Yarım saatlik bir tren yolculuğundan sonra gitmemiz gereken yere varmıştık. Görev kağıdının arkasındaki adrese baktık. Kısa bir süre sonra adresin yazılı olduğu yere varmıştık. Karşımda eski ve neredeyse yıkılmak üzere olan bir ev duruyordu. Adresi tekrar kontrol ettim . Doğru yerdeydik. Derin bir nefes aldım ve kapıyı çaldım. Kapıyı açan kişi ayakta zar zor duran yaşlı bir adam açmıştı. Görev kağıdını gösterdim.
Juvia: Merhaba. Görev için gelmiştik.
?:İçeri geçin.
Adam bir anda öksürmeye başladı. Bir kadın geldi ve adamın kolunu boynuna doladı.Kadın bizi sakinleştirmeye çalışırcasına bize baktı.
?: Merak etmeyin bu normal bir durum siz içeri geçin.
İçeriye girdik. Ev oldukça küçüktü. Tek katlıydı.
Eski ve tozlu gözüken koltuğa oturduk. Ortam oldukça sessizdi. Açılan kapının gıcırtısı sessizliği bozdu. Kapıdan çıkan kişi az önce gördüğümüz kadındı.
-Gray'in Ağzından-
Yuka gerçekten sinir bozucuydu. Bu görevin bir an önce bitmesini istiyordum. Yuka sarıldığı koluma daha sıkı bir şekilde sarıldı.
Yuka: Hey Gray-kun bu görev bittikten sonra birlikte bir şeyler yapmaya ne dersin.
Yüzümü buruşturdum ve kolumu Yuka'nın kolundan kurtardım.
Gray: Hayır . Bu görev bittikten sonra yapmam gereken önemli şeyler var.
Yuka: Peki o zaman belki başka bir zaman.
-Juvia'nın Ağzından-
Kadının bize tarif ettiği yeri bulmaya çalışıyorduk. Geçtiğimiz yollar toz toprak içinde kalmıştı. Kısa zaman önce buralarda savaş çıkmış gibi gözüküyordu.
Lyon: Burada büyük bir çatışma çıkmış olmalı.
Haruka:Hadi ya nereden anladın ?
Haruka'nın ses tonu oldukça alaycıydı ve yüzünde alay dolu bir gülümseme vardı. Onları umursamadım ve etrafı incelemeye başladım. Aradığım şey ise kadının bize tarif ettiği madalyondu. Bu görevin amacı ise zaten en başından beri madalyonu bulmaktı . Bu madalyon kadının anlattığına göre bir adada yetişen yıldız şeklindeki bir meyveden esinlenelerek yapılmıştı. İnanışa göre o meyveden yiyen kişilerin kaderleri birbirleriyle sonsuza kadar bağlanıyordu. (Kingdom Hearts :3) . Keşke Gray-sama ile birlikte o meyveyi paylaşabilseydim. Ama ne yazık ki imkanı olduğunu sanmıyorum. Çünkü meyvenin yetiştiği yer buradan oldukça uzak.
Lyon: Hey Juvia ne düşünüyorsun ?
Lyon-sama elini önümde sallıyordu.
Juvia: Aslında önemli bir şey-
Haruka-san sözümü kesti.
Haruka: Tabi ki de beni düşünüyor başka ne düşünebilir ki ?
Lyon-sama nefesini dışarı üfledi .
Lyon: Egoist.
-Gray'in Ağzından-
Yuka: Haydutlar buradan geçmiş gibi görünüyor.
Haydutların izlerini takip ederek bu eski ve toz toprak içinde kalmış harabelere kadar gelmiştik. Harabelerin içinde ilerlemeye başladık burada çıkan çatışma düşündüğümden daha büyük gözüküyordu.
Yuka: Tch , bu balinanın burada ne işi var ?
Yuka'nın sinir bozucu sesi ile irkildim. Mavi balina derken kimden bahsettiğini anladığım söylenemezdi. Kafamı Yuka'nın baktığı yöne doğru çevirdim. Karşımda Juvia ve aşk raki- öhm yani Lyon ve Haruka vardı. Juvia beni görünce geniş geniş gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fairy Tail -Uyum-
FanfictionSu ve buz birbirleriyle uyum içindeki bu iki element "Fairy Tail" loncasını karanlıktan kurtarabilecek miydi?Loncaya eski neşesini kavuşturabilecek miydi?