Kerem'in ağzından
3 hafta önce
Dün akşam hep beraber müstakbel çiftimiz için terasta mangal partisi düzenledik. Tam kadro yine bizdeydik. Herkes olabildiğince neşeliydi ancak Gökçe belli etmemeye çalışsa da canının fena derecede sıkkın olduğu belliydi. Mutfakta tek başına yakaladığımda sorunun ne olduğunu sordum. İtiraz etmeden söyledi.
"Ben Viyana'ya gidiyorum. Temelli. Fazlasını soru sorma ne olur." yutkundu. Elindeki kadehi şarapla doldurup tek seferde tümünü içti. Tekrar doldurup merdivenlere yöneldiğinde sendeledi. Benden önce kim bilir ne kadar içti. Dokunsam ağlayacak haldeydi ama günü diğerlerine zehir etmiyordu. Derdi kendiyleydi. Sallanan sandalyeye oturdu, Burak yanına gittiğinde yavaşça ona sarıldı.Yoksa... Herkes teker teker evlerine dağıldı. Barışlar da Gökçeyi eve bırakıcaklarını söyleyince sorun kalmamıştı.
Herkes gittiğinde Burak ile terasın tadını çıkarmaya devam ettik. "Fakültede ki çıtır kızlardan bir iki tane ayır kardeşine. Tipimi biliyorsun. Uğrarım yanına arada.. Takılırız bir kaç gün. Kafamız dağılır." Yılların çapkını yine konuşmuştu. Onun için kızlar günübirlik gidilen yerler gibiydi. Birkaç gün takılır yolları ayırırdı, eğer kız güzellik sıralamasında yukarılardayda birkaç günün yerini birkaç hafta alır ama asla bir ayı bulmazdı. Buda onun ilişki şekliydi. Hevesini alana kadar...
"Gece klüplerini elden geçirdin şimdi fakültelere mi sarıyorsun?" dedim gülerken. "Evet hukuk okuyan kızları hep seksi bulmuşumdur. Kemik çerçeveli gözlükler, uzun siyah saçlar, cübbesinin altına giydiği o siyah dar elbisesi..." yüzündeki sinsi sırıtış beklentisinin yine ciddi bir ilişki olmadığını açıkça gözler önüne seriyordu.
"Senin o dediklerin avukatlar yalnız, öğrenciler niye cübbe giysin." mantık hatasını yakalamıştım. "O hukuk okusun, cübbeyi hallederiz." dediğinde ikimiz de kahkahalara boğulmuştuk. "Sen beni boşver, sen kendine bak, ya da sen kendini de boşver ben ikimiz için de bulurum, hallederiz o işi, yalnız kendini kaptırırsan çok kötü bozuşuruz. En fazla 10 buluşma yapacaksın, 2 haftadan fazla çıkmak yasak ona göre! Baştan anlaşalım yani arkadaşımı sokakta bulmadım ben bir kıza yar edemem." sözlerinden ciddiyet akıyordu. Zor buldum kolay kaybedemem demesini de bekledim ama o masadan kalkmayı seçti. Giderken arkasına dönüp bağırdı.
"İkinci bir emre kadar aşık olmanı da yasaklıyorum!"
Burak uyumaya gitmişti. Bende masayı toplayıp uyumaya gidecektim. Kadehleri mutfağa indirdiğimde buzdolabının üzerine yapıştırılmış olan notu gördüm.
-Yakın zamanda sizin de aşık olmanız dileğiyle. Aşkımızla evinizi kutsadık. Yine iyisiniz!-
Barış&Nihal
Kendimi onlar gibi aşık düşünemiyorum. Biriyle çok iyi anlaşabilirim ya da onu çok beğenebilirim ama ona aşık olmak bana çok uzak, ben mantığıyla hareket eden bir insanım ve kalbimin beynimin önüne geçmesine müsaade etmem. Belki birinde hoşlanırım ama aşk... Hayır hayır bu benim yapabileceğim bir şey değil.
"Üzgünüm çocuklar, olay aşksa ben yokum." diye geçirdim içimden ve mutfağın ışıklarını söndürdüm.