İlkokul yıllarımdan beri kızlarla iyi anlaşamam. Bu, beni kıskanıyolar, bu yüzden anlaşamıyoruz tarzı gereksiz bir ego değil. Sadece.. Öyle işte. İşin aslı erkeklerle de pek anlaşabildiğim söylenemez. Genel olarak tek uzun süreli arkadaşımın Sehun olduğunu söyleyebilirim hatta. Ondan başka kimse bana 2 yıldan fazla katlanmadı. Şu anda Sun Young var, ama onunla tanışalı da çok uzun zaman olmadı. Bunun sebebini çok düşündüm, ama ne yazık ki bulamadım. Sanırım biraz çekilmez olduğum doğru. Sıcakkanlı da değilim, bu yüzden yeni insanlarla tanışmak da kolay değil benim için.
Eh; pek arkadaşı olmayan ve doğal olarak olmayan arkadaşlarıyla pek dışarıda takılamayan da biri olarak, artık saatler kalmış olan gizemli hayranımla buluşmamızı düşünmek bile başıma ağrılar saplıyordu.
"Evreka!" Sehun sevinçle oturduğu puftan ayağa fırladı.
"Ne buldun yine?" Dedim bir anlık şokla başımı kaldırmak zorunda olduğum dergime dönerken.
"Bu akşamki buluşma olayını nasıl halledeceğini buldum!"
Tek gözümü kaldırıp Sehun'a bakınca gayet ciddi olduğunu gördüm. Pufa geri oturup bağdaş kurmuş, bir elini çenesinin altına yerleştirmişti ve ciddi bakışlarla beni süzüyordu. "Gitmeyeceksin."
Gözlerimi devirdim. "Saatlerdir düşünüyorsun ve bu çözümle geldin. Tebrik ediyorum. Bir kez daha dehana hayran kaldım."
"Bir kiz dihi dihini hiyrin kildim. Gerizekalı. Ne var işte, gitmeyeceksin. Çocuğun seni çağırdığı basketbol sahasına gider, tribünün arkasına falan saklanır bekleriz. Gelir, bekler bekler gider. Sana giren çıkan yok. Kim olduğunu görürsün, tanıdıksa gidersin tanıdık değilse de tanışmana gerek yok. Hırlı mıdır hırsız mıdır bilmediğin bir tip sonuçta."
Birkaç saniye duraksadım. Aslında.. Fena bir fikir değildi. "Ama ya bana tanıdık değilse de ben ona tanıdıksam?"
Bu defa gözlerini sevirme sırası Sehun'daydı. "Bu zekayla şimdiye kadar nasıl hayatta kaldın emin değilim Soojung." Ayağa kalkıp çantasını aldı. Kapıya doğru yönelirken emirler saydırmaya devam etti. "Akşam tam sekiz buçukta hazır ol. Absürd şeyler giyme, nasılsa çocukla yüzyüze gelmeyeceksin bile. Ne bileyim eşofman falan giy." Kapıyı açtı.
"Bu arada, aslında şimdiye kadar nasıl hayatta kaldığını biliyorum. Yanında ben vardım. Bundan sonra da hayatta kalacağından emin olabilirsin o yüzden."
***
Evden çıkmasının üzerinden yarım saat geçmemişti ki, aldığım bir mesaj yüzünden yüz metre açılan ağzıma aldırmayarak Sehun'u aradım.
"Üf yine ne var.. Süslenemezsin demiştim zaten."
"Sehun! Dur! Süslenmemi gerektirecek bir şey yok zaten!"
"Heh, yok zaten. Ben de öyle diyorum."
"Yok öyle değil, yani yok, hiç yok, iptal oldu!"
"...ay! Ağz-" Sehun bir anda ağız dolusu küfredince kaşlatımı çattım.
"Sen bana küfür mü ettin az önce?"
"He? Ne?" Dedi nefes nefese.
"İnanmıyorum, resmen bana küfrettin!"
"Soojung, ne küfrü? Dur bir dakika. Takılıp düştüm az önce. Ya hof ağzına tükürdüğümün yolu ya yamuk yapmak zorunda mıydınız.."
Elimde olmadan sırıttım. "Düz yolda mı düştün?"
"Bir sus. Ne iptali? Kim iptal? Sen mi iptalsin? Dizimin şu halini görünce ben zaten iptal.."
"Ben değil, o iptal etti!"
O dememle beraber Sehun'un ses tonu da değişti. "Ne demek o iptal etti?"
"Bak sen gittikten hemen sonra kakaotalktan mesaj geldi. Kimden tahmin edebilirsen sana 100 puan!"
"kji nokta blackai?"
"Bingo! Bir ara hatırlat da suratına kırmızı kalemle yüz yazayım. Neyse. Bak olduğu gibi okuyorum. 'Üzgünüm, bu akşam gelemeyeceğim. Seni önce çağırıp sonra iptal etmem saçma, biliyorum ama.. Elimde olmayan sebeplerden.. Bana karşı içinde bir ön yargı oluşmasını istemem, lütfen beni affet.' Henüz cevap yazmadım, ve açıkçası ne cevap vermem gerektiğini de bilmiyorum."
Sehun soğuk bir sesle karşılık verdi. "Kakaotalkuna nasıl mesaj atmış? Numaranı nereden biliyor olabilir?"
İşin bu yönünü hiç düşünmemiştim ama, Sehun'a cevap verebilmek için fazla kurcalamama gerek de yoktu. "Kakaotalk id'mden bulmuş olabilir. Biliyorsun orada da jsj.pinkrystal'i kullanıyorum."
Bir süre cevap vermedi. "Sehun? Orada mısın?"
"Hı-hı." Sesi az geliyordu. "Soojung, ben.." bir süre duraksadı. Nefes aldığını duydum, sonra her zamanki ses tonuyla sordu: "Yani bu akşam iptal, öyle mi? Buluşma veya gözetleme yok?"
"Yeap. Aynen. Mesajına cevap vermem gerekmiyor mu? Ne yazmalıyım?"
"Hiçbir şey. Yazma. Profil fotoğrafı görünüyor mu?"
"Profilinde uzay var desem inanır mısın.. Kırmızı kırmızı böyle."
Düşündüğünü belli eden bir mırıldanma duyuldu. "Boşver. Yüzünü korkak korkak bahanelerin arkasına sığınıyor, buluşmaya çağırıp gelmiyor. Sapığın biri belli ki. Görmezden gel. Hatta bas engeli."
"Ama-"
"Soojung, benim.. Kapamam gerek. Sonra konuşuruz." Benim bir şey dememe kalmadan telefon kapanmıştı.
