2030 Amerika,Boston Eyaleti,Gİzli Arastirma Enstitüsü
"Gitmeliyim Sam biliyorsun bunu ailemiz için yapmalıyım."Eva huzursuzca ordan oraya yürüyen Sam' e bakıyordu.
Sam duyduklarına inanamıyordu inanmak istemiyordu aslında ve aniden durdu dehşetle kız kardeşine baktı ne demesi nasıl fikrinden vazgeçirmesi gerek bilemiyordu. Burun kemerini sıkarak derin bir soluk aldı. Şuan istediği tek şey kız kardeşini bu çılgınlıktan vazgeçirmekti.
"Eva seni tek başına 650 yıl öncesine bilmediğimiz bir dünyaya ,lanet olsun..!!! .. Barbarların arasına yollayamam bunu isteme benden."diyerek vazgeçirmek için dil döksede, Eva' nın onu dinlemeye niyeti yoktu.
"Sam bu projeye yıllarımızı verdik,profesör... sen ve ben..ikimiz bunun için çalışmadık mı? sen gidemezsin bir kızın ve karın var ya başaramazsan orda kalırsan onlar ne olacak düşündün mü.?" Eva sinirden ordan oraya yürüyerek başını döndüren abisini sakinleştirmeye çalışıyordu. Sam öfkeyle baktı. Aslinda carasizlikle.
Kardeşi haklıydı bir ailesi vardı ama Eva da ailesiydi öz kardeşi olmasada birlikte büyümüşlerdi yetimhanede, Sam onu hep korumuş, sahiplenmişti. Olmayan ailesinin yerine koymuştu o küçük kızı.
"Her zaman inatçısın Eva bu huyundan nefret ediyorum." Sam çabasının nafile olduğunu biliyordu. Keçi kadar inatciydi bu kız.
"Bende seni çok seviyorum Sam biliyosun."diyerek kıkırdadı ve Sam' in boynuna atıldı.
Eva yine her zamanki gibi abisini ikna etmeyi başarmıştı.
20 yıl öncesi..
Eva yetimhaneye geldiğinde sadece 5 yaşında ufacık bi kızdı annesi tarafından terk edilmiş bir yetimdi. Tek başına yalnız, hergün annesinin onu alacağı günü bekleyen ufacık bir kızdı. Oldukça zeki, meraklı öğrenmeye aç çok sevimli bir kızdı.ilk kez Sam ı gördüğü günü asla unutmamıştı.Nasıl unutabilirdi ki bir kaç çocuk tarafından sıkıştırılmış bir köşede ağlıyordu diğer çocuklarda sadece gülüyorlardı. Küçük Eva dan bir kaç yaş büyük olan Sam o küçük kızı gördüğünde hissettiği öfkeyle diğer çocukları kovalamış ve bağırmıştı.Bir süre küçük kıza bakmıştı Eva tepki vermeyince ellerini uzatmış ve sadece "Gel ben artık seni korurum" demişti. Küçük Eva o karışmış kahverengi kızıl saçları ve o yeşil gözleriyle kurtarıcısına baktıgında anlamıştı o küçük adam artık onun tek dünyasıydı.
O günden sonra Sam ve Eva hiç ayrılmadılar Sam bir abi gibi onu hep korudu.
İkisi de yaşıtlarına göre oldukça zeki çocuklardı ve zamanla bu farkedilmişti.Hem zekaları hemde sahipsiz oldukları için özel çocukların eğitim aldığı bir enstitüye kabul edilmişlerdi burası gizli bir enstitüydü. Buhran zamanı kurulmuş imkansız denilen projelere hayat veren bir akademi. Kimse tarafından bilinmeyen fakat cok büyük projelerin yürütüldüğü iki çocuk için muhteşem bi yerdi ve artık yeni yuvalarıydı.
Sam ve Eva genç yaşlarına rağmen enstitünün en önemli projesinin başında calışıyorlardı bir makine onları geçmişe götürecek bir cihaz imkansız değil mi ama değildi başarmışlardı şimdi tek bir amaçları vardı 650 yıl öncesine gidecekler ve soyu tükenmiş olan bir bitkiyi getireceklerdi.
Siyah bir orkide, iskoçya dağlarında yetişen ve nesli 600 yıl önce tükenmiş bir çiçek.
Yapılan araştırmalara göre bu hastalığın tek ilacı bu çiçekti, ilaç şirketlerindeki stoklar bitmek üzereydi ve kesinlikle tohum vermiyordu.
"Sam hastalık yayılıyor ve aşı stoğu bitiyor herbaryumdaki son bitki çoktan kullanıldı bir an önce gidip getirilmesi gerek yoksa yeniden milyonlar ölebilir." endişeliydi. Bir daha o zamanları yaşamamak için hayatını verebilirdi.
Eva haklıydı.10 yıl önceki büyük salgında yaklaşık bir milyon insan ölmüştü. İlacın bulunması ise mucizeydi. Terk edilmiş bir kalenin yıkılmış surlarinda genç bitki bilimciler tarafından keşfedilmişti.
"Tamam Eva başkanla görüşüp projeyi aktifleştireceğim ama bana söz ver geri döneceksin ne olursa olsun bize geri döneceksin"
Eva sadece gülümsedi belki de hiç dönmeyecekti. Bu gün için eğitilmişti aslında yakın dövüşte iyiydi, kılıç kullanabiliyordu evet kadın oldugu halde ustaca kılıç kullanmayı ögrenmişti. Galce konuşabiliyordu. Zeki bi kadındı ve çabuk ögreniyordu. Bu şartlarda Eva dan iyi bir seçenekte yoktu.
Sam in çabalarıyla bir kaç hafta içerisinde cihaz aktifleştirildi. Eva kalan son günlerini Sam ve ailesi ile geçirmekten dolayı mutluydu. Bu şehri ve zamanı seviyordu. Kimsesiz olsada tanrının yardımıyla çok güzel bir aileye sahipti. Onlardan ayrı kalmak acı versede ölümlerini görmektense gitmeye razı olmuştu. Gidecek ve geri dönemezse unutulacaktı.
Bir kaç hafta sonra....
"Büyük gün yarın" dedi Mary, Sam in eşi ve tek aşkı olan çok sevimli bir kadındı.
Sam ile ilk kez tanıştıkları günü hatırlayınca Eva gülümsemesine engel olamamıştı. o gün bir kafeye öğle yemeği için gitmişlerdi. Garsonun siparişleri getirmesini bekliyorlardı. Tabi ki Garson mary di ufak bir dikkatsizlikle tüm kahveyi Sam in üstüne döküp yakmıştı Mary korkarak özür dilemişti defalarca, Sam ise yanmasına ragmen sadece bakakalmış ilk görüşte aşktı bu. O ve Mary cok sürmeden evlenmişlerdi ve küçük Rose doğmuştu. Artık Eva nın kocaman bir ailesi vardı.
"Eva teyze hemen gel seni çok özlerim ben" küçük kız zıplayarak Eva nın kucağına tırmanmıştı.
"Bende seni minik kelebeğim."diyerek küçük kızı öptü.
Rose, Eva nın küçük kelebeğiydi ve herseyiydi ,onun da aşıya ihtiyacı vardı hemde hemen Sam de farkındaydı kızıda hastalanıyordu. Bir kaç aydır belirtiler görünüyordu. Sam ve Mary çok endişeliydi. Küçük kızlarına birşey olmaması için her dakika dua ediyorlardı.
" ben artık uyumalıyım yarın büyük gün" Eva yerinden kalktı ve merdivenlerden çıkarken geri baktığında suratında büyük bir gülümseme oluştu bu manzaraya bayılıyordu. İşte bu yüzden gitmeye değerdi. Onlara birşey olmasına dayanamazdı Eva.
Sabah erkenden Sam ve Eva hazırlıklarını tamamlamıştı.Tüm bilim adamları ordaydı buyuk gün gelmişti ve kimse bunu kaçırmak istemiyordu.Eva cok korkuyordu aslında neyle karsılasacaktı bilmiyordu.
Üstunde o döneme ait yeşil bir elbise, bir çanta ve dönüş için gerekli cihaz vardı ama calışması için en az bir ay beklemesi gerekliydi Çünkü doğru zamana dönmesi için bu pürüz bi türlü halledilemiyordu.
Eva bir ay o barbar topraklarda kalacak ve geri dönecekti.
"Sam 1 ay dayanabilirim biliyosun dövüşebilirim, avlanabilirim, param var ve yönümü bulurum biliyorsun korkma artk"Eva endişeyle bakan Sam e sarıldı.
"Hoşçakal Sam, seni seviyorum "Eva yavaşça makinenin içine adım atarken Son kez geriye döndüğünde sam ve diğerleri yavaş yavaş yok olmuştu.
Etraf birden karardı iç gıdıklayıcı bir his tüm bedenini sarmaya başladı bu çok garipti her yerde yıldızlar vardı çok güzel görünüyordu ama aniden hareketsiz kaldı ve panik tüm bedenine yayılırken artık korkuyordu çünkü düşmeye başlamıştı.
"Lanet olsun bu acıttı.."yavaşça düştüğü yerden üstünü çırparak kalkarken donup kaldı.Masmavi ürkütücü bir çift göz kendine bakıyordu işte bu kötü olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızlarla Gelen (efsane Leydiler Serisi 1
Fantasy21. Yüzyıldan 13. Yüzyıla uzanan efsanevi bir aşk.... Mcloyd klanı şefi Colin mcloyd ile kendi halinde kimsesiz bir kız Eva Smith imkansız görünen zamana karşı ayakta duran bir aşkları.... Eva {} Colin