kaos

16 3 0
                                    

illuminat zırvalarından bir tanesi ve en bilindik olanı...Kaostan düzen doğar. Geri zekalılar. Kaostan daha büyük kaos doğar sadece. Her kadın ve erkek, istisnasız olarak..kuş kadar zekaya sahip olan, sorgulayan ve düşüne her kadın ve erkek ömrünün bir dönemimde mutlaka bir açmazla karşılaşmıştır. Günün birinde gözlerimizi açarız ve kendimizi masmavi bir göğün altında,acı tatlı anları olan, doğumlar ve tabi ölümlerle kenar süsü yapılmış olan bir hayatın tam da ortasında buluruz. Çelişkilerle dolu olan bu hayatta, nereden geldiysek oraya dönme şansımız yoktur. Mütemadiyen ileri doğru istesek de istemesek de yol alırız. Şansımız varsa sağlıklı bir gençlik, orta yaş ve yaşlılık dönemimiz olur..Şanssız olanlarımız ise bunların ya ufak bir kesitini yaşar ya da daha yolculuğun başında yok olur gider...İnsanoğlu, bu kısır hayatı çekilir kılmak için icatlar peşinde koşmaktan tarihin hiçbir döneminde vazgeçmemiştir.Aşk, bu icatların en eski ve en bilindik olanıdır.Ve en geçerli.Şimdi bütün bunları bilen ben, nasıl olur da sahip olduğum bunca şeyden sonra kendimi bir kaosun ortasında buldum anlayamıyorum. Öyle bir kaosun ortasındayım ki, geri dönme şansım yok denecek kadar az...Kocama ayrılmak istediğimi söyledim. Üç günün biri geçti bile. Artık çok zor da kalmadıkça konuşmuyoruz. Çocuklar gerilimin farkındalar ama birbirimize sesimizi yükseltmediğimiz sürece onlar için sorun yok...Buna hemen şimdi son verebilirim. Üç günün bitmesini beklemeden özür diler ve çok sıkıldığımı, tekrarlardan yorulduğumu, hayattan bir tat alamadığımı söylerim. Biraz ağlar ve ona sarılırım...sonra

-Sonra, kocanın sana olan saygısı azalır ve yolunuza devam edersiniz.

Yatakta yalnızdım ve yine kendimle kuvvetli bir tartışmaya tutuşmuştum.

-Ne yapsam muhalefet oluyorsun.İki gün önce de ayrılma kararıma karşı çıkmıştın, hatırlatırım.

-Çünkü sen yaşamın anlamını bilemeyecek kadar sığ bir görüşe sahipsin.

-Derin taklacı güvercinleri de gördüm ben. Yere nasıl çakıldıklarını.

-Onlar ölümü göze alacak kadar cesaretliler çünkü.

-Ne yani, ben korkak mıyım?

-Evet, hem korkak hem zavallı. 

-Dediğin gibi olsaydı kocama ayrılmak istiyorum demezdim.

-Dedin evet, ama ayrılmayacaksın. Bunu biliyorsun.

-Nedenmiş o?

-Çünkü seni çok bilmiş, bu eve, itibarına, iki çocuğuna ve kocanın imkanlarına karşılık sadece bir hayali seviyorsun.

-Tamam, daha fazla duymak istemiyorum.

-Ve o hayal, sana bunların hiçbirini veremez.

-Yeter artık!

-Seninle sadece kibarlıktan ilgilenen bir adamı hayalinde mecnun yaptın. Kendini de Leyla'nın yerine koydun. Çocukken bu kadar çok masal okursan olacağı buydu.

-Kes dedim sana, kes! Aptal aptal konuşma!

Kapı hafifçe aralandı...Kocam, suratında endişeli bir ifadeyle bana baktı.

-Ne oldu?

-...

-Kiminle konuşuyorsun, sesin salona kadar geldi.

Bir kurtarıcı gibi elimdeki telefonu gösterdim. 

-Yanlış numara arayan biri...Bir türlü kapatmak bilmedi. 

Başını iki yana sallayıp kapıyı kapattı...

Sonunda bu da olmuştu işte. Beynimin içindeki sesle, vicdanımla sesli olarak kavga etmeye de başlamıştım. Deliriyor muydum acaba? Evet, kaos teorisi...Kaostan düzen doğarmış. Çok bilmişler.


UÇURUMUN KIYISINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin