdüm adeta. Resmen ayağına gidip elini sıkmamızı istiyordu.

Fakat sonra beni beynimden vurulmuşa döndüren bir şey oldu. Gözlerimin önündeki sahne bir sarsıntı halini almaya başlıyordu. İçimden haykırarak ağlamak geçti o anda. Ve beni bencilce düşündüren bu iğrenç duygulardan nefret ettim.

Görevlilerden biri Ata Ozansoy'un koluna girerek onu bize yaklaştırdı. Ata ise bunca hizmetkarın emrine amade olduğu bir zenginliğin içindeyken gözümde em aciz halini oynuyordu şu anda. Ayakları o çalışanın komutası eşliğinde hareket edebiliyordu.

Ben ise sersemlemiştim. O anda Melek'i bile unutmuştum. O ne düşünüyordu acaba? diye düşünürken kafamı yanıma yani Melek'ten tarafa çevirdim.
suratı çoktan yağmurda ıslanmış yavru bir kedi görmüşçesine acıyan o ifadeye bürünmüştü.

Yüzümü oğlandan tarafa çevirdim. Yüzüne bakamıyordum. Çünkü çok utanmıştım. Gerçi o bunu göremezdi... Bir elini bize doğru uzatmıştı. Diğer eliyle de gözlüklerini çıkardı. Bu gördüğüm manzara beni daha çok yaraladı. Gözleri olağanca boşlukta gezinirken, o bütün masumluğuyla gülümsüyordu. Bize gülümsediğini düşünüyordu fakat öyle değildi.

Daha fazla elinin havada kalmaması adına elimi aceleyle Ata'nın eline uzattım. Tokalaştıktan sonra

"Ben Ata Ozansoy." diyerek kendini tanıttı.

"Şş-şey Bende Meyra. Meyra Taşkaya" diye kendimce kendimi tanıtmaya çaliştım. Hem heyecan hem de yaşadığım bu şok beni kekemeye çevirmişti adeta. Sonra yanımda bir kişinin daha olduğunu anlamış olacakki elini sağımdaki Melek'e uzattı. Bu durum bende şok üstüne şok etkisi yapmıştı. Bu çocuk görmüyordu. Fakat iki kişi geldiğimizi nasıl anlamıştı. Üstelik Melek sol tarafımda da olabilirdi. Sağımda olduğunu nasıl anlamıştı. Gözlerim şaşkınlıktan sonuna kadar açıldı.

"Yok artık"

ahaa!! Aferin sana kızım. Aferin! İşte böyle her düşünceni dışından söyleki rezil ol insanlara böyle. Bende diyodumki kıracağım pot ne zaman gelecek. Aha! Al işte Meyra hanım hiç gecikmedi. Hemen geldi. Zamanlama mükemmel yani ne diyebilirimki.

Fakat bu ani ve baya sesli tepkimin hemen ardından Ata'da bir kıkırdama belirdi. Bu beni hem şaşırtmış hem de içimi biraz olsun rahatlatmıştı.

Bu kısa süreli kıkırdamanın ardından Ata Ozansoy kendini toparlayarak bir iş adamının oğlu olduğunu hatırlatırcasına ciddiyete büründü.
Önce boğazını temizlemek istercesine öksürdü. sonra "Buyrun oturup konuşalım." dedi.

Yalnız #VYM_2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin