DAİNAN

158 32 9
                                    

Canberra
01.07.1968

Güneşli güzel bir Temmuz sabahına gözlerimi açtım. Yüri'nin yaş gününe sayılı günler kalmıştı.
Jade ile ormanlıkta sabah yürüyüşüne çıktık. Uzun bir yürüyüşün ardından yeşillikler arasında, deniz kıyısında olan 4 katlı villamıza geri döndük. Kapıyı müştemilatta kalan bahçıvan Andre'nin eşi, Bizim de emektar hizmetçimiz Anna açtı..

Muazzam bir kahvaltı sofrası hazırlamış bizi bekliyordu Anna. Kapıdan gazetemi aldım ve sofraya oturdum. Haberlere bi göz attıktan sonra kahvaltımı yapmaya başlamıştım ki Yuri yarı uykulu haliyle baba diyerek kucağıma atladı.

O an koskoca üç yılın nasıl geçtiği bir an gözümün önüne geldi.
Yuri sarı saçları, mavi gözleriyle inanılmaz bir dikkat çekiciliğiyle çevremizdeki herkesin gözdesi olmuştu. Ve inanılmaz bir biçimde zekalı bir çocuk olmaya başlamıştı. Daha iki yaşına varmadan yürümeyi, akıcı bir şekilde konuşmayı öğrenmiş, iki buçuk yaşında ise sayı saymayı öğrenip harfleri tanımaya başlamıştı hastalığına rağmen.

Yuri uzun bir süre hastanelerden kurtulamadı. Doğduğu ilk günden itibaren ben ve Jade'nin hayata sıkıca bağlanma sebebimiz olmuştu. Jade uzun bir süre papaz efendinin sözlerinin etkisinden kurtulamadı. Yuri'nin her geçirdiği kriz de papaz efendinin doğru söylediğine inanıp bu sefer papaz efendi doğru söylüyor dercesine gözlerini kutsal hac'a dikip dakikalarca hatta saatlerce bakıp ağlıyordu..

Götürmediğimiz hekim kalmadı. Amerikaya en iyi doktorlara götürdük ve sonunda yıllarca beklediğimiz ve Tanrı'nın bir hediyesi olarak gördüğümüz Yuri sağlığına kavuştu.

Yuri sağlığına kavuştuğunda sanki o değilde ben ve Jade yeni doğmuş gibi olduk. İlk baba deyişi, ilk adım atışı, ilk gülüşünü onun hiç bir anını kaçırmadım. Her anini, her kelimesini, ilk baba deyisini....

Bundan 7 ay oncesine kadar elimde can cekisen oglum su an kucagimda benimle birlikte kahvalti yapiyor ve ben onu izliyordum. Bi an guldugumu fark etti ve baba ne oldu deyince hafifce bir gulumsemeyle hiiccc diyebildim sadece.

Kahvalti yaptiktan sonra Yuri yi dadisi ingiliz asilli fazlasiyla kulturel, bilgiye sahip olan Yayang'a teslim edip Jade ile birlikte sirketin yolunu tuttuk..

Araba da Yuri'nin sağlığına kavustuktan sonra ki ilk dogum gunu icin neler yapabilecegimizi konusuyorduk. Jade evde yapmamizi istemezken, ben dostlarimizi evde agirlayip daha samimi bir dogum gunu kutlamak istiyordum...

Derken sirkete vardik ben odama gectim. Ve bir hafta sonraki dogum gunu icin hazirlik yapmalari icin organizasyon sirketini aradim..

Akşam eve gittiğimde Yuri uyuyordu. Akşam yemeğini yedikten çalışma odama geçip şirket hesaplarını kontrol ediyordum ki Jade kapıyı çalıp içeri girdi. Gelip yanağıma bi öpücük koyup yıllardır yaşadığımız stresten birbirimize vakit ayıramadığımızı dile getirdi. Jade uzun boyu mavi gözleri sırtına kadar inen sarı saçlarıyla ilk tanıdığım gün ki gibi eşsiz bir güzelliğe sahip biri. Gözlerinin içine baktığımda ilk üniversite de karşılaştığımız gün aklıma geldi. O tıp bölümü 3. Sınıf öğrencisiydi bende mühendislik fakültesi 4. Sınıf öğrencisiydim. Aslında üniversiteyi hobi olsun diye okuyordum. İlerde babamın şirketinin başına geçecek tek varis bendim. Kantinde karşılaştığımız da işte hayatımın kadını bu demiştim. O zamanlar genç olduğumuz için fazlasıyla serbesttik. Ve ben yanına gidip bir çay içelim dediğimde hafif bir tebessümle senin gibi biriyle işim olmaz dedi ve arkasını dönüp gitti. Tüm arkadaşlarım bana gülerken ben olduğum yerde dona kaldım. Hayatım da ilk defa bir kız beni red etmişti ve ben daha çok hırs yapmıştım. Ertesi gün yine çay içmeye davet ettim yine kabul etmedi ve ben tam 5 ay peşinden koştum Jade'nin. Sonunda pes etti ve konuşmaya başladık tamamen aşık olmuştum ona. Biz çalışma odasında o günleti yad ederken gülümsedik ve Jade dudaklarımı şehvetle öpmeye başladı. Bi an tüm hesapları, şirketi herşeyi unuttum ve kendimi Jade'ye teslim ettim. Kucağıma alıp yatak odamıza geçtik ve yatağa uzanıp öpüşmeye devam ettik. Birbirimizi soymaya başladık ve sevişmenin en ateşli hallerini beraber yaşadık o gece. İlk günkü gibi aşık, ilk günkü gibi şehvetlice bütün gece birlikte olduk. Ve sonunda duş alıp uyuduk.

Yuri'nin doğum gününe 3 gün kala organizasyon şirketi beni aradı davetiyelerin, garsonların, yiyecek içenlerin geleceği yerlerin ayarladığını kusursuz bir doğum günü partisi olacağını bana söyledi. Günlerdir üst üste yolunda giden tüm işlerin verdiği rahatlıkla arkama yaslandım ve doğum günü gecesini iple çekmeye başladım.

Yayang'ı arayıp Yuri'nin durumunu sorduğumda halinden memnun gayet iyi bir şekilde bahçede oynadığını söyledi. Telefon da konuştuğum da akşam erken gitmemi ve ona oyuncaklar almamı söyledi. O kadar mutluydum ki anlatılması imkansız bir şeydi.

Akşam eve gittiğim de Yuri boynuma sarıldı. Jade gelip beni öptü ve salona geçtik. Onlar masaya oturdu ben elimi yıkayıp geldim. Ve anna bize enfes yemeklerini sundu. Yemeklerimizi yerken ikimizin de heyecanı gözlerinden okunuyordu. Yemeğimizi yerken o görkemli gecenin ayrıntılarını konuşurken davetiyelerin yerlerine ulaştığı haberi geldi. Sevincimiz iki kat daha da arttı.

Ve sonunda 7 temmuz günü geldi çattı. Şirkette her zaman yaptığım işleri aksatmadan sırasıyla yaptıktan sonra erkenden işlemden ayrılıp eve geldim. Hazırlıklar başlamıştı. İşıklandırmalar, masalar, pastalar, içkiler, harıl harıl çalışan garsonlar...

Muazzam bir gece olmasını istiyorduk. Misafirler tek tek gelmeye başlamıştı. Jade ile birlikte misafirleri karşılıyorduk. Avustralya'nın en büyük iş adanları, ünlü doktorlar, avukat ve hakimler neredeyse tüm tanınmış kişiler hepsi bizim evde toplanmıştı. Bir doğum günü için fazla abartılı görünse de aslında doğum gününden daha çok Yuri'nin yeniden doğuşunun şerefine yapılan bir hazırlıktı bu. Herkes bir masada ayakta toplanmış kimisi sohbet edip içkisini yudumlarken, kimisi kendini dansa kaptırmış dans ediyordu. Bi ara Jade'nin kız kardeşi Jiba ve Yuri den iki yaş büyük olan Athan yanımıza geldi. Tebriklerini ilettikten sonra yanımızdan ayrıldılar. Pasta gelmişti ve Yuri'yi pastanın yanına götürdük...

Yuri ile pastayı beraber alkışlar arasında kesmeye başladık. O kadar mutluydum ki oracıkta uçmaya hazır gibi hissediyordum kendimi. Garsonlar servisi yaptıktan sonra hep beraber Yuri ve Athan'ın çimler üstünde ki koşuştumasını izlemeye başladık. Tam hepimiz onlara dönmüşken Yuri aniden yere düştü. Herkes oraya toplandı. Koşa koşa gittiğimde Yuri nefes alamıyordu ve işte o an dünyam başıma yıkıldı...

AŞK-I ESİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin