3. Bölüm - Yeni Bir Sayfa

91 8 18
                                    

(1. Bölümün devamı)

"Seni artık tanıyamıyorum."

Bu sözü gözlerimi doldurmuştu. Herkesi, her şeyi kaybetmiştim. Şimdi de tek arkadaşım Brook'u kaybediyordum.

"Ben de seni tanıyamıyorum. Sen bana kayıtsız şartsız inanan tek kişiydin. İyi dinle. Madem bana inanmıyorsun, madem kavgayı o manyağın değil de benim başlattığımı düşünüyorsun, git ve kamera kayıtlarını izle. İstifa ettiğimi de Victor'a bizzat kendim söyleyeceğim. Şimdi çık dışarı."

Gözyaşlarım beni ele vermişti ve Brook benim çok nadir ağladığımı bilirdi.

"Thea.."

"Çık dışarı!"

Brook dışarı çıktığında gözyaşlarımı sildim ve giysi dolabımın üstünden valizimi çıkardım. Valizimi hazırlarken gözyaşlarım sürekli görüşümü engelliyordu. Gözyaşı pınarlarıma lanet okuyarak valizimi kapadım. Ardından Victor'ın odasına gittim ve Victor'ın Brook'la kamera kayıtlarını izlediğini gördüm.

"Victor. İstifa ediyorum. Burada suçsuzken suçlu durumuna düşürülmek bana göre değil." Dedim.

"Thea, gitmemelisin. Senden özür dilerim. Janet'ı klüpten atacağım. Ama senin gibi bir yeteneği kaybedemeyiz."

"Victor. Benim özür beklediğim kişi sen değilsin," dedim Brook'a bakarak ve devam ettim, "ki bu kişi benden özür dilese dahi burada kalmamaya kararlıyım."

"Sen bilirsin. Ama şunu bil, sen istifa etmiyorsun, ben seni kovuyorum." 500 dolarlık bir çek çıkardı "Ve bu da tazminatın. Seni tekrar aramızda görmekten mutluluk duyarız, kapımız sana hep açık."

"Senin bu kadar iyi biri olduğunu bilmiyordum. Her neyse, görüşmek üzere." Odadan çıktığımda Brook beni takip etti.

"Thea, özür dilerim. Lütfen kal. Lütfen. Benim buradaki tek varlığım sensin, lütfen.."

"Sen de benim için öyleydin. Öylesin ama kararımdan dönmeyeceğim. Zaten her gün dayak yemekten sıkıldım."

"Nereye gideceksin, nerede kalacaksın?"

"Bu gece otelde kalırım, sonra bir yer bulurum. Hiçbir şey yapamazsam da.. New York'a dönerim."

"Thea, lütfen yapma."

Başımı iki yana salladım.Odama gittim ve valizimi aldım. İnsanlar gittiğimi görüp beni soru yağmuruna tutmasın diye binanın arka kapısından çıktım. Bu his, bu yalnızlık hissi berbattı. İçimden ağlamak geliyordu ve kendimi tutamadım. Kaldırımdaki bir banka oturup başımı ellerime gömdüm. Yaklaşık 2000 dolar biriktirmiştim fakat bu para burada gelecek vaat etmezdi. Birden koluma biri dokundu ve irkildim.

"Hey, benim, Louis. Sen iyi misin?" Sesi çok iyimser gelmişti, terslemeyip konuşmaya başladım.

"Ş-şey evet. Sadece.. Klüpten atıldım ve kalacak bir yerim yok. Şu an ne yapacağımı da bilmiyorum ve Brook aptalıyla da kavga ettim. Brook'un kim olduğunu açıklamayacağım, zaten biliyorsundur. Beni o kadar takip etmişsin sonuçta."

"Hayır, sadece biraz araştırdım. Kolyende soyadın, McGinn, yazıyordu. Bak, sana bir teklifim var. Benimle birlikte yaşayacaksın."

"Asla!"

"Dur, yanlış anladın. Bir süreliğine. Sana iş de bulacağız. Bunun karşılığında.." Güneş gözlüğünü çıkardı ve mor gözleri ortaya çıktı. "Bunlardan kurtulmama yardımcı olacaksın."

"Nasıl yardım edebilirim ki? Ve seninle asla aynı evde yaşamam."

"Senin Kimya mezunu ve zeki biri olduğunu biliyorum. Benim için bir ilaç üretebileceğini umuyorum. Evimin bodrumuna laboratuar gibi bir şey kurduk. 2 arkadaşım bana yardımcı oluyor fakat benimle kalmıyorlar. Yemin ederim ki amacım sana zarar vermek değil. Bu laboratuardan para da kazanabileceksin. Lütfen bana yardım et, bu lanete daha fazla katlanamıyorum."

Purple Effect (Mor Etki)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin