28. BÖLÜM: ''ATEŞLİ HOCA, ATEŞLİ LOGARİTMA''

2K 110 15
                                    

Medya: Poyraz Demirhan

---

Eylül'den

''Eylül? Eylül! İyi misin? Ayağa kalkabilecek misin?''

Poyraz'ın sesine aldırmadan, on dakikadır yarı uyanık yarı baygın olarak uzandığım koltuktan kalktım. ''İyiyim, ama o Ahsen'i neden elimden aldın?'' Ayağa kalkar kalkmaz sırtımı dikleştirdim ve önüme düşmüş sarı saçlarımı arkaya attım.

''Almasa mıydım yani?'' diye soludu Poyraz sıkıntıyla oflarken. ''Kızı yere yatırıp tek tek tüm saçlarını yoldun. Üstüne yüzünde tırnak izleri çıkardın.''

''O kadar az mı yaptım gerçekten?'' diye sordum bir yandan kanayan elime bakarken. ''Aaaah! Elim kanıyor,''

Poyraz hınzırca güldükten sonra, ''Yeni mi fark ettin?'' diye sordu. Poyraz sen gülme lütfen, sen gülünce hayat duruyormuş gibi geliyor. ''Hı, evet. O sinirden yeni gördüm salak,''

''Sensin salak be,''

''Of çok acıyor, doktora gidelim mi?'' diye sordum koltuğa geri otururken.

''Saat gecenin üçü Eylül, bu saatte gidersen bir açıklama yapman gerekiyor,'' Sustu ve nefes aldı. Nefes alınca omuzları genişledi ve kaslarından dolayı üzerine yapışmış beyaz tişörtü daha da çekici görünmeye başladı. Of ne konuşuyorduk biz?

''Anladın mı?'' diye sordu. Ama ben onu dinlememiştim. Onu kesmiştim. Oha kesmek ne? Kesmek abartı oldu yani birazcık süzdüm. Çok az...

''Hı, evet,'' diye geçiştirdim başıma gelecekleri tahmin edemeyerek. Poyraz içeri gidince aklıma tüm ekibin nerede olduğu geldi. ''Bizim grup ve diğer sürtükler nerede?'' diye sordum bağırarak.

''Sen o sürtük grubunu evden kovduğunu hatırlamıyor musun?'' diye bağırdı Poyraz diğer odadan. Cevap vermedim ve yaptıklarımı hatırlamaya çalıştım.

Ulan siktir olun gidin bu evden.

Hoşt! Köpek seni, havlama Peynir Kraliçesi.

Kız! Tarhana kokulu arkadaşını da al defolun gidin bu evden!

Cipsin içinden çıkan 25 kuruş seni, ucuz mal!

Bak ayağımdaki ayakkabı 300 € olmasa sana yapacağımı bilirdim.

Ve galiba en sonunda da ayakkabıyı çıkarıp fırlatmıştım. Of hatırlaması bile kötüydü. O an Poyraz'ın gözünde bıraktığım izlenim neydi acaba? Beni varoş mahallerinde yaşayan kızlar gibi mi görmüştü? Yoksa haklı mı bulmuştu? Ya ben niye böyle şeyler düşünüyorum? BANANE POYRAZ'DAN.

Poyraz içeriden elinde diş ipi ve küçük iğne ile geldi. Hayır. Lütfen düşündüğüm şey olmasın. Yanıma oturduktan sonra elimi tutup dizlerinin üstüne koydu. İpliği büyük bir dikkatle iğneye geçirdikten sonra, ''Biraz acıyabilir,'' diye mırıldandı. Saçları dağılmıştı, dışarıda gördüğüm gibi düzgün değildi. Dağınık siyah saçları ona serseri bir hava katmıştı. Ah! Yine konudan saptım. Bu çocuk bana ne yapıyordu böyle?

''Bak, sabaha kadar bekleyebilirim. Doktora gideriz böylece.''

''Olmaz, Eylül. Kan kaybediyorsun. Bir şekilde durdurmam lazım.'' Uzun bir sessizliğin ardından Poyraz, ''İçinden otuza kadar say,'' dedi.

Bir

İki

Üç

.

KARANLIĞA SARILAN KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin