Hepinize merhaba. Yeni bölümüm ile karşınızdayım... Umarım beğenirsiniz... Multimedya'da aşk için gelmişiz ilahisi ve Elif var...
Demet ile lunaparka gitmemizin üzerinden bir ay geçmişti. Aslına bakarsak içeriye falan girememiştim lunaparkı görmemle tüm yaşadıklarım gözlerimin önünden geçmişti ve Demet'e herşeyi anlatmıştım.
Ağzından küçük bir özür dileyiş çıkmış beni üzmek istemediğini söylemişti. Gerçi nereden bilebilirdi ki... Onunla yaşadıklarımı kimseye anlatmazken o nereden öğrenebilirdi ? Hayatım aynı sıkıcılığı ve monotonluğu ile devam etmiş Kutsal bir daha karşıma çıkmamıştı...
İşe gitmek için arabama bindiğim sırada telefonumun çalması ile çevirdiğim anahtarı ters yönde çevirip kontağı kapattım. Demet'in aradığını görünce kulağıma hızla tutup "Efendim" dedim. "Elif kahvaltı yapalım mı hazır bugün mahkeme de yok..." Gülümsedim güzel bir kahvaltıya ihtiyacım vardı. "Tamam olur canım üsküdar sahilde buluşalım..." dediğimde onaylayıp telefonu kapattı. Arabamı Üsküdar'a doğru sürmeye başladım...
Yarım Saat Sonra
Sahilde araba park edecek yer bulamayınca Üsküdar'ın iç kesimlerine doğru bir yerdeki otoparka arabı koymuş ve sahile doğru yürüyordum. Caminin önünden geçerken gördüğüm kişi ve yaptıkları ile olduğum yerde çakılıp kaldım. Kafamı her iki yana sallayıp gördüklerimin gerçek olup olmadığını tarttım.Ama gerçekti Kutsal karşımdaki şadırvanda abdest alıyordu ve çok mutluydu. Abdest almayı bitirdikten sonra yanında amcanın sırtını sıvazlayıp asılı olan ceketini üzerine geçirdi. Sonra hızla camiye girdi. Merakıma yenik düştüğüm için ister istemez caminin camlarına doğru koştum. Buzlu camdan dolayı içeriyi göremeyince ayakkabılarımı çıkarıp içeriye girdim. Hanımlar bölümü yazan yere ilerleyip içerideki küçük delikli paravandan erkekler bölümüne doğru bakmaya başladım. Kuran'ı Kerîm okuyordu.
Yanına gelen amcalar sesli okumasını isteyince sesli okumaya başladı ve benim ona hayran kalmamı sağladı. Sesini bu şekilde sadece şarkı söylerken duymuştum. Şimdi aynı tonda Kuran'ı Kerim okuması o kadar farklı geliyordu ki... Arkadaki teyzelerin cık cık seslerini karşı kafamı hızla onlara doğru çevirdim. "Bir de kapalı olacaksın bir erkeğe bakmak sana yakışıyor mu ?" Kafamı salladım.
Dışarıdan yanlış anlaşılmaya o kadar müsaittim ki... Bir insan on beş dakika boyunca birine baksa bende kötü düşünürdüm. "Teyzecim siz yanlış anladınız. O benim..." O benim neyimdi ? Konuşurken niye düşünmezdim ki... Arkadaki teyze söze karıştı. "Sen yoksa Kutsal oğlumun sözlüsü müsün ? Ama açık olduğunu söylemişti..." Bu teyzeler Kutsalı nereden tanıyorlardı...
Ve Kutsalın sözlüsü kimdi ? "Siz Kutsalı nereden tanıyorsunuz ?" Teyze gülümsedi "Bir haftadır bize Kuranı Kerim okumaya bu saatlerde geliyor. Çok olgun bir çocuk maşallah. Kızım onu bırakma tamam mı ?" Kafamı salladım "Bırakmam..." Gözlerim dolmuştu demek sözlü olduğu biri vardı. Ve benimle konuşabiliyordu...
Sinirlenmiştim nasıl sözlü bir insan böyle davranabilirdi ki... Teyzelerle daha fazla konuşamayacaktım. Hepsine veda edip dışarı çıkacağım sırada "Kızım ismin neydi ?" diyen teyzeye bir anda Elif deyiverdim. Ve saniyesinde ismimi söylediğime pişman oldum. İsmimi hangi akla hizmet söylemiştim. Kutsal'ın benim burada olduğunu öğrenmemesi için dua ederek kapıdan çıktım.
Bu sırada çalan telefon sesiyle Demet'in beni beklediğini hatırlamış oldum. Kendimi o kadar kaptırmıştım ki Demet'i unutmuştum. Telefonu açıp "Canım geldim bekle..." dediğimde Demet nerede kaldın sözleri ile kulağımın zarını patlatmayı başarmıştı. Telefonu kapatıp çantama koydum ve avludan çıkmak için hareketlendim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uçan Mürekkebin İzleri -ASKIDA-
Teen FictionUtanırsın bazı yaşadıklarınızdan, keşke dedirtir çoğu anınız sizlere, pişmansınızdır yaptıklarınızdan, ama geriye dönüşün imkanı olmadığının da farkındasınızdır. "Herkesin bir hikayesi var derdi babam... Ben de hiç bir hikayede kendimi bulamazdım...