10. bölüm: Kötü kızım Meyra

159 14 10
                                    

Merhabalar gençler:):) Hikaye nasil gidiyor?
Amer unutamadığı aşkına kavuşurken kırdığı bir kalbi kendi haline bırakıp gidebilecek mi?
İyi okumalar

°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•

Amer

"Salaksın sen oğlum!! Sana güvenen birini kandırıp duygularıyla oynamaya hakkın yok!

Aslında bu pek umrumda olmazdı. Ama benimde bağlandığım biri olmuştu. Ve onun tarafından terk edilmek büyük bir yıkıma sebep olmuştu bende. Bunu yaşamıştım. Ne olduğunu anlayabiliyordum. Bu Meyra ile ilk karşılaşmamdı. Doğrusunu söylemek gerekirse onun gözlerinde gördüğüm şeyi diğer kızlarda görmemiştim. Onun gözlerinde çözemediğim bir masumiyet vardı sanırım. İnsanlara kolay güvendiğini ilan eden bakışları vardı. Haketmiyordu!

Bunu farketmem gerçekten geç oldu. şimdi onun hıçkırıklara karışmış kendiyle savaş verdiği o çaresiz halini izliyordum.

Vicdanımda birseyler kopuyordu sanki. Ama bu olmamalıydı. Ben kimseye kolay kolay acımazdım. Hiçbir şey umrumda olmazdı. Kimsenin gözyaşları beni etkilemezdi. Çünkü ben gözyaşının hiçbir zaman durmadığı bir yerden geliyordum. Bu beni hayata karşı da daha sert yapmıştı. Üstelik ailem olmadan gecirdiğim ve geçireceğim yılların hüznünü içimden söküp atamamışken başka kimsenin derdini kendime dert edemezdim. Ben sadece eğlenceme bakmayı seviyordum. Acılarımdan kurtulmanın başka yolu yoktu. Hayat benim için başka türlü geçmezdi.

Şimdi sen nereden çıkmıştın Meyra!
Kötü biri olabilirdim ama bunu yapmamalıydım."

Ellerim Meyra'nın omuzlarına doğru gitti istemsizce. ona biraz daha yaklaştım. İçimde susturamadığım vicdanım kendi elleriyle kırdığı kalbi avuçlarının içine alıp sarmak istedi. Teselli etme gereği duydum. Tabi edebilirsem. Sanırım tesiri olmayacak bir teselli için uğraşacaktım. Daha önce doğru düzgün yapmadığım birşeydi. Ama deneyecektim.

omuzlarını ellerimin arasına aldıktan sonra gözlerinin içine bakabilmek için başımı onun hizasına doğru eğdim. Kaş altından gözleriyle buluşmaya çalıştım. Fakat ağladığı için kısılan gözlerini göremiyordum bir türlü.

"Meyra beni dinler misin?"

diye başladım söze. Devamında ne söyleyeğimi bilemediğim halde. Sanırım dikkatini toparlayabilmek için böyle başlamak daha iyiydi.

Uyarıcıma rağmen Meyra'dan bir tepki alamamıştım. Ama hıçkırıkları biraz daha sakinleşiyordu. Bu uyarıcımın dönüt almaya başlamasının bir işareti olmalıydı. Diyeceklerimi duymak için kendini toplarlama yoluna gittiğinin göstergesiydi sakinleşmeye başlaması.

Bunu gördükten sonra biraz daha iyi hissetmiştim. Diğer kızlar gibi dinlemek istemiyorum deyip çekip gitmedi. Sanırım söyleyeceğim en ufak bir açıklamayı duymaya muhtaçtı. Onu az evvel kalktığımız banka oturttum. Oturturken ayakları benimle bir an bile inatlaşmadı. Doğrusu bu hali içimin daha çok acımasına sebep oluyordu.

"Bak sana ne diyeceğimi gerçekten bilmiyorum."

diyerek başladığım sözün devamını nasıl getireceğim konusunda hiçbir fikrim yoktu. O anda aklıma gelen ilk saçma şey ağzımdan çıkmış bulundu.

"Vur bana!"

Bunu neden söyledim gerçekten bilmiyordum. Ama Meyra'nın ağlaması tamamen kesilmişti. yanaklarındaki ve gözlerindeki ıslaklıklarla yüzüme şaşkın şaşkın baktı ilk önce

"Sen sevgilinin yanına gitsene!!"

dedi alakasız bir şekilde. Benimse tutamadığım bir kahkaha çıktı ağzımdan. Hala gülmeye devam ederken

"Ne oldu kız. Sevgilim yalnız kalacak diye endişelendin mi?"

Lanet olası şu çenen teselli konuşması yapacaktı Amer!! Alaylı bir konuşma yapmayacaktın. İste başına ne geliyorsa hep bundan geliyor.

Meyra sinirden gözlerini sıkıca kapatıp derin bir nefes aldıktan sonra gözlerini açıp bana dikti. Ben bu kızın masum bakışlara mi sahip olduğunu söylemiştim? Unutun onu. Şu an kızgın bir boğadan daha kötü bakıyor.
"Seni bir daha görmek istemiyorum"

dedi dişlerinin arasından kelimeleri tane tane sayarak.

"Amer!!!"

diyerek beni çağıran sesi duyduğumda ise sesin geldiği yöne, arkama doğru dönüp baktım. Gördüğüm Melisti.

Ahh lanet olsun! İşte şimdi s..tın.
Daha sonra Melis hızlı adımlarla bize doğru yürümeye başladı. Fakat yanımıza gelene kadar içimden kendime baya bir saydırdım. Tam yanımızda durduğunda ise bir bana bir Meyra'ya baktı.

"Hayırdır Amer artık sınıftaki kızlardan takılmıyorsun." dedi.
Bakışları ise bir o kadar kıskançlık ve öfke kokuyordu. İşte istediğim buydu. Beni kıskanması. Sanırım Meyra gerçekten kıskanılası bir kızdı.

Durumu toparlamalı mıydım? Yoksa egomu tatmin eden bu kıskançlık oyunuyla biraz eğlenmeli miydim?
Bunun için fazla düşünmeye gerek yoktu tabiki. Amer yapması gereken en doğru hareketi yapar her zaman. Ve yine Meyra'nın duygularını hiçe sayarak onu oyununa alet eder.

Hayır hayır! Meyra'yı rahat bırakacaksın. Onunla oynamaya hakkın yok. Ama malesefki egolarım bu kaçmaz fırsatı tepmemem için beni zorluyordu adeta.

Fakat o anda hiç ummadığım bir durum gelişti.

"Amer benim sevgilim."

Meyra bunu hangi ruh haliyle söylemişti bilemiyorum . Ama Melis'in saçlarına girişecekmiş gibi duruyordu. Gözlerini bir an olsun Melis'in üzerinden çekmiyordu.

Doğrusu bu çok hoşuma gitmişti. İşte istediğim kötü kız buydu. Masum saf ayaklarıyla sen sevdiğinle mutlu ol, ben bu acıyı tek başıma kaldırırım gibi lanet triplere girmemişti.

O ne istediğini biliyordu. O beni istiyordu ve avını kimseyle bölüşemeyecek kadar bencil bir yırtıcıydı artık.

Bende ona istediğini verecektim.
Meyra ile eğlenceli olacaktı...

Yalnız #VYM_2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin