O GÖZLERDE KAYBOLMA

57 3 1
                                    

Multimedia -Ayşe

Hilal-

Siyah taytımı ve uzun tişörtümü giyerken aslında aklımda o çocuğun mavi gözleri vardı.O kadar uzaklıktan bile onun mavi gözlerini görebilmiştim.Mavi gözlerle bir sorunum var benim aslında.Bana çok boş ve anlamsız bakıyorlarmış gibi geliyor.Ama onun öyle değil işte.Masmavi gözleri uzaktan bile alıyor seni.Niye böyle oldu bilmiyorum ama farklıydı.

Ayşe'nin bana seslendiğini duyduğumda içimi bir heyecan kapladı nedensiz.

-Hadi seni bekliyorlar daha hazırlanamadın mı?

-Seni derken yanlış duydum herhalde ,bizi bekliyorlar demek istedin dimi canım arkadaşım.

-Yoo ben gelmiyorum.Sen gidiceksin tek başına.

-Oldu o zaman pencereye çıkıp onlara senin kafanın koptuğunu bu yüzden gelemeyeceğimizi söyliyim.

-Tamam tamam ben kapıda beklerim seni.

Hazırlandığımda saçlarımın ne kadar bakımsız olduğunu düşündüm ama olmuşla ölmüşe çare yok.Tam odamdan çıkacaktım ki annemin bana Hac'dan getirdiği o güzel kokulu parfümü gördüm yatağımın üstünde.Parfümü kaptığım gibi bir puf sıktım.İkincisini yapmama gerek yok şuan yeterince annem kokuyorum zaten .Bu koku bana yeter.

Ayşe'yi zorlayarak kapıya götürdüm ve ayakkabılarımı sildirdim.Ben beceremiyorum o işleri ya sildiğim bölgede bile kir kalıyor.Ayşe'de artık bu duruma alıştı.Ama bana hala 'bak şöyle yapacaksın,bak burayı silmeyi unutma' diyip diyip duruyor.Size bir soru bilin bakalım bu söyledikleri nereden girip nereden çıkıyor?

En son kapıdan çıktığımızda iki evin aynı mimariye sahip olduğunu farkettim.Pencereden bizim geldiğimizi görüp kapıya koşmuşlardı.Bu yapacağım şeyi sonradan kullanacağımın onlar farkında değildi ama Ayşe çok iyi biliyordu.Bizim gibi onlarda ikinci katta oturuyordu.Ben Ayşe'ye eve girmesini teklif ettim ama inatçı anlaşmayı hatırlatıp durdu.

-Sen gir bak ben burada bekliyorum.

İsmini bile bilmediğimiz komşularımız kapılarını açmıştı.Gözleri yakından daha da gözlerimi yakıyordu. Eşofmanın kirden görünmez olması baya bir çalıştıklarını gösteriyordu.Gerçi diğer çocuk öyle değil.O kot pantolan ve tişörtle duruyordu-en azından temizdi-.

-Hoşgeldiniz isminizi bilmediğimiz komşularımız.

-Hoşbulduk aynı durumda olduğumuz komşularımız.

Maviş konuşmuştu.Zaten diğeri Ayşe'ye bakıyordu.Ayşe'de az değildi he.

Maviş;

-Adım Emre.

-Benimde Yunus.

-Ben Hilal.

Maviş;

-Biliyorum.Geçen yaz kolun çatladığında çok acıdı mı?

Ah Ayşe fısıldarken bile nasıl duyurdun acaba?

Maviş ben kazandım bakışı atarken Ayşe araya girdi.Kaç kere söyledim ona tam patlayacakken beni durdurma diye.

-Öhöm öhöm .Benim adımda Ayşe.

Yunus;

-Ayşe ha.

-Evet.

Onlar birbirlerine bakarken öksürme sırasının bana geldiğini farkettim.

-Öhöm öhöm.Perde nereye takılacak?

-Gel göstereyim.

Diyip eliyle kapıyı gösterdi. Peşinden giderken kendimi final maçına gelen ama kazanamayacağını bilen futbolcular gibi hissettim.
İçeriye girince buranın ev olup olmadığından şüphelendim odada sadece l şeklinde bir koltuk ve 2 sehpa vardı .Emre'nin takmaya çalıştığı perdede yere büzülmüş bir şekilde duruyordu. Kendimi beğenmiş bir şekilde Perdeyi elimi götürdüğümde mavişin bana baktığını hissedebiliyordum. Hızlı bir şekilde perdenin ucuna tutarak yerden kaldırmaya başladım .Her çektiğimde alttan değişik sesler geliyordu. Tülün son kısmınıda kaldırdığımda alttan kahverengi küçük bir köpek fırladı. Daha doğrusu insanlık için küçük benim için büyük olan bir köpek fırladı
Ya Niye böyle oluyor anlamıyorum. Bir kere de rezil olmasam ne olur sanki ?

Korktuğumu belli etmemeye çalışarak gülümsedim.
-Şu sandalyenin üstüne çıkarak perdeyi takmaya başlayabilirsin küçük kız.
- Ne küçük kızı be ben senden büyüğüm bir kere .
-Benden büyük bir kız neden kendisinden bile küçük olan köpekten korksun.
-Ne korkması be .
-Hadi hadi çok konuşma da başla takmaya daha çok işin var.
-Bak şuan giderim senin tülünü takmak zorunda değilim.
-Tamam hadi.

Ayşe-
Kendimi utançtan apartman boşluğuna falan atacakken küçük kahverengi bir köpek sağıma soluma koşmaya başladı. Tam sevmek için eğilecektim ki Yunus 'un elindeki portakal suyunun boş zeminde çıkardığı 'şap' sesini duydum . Kızardığını görebiliyordum ama yine de onun yüzünü hiç bir şekilde kötü göstermemişti .
-Sen al portakal suyunu ben temizlerim burayı.
-Peki.
Portakal suyuna ne ihtiyacim varmış şuan anladım.Hayli serinletti şuan .Yunus içeri gidip o annelerimizin meşhur sarı beziyle bir güzel sildi zemini.Benim bildiğim sarı bez mutfakta kullanılır ama neyse.Bir eli yerdeyken bana laf anlatmaya başladı
-Köpeğin adı Adsız.Biliyorum saçma ama ne bileyim 'Boncuk,Ponçik' falan daha saçma.
-Haklısın tabii.Aslında ismi 'çikolata'olabilir.İsminin hakkını kesinlikle verecektir.
Mükemmel bir tebessümle köpeğe seslendi.
-Çikolata gel oğlum ,heh al bakalım yemeğin.
Ben koca kafamı öne eğerek kendimi avutmaya çalıştım.
Hayır ne etkilenmesi.Hayır.Köpeğin adını benim söylediğim adı yaptı diye değil.Gülüşü çok farklı .Yorgun gülüyor.Gülmekten yoruluyor.İşte beni etkileyen de bu sanırım.
-Portakal suyu soğukmuş,iyi geldi.
-İyi geldin.
Al işte.
Portakalı ağzıma dikip oyalanacak bir şey aradım.Nasıl anlıyor beni bilmiyorum ama elime bir rozet verdi.Simsiyah bir rozet.Üstünde anlamını bilmediğim şeyler yazıyordu.Sanırsam Latin harfleriyle yazılmıştı.
-Bu ne?
Eliyle rozeti göstererek ;
-Sen bulacaksın.
-İyi güzel de neyi bulucam bir orayı anlatsan.
-Bulunca anlatırım.
-Ama ..
-Al sana oyalanacak bir şey işte.
Kafam karışmıştı .Önce rozete sonra o yüze baktım.Öyle bir bakma değil.Baktım işte .Anlarsın ya .Uzun uzun.

Hilal-
Perdeyi takmaya başladığımdan beri tam 9 kere Maviş'in üstüne düşme tehlikesi atlattım.O ise her seferinde güldü.Sol elinin yüzük parmağında kalınca bir yüzük var.Sorucam sorucam soramıyorum.Dur bir sorayım.
-Mav..Emre o yüzük ne anlama geliyor senin için?
-Ne oldu?
-Hiç sordum öyle.
-Seninle iyi arkadaş oluruz.
-Tabi tabi.Sende herşeye burnunu sokuyorsun bende.Bence de çok yakışırız.

Ne dedim ben ?Ne dedim?Hayır canım ne yakışması.Düzelt şunu Hilal .Düzelt şu durumu.

-Yani şey anlamında arkadaş oluruz anlamında.
-Tamam arkadaşım .Rahat ol ben anladım seni.

O gözlere nasıl bağırayım ben şimdi .Gözlerine bakma gözlerine bakma.Konu bul.

-Heh bitti işte.Yalnız tülünüz biraz uzun mu ne?
-Olsun kısa olmasından iyidir.Sonuçta karşı komşularımız bizi izleyebilir.

Bak sen şuna .Sen hayırdır?

-İşleri güçleri yok sizi mi izlicek.

Elimi tik işareti yaparak ekledim 'karşı komşularınız'?

Zafer benim Maviş.Üzgünüm.
Sandalyeden inerek elimi sallayıp odadan çıktım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 14, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Karşı KomşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin