Uçan Mürekkebin İzleri -5

64 16 7
                                    

Yeni bölüm ile karşınızdayım multimedya Kutsal yani Alperen Duymaz... Umarım bölümü beğenirsiniz, iyi okumalar....

"Annemin arkadaşlık ilişkileri çok kuvvetlidir hemen tanışmış Deniz'in ailesi ile biz de tanıştık. Yaz tatiliydi yeni okula kayıt olacaktı. Benim okuluma gelmek istedi, aynı sınıfa yazdırdılar. Beraber gidip gelmeye başladık. Akşam dersleri birbirimizin evinde yapardık.

Çok yakındık, yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez oldu. Bir sene de birbirimizi tamamen tanımıştık. Üniversiteye geçeceğimiz zaman evlenme kararı alındı ailemiz tarafından. Ama ben Deniz'i sözleneceğimiz gün ortada bıraktım..." Baştan beri pür dikkat dinlediğim sözleri son söylediği cümle ile anlamını kaybetti oysa ki arkadaşlıklarına imrenmiştim.

"Nasıl yaptın bunu ?" gözlerim dolmuştu. Hiçbir insana kıyamazdım ki ben... O kızın yaşadığını az çok tahmin edebiliyordum. "Kesin çok üzülmüştür..." Bu düşüncemi sesli söylediğimi farketmemle gözlerimi Kutsal'ın yüzüne doğru çıkarttım. Yüzünü buruşturdu ve kafasını salladı. "Üzüldü tabii... Ama yaşımız da küçüktü Elif. Ailelerimizin tek amacı birbirimizi koruyup kollamamızdı. Zaten aynı üniversiteyi kazanmıştık beraber gidip geleceğimizi bile planlamışlardı." söylediklerini duymamla şaşkınlığıma engel olamadım.

Bizim okulda mıydı bu kız ? Kutsal düşündüklerimi anlayınca kafasını onaylamazca salladı. "Bizim okulda değil. Yani Amerika'ya gitti..." Deniz hakkında sormak istediğim bir sürü soru vardı ama sustum, konuşamadım...  O kadar fazla üzülmüştüm ki konuşmaya takatim yoktu.

Denize ister istemez acımıştım. Sonuçta hangi kız sözleneceği gün terk edilmek isterdi ki... Kutsal bana uzun uzun bakıp bekledi. Soru sormamı ister gibi bir hali vardı. Benden ses çıkmadığını görünce "Şu an aramız kötü değil aslında... Arkadaş kalalım yalanını söyledik birbirimize.

En son havalimanında konuştuk işte. Son sözümüz 'Herşey güzel olacak' tı..." Kızın yaptığı şeyi anlayabilmiş değildim herşey nasıl güzel olabilirdi ki benim asla hazmedemiyeceğim bir olaya Deniz nasıl tepki vermişti.

"Ben olsam yüzüne bile bakmazdım." dediğime karşı Kutsal güldü. Hareketleri sinirime dokunuyordu. "Bence de bakmamalıydı. Yaptığım şeyin iğrenç bir hareket olduğunun farkındayım ve bana yapılmasını istemezdim." Çıldıracaktım resmen benle dalga geçiyordu.

İnsan kendisine yapılmasını istemediğini niye başkasına yapardı ki... "Bunu kavrıyor olabilmen bile büyük bir erdem. Tebrik ederim Kutsal Uygur." Elimle alkış tuttuğumda yüzünde zafer kazanmış bir eda vardı. "Neden bunu yapıyorsun ? Niye fevri karar veriyorsun ki..."  Sinirlenmiştim ayağa hiddetle kalktım. "Neye fevri karar verdim ya ? Kızı ortada bırakmışsın. Kendi ağzınla ben onun yerinde olsam affetmezdim diyorsun. Onu terk ederken aklın neredeydi ?" Kutsal ayağıyla ritim tuttu ve yere diktiği gözlerini gözlerime kaldırdı. "Deniz kanserdi Elif..!" diye bağırdı.

Donup  kaldım demeye çalıştığı şeyi anlayamıyordum. Kanser bir kızı ortada bırakmak daha kötü değil miydi ? Peki Deniz yaşıyor muydu ? "Ona acıdığım için evleneceğimi düşünüyordu. Kabul etmemem için yalvardı. Onu kıramazdım zaten, ki bir de dediğim gibi kanserdi. Amerika'da tedavi olup gelirim demişti. Zaten en büyük korkusu beni ortada bırakmaktı." Demek herşeyi Deniz istemişti. "Peki o öldü mü ?" diye sorduğumda gözlerini kapattı.

"İstediği gibi Amerika'da tedavi oldu. Zaten onu buradan uzaklaştıracak bir darbe atmalıydım ki İstanbuldan gidebilmeliydi. Ailesi beni hiç affetmedi. Kızlarının burada da iyileşebileceği kanısındaydılar. İşin sonunda iyi ki gitmiş dediler tabi ama benim hakkımda düşünceleri hala değişmedi." Yüzünü incelemeye başladım.

Uçan Mürekkebin İzleri -ASKIDA-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin