4. Bölüm - Gerçekler

76 6 5
                                    

(Multideki Brook)

"Kötü çocuklar sizi!"

"Kapa çeneni!"

Lou beni odama götürdü ve yatağıma uzandı. Bir süre onu izledikten sonra kolunu açtı ve "Gel." Dedi. Önce biraz tereddüt ettim fakat sonra uzanmaya karar verdim. Gözleri dolmuştu ve bir derdi var gibiydi. Yanına uzandığımda başını göğsüne koymamı sağlayıp bana sarıldı. Başımı kaldırıp yüzüne baktım. Çene kemiği dıştaydı ve bu yüzünü harika bir şekle sokuyordu. İri, mor gözleri duvara sabitlenmişti. Kirpikleri uzundu. Burnu düzgün ve şekilliydi. Dudaklarını içe kıvırmasına rağmen pembe rengi belli oluyordu. Gözlerini bana çevirdiğinde başımı indirdim.

"Ben lanetliyim, Thea."

"Öyle deme. Bu senin suçun değildi. Bak. Bununla yaşamanın sana ne kadar sorun yarattığının farkındayım ve ne olursa olsun senin için o tedaviyi bulacağım. Sonu berbat olsa bile seni bu durumdan kurtarabilmek için her şeyi yapacağım. Söz veriyorum. Sakın üzülme.

Başını iki yana salladı.

"Hayır. Teşekkür ederim. Fakat ondan bahsetmiyorum. O patlama.. benim yüzümden oldu."

"Ne?  Lou, senin bir suçun yok.."

"Bu bir mecaz değil. O zamanlar.. pis işlerle uğraşıyordum. Bilirsin.. Youtube'da çok fazla abonem vardı ve bu beni bir internet ünlüsü yaptı. Tabii sadece Wisconsin'de. Bununla beraber aptalca şeyler yapmaya başladım." Gözleri doluyordu, daha fazla konuşmak istemiyor gibiydi. Korku dolu bakışlarımı görünce devam etti. "Patlamayı ben yarattım.. Ama yemin ederim amacım birilerini öldürmek değildi Thea, yemin ederim!"

Çok fazla ağlıyordu. Onu bu şekilde göreceğim hiç aklıma gelmezdi.

"O gece laboratuvarın boş olduğunu söylediler. Etrafı kolaçan etmiştim, kimse yoktu. Ama o gün gece mesaisi olduğunu unutmuştum ve ana kata bakmamıştım bile. Aptal kulaklarım seslerini bile duymadı. Annem de oradaydı. O da oradaydı, lanet olsun ki oradaydı!"

Bağırması beni korkutmuştu fakat zararsız olduğunu biliyordum. Elimi yanağına koydum ve gözlerine baktım. Gözlerini kaçırdı.

"Doğrudan gözlerime bakma..Z-zayıf hissediyorum." Sesi titriyordu. İlk defa birine anlatıyor olmalıydı.

"Bana bak." Dedim aldırmayarak. Hiç direnmeden gözlerime baktı. Bir süre bu şekilde kaldık. Gözlerini gözlerime sabitlemişti. Bir süre sonra gözleri yavaşça kapandı. Az sonra ben de uyudum.

Uyandığımda Lou tavana bakıyordu. Aklından ne geçtiğini bilmek isterdim doğrusu. Biraz kıpırdanınca bana baktı.

"Eee.. Dün fazla içip sana anlattım değil mi..."

Kafamı salladığımda parmaklarını saçlarına geçirdi ve derin bir iç çekti.

"Ne yani, bunlar gerçek mi?" diye sorduğumda hiçbir şey söylemeden bana baktı.

*maalesef..*

"Eee.. Bugün ne yapacağız?" Dedim Lou'ya uykulu bir şekilde bakarken.

"Bu gün izinlisiniz. Yani ne yapmak istiyorsan yapabilirsin."

"Böyle sıkıcı oluyor. Eğer işin yoksa bir plan yapalım. Ama önce dün gece Ash'iın Skylar'ı ayartma çabalarının işe yarayıp yaramadığına bakalım"

Louis bir kahkaha patlattı, sonra başını tuttu.
"Komik, ama başım ağrıyor.."

"Biz buna akşamdan kalma diyoruz. Hadi."deyip yataktan kalktım, Lou da arkamdan gelirken taklidimi yaptı
"Biz bini ikşimdin kilmi diyiriz"

Purple Effect (Mor Etki)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin