Ege
2 gün olmuştu. Uyanmamıştı. Hala o deniz mavisi gözleri uykuyla kapalıydı. Evet sadece uyuyordu. Birazdan uyanacaktı.
Gözlerim her ne kadar bedenimle birlikte uyku istesede uyumayacaktım. Zaten uyuyamıyordum. Şu göt gibi hastaneyi Azra hak etmiyordu.
Birden bir koşuşturma oluşunca gözlerimi oraya diktim. Buraya doğru geliyorlardı. İçimi bir korku sarmıştı. Belkide ilk defa korkuyordum. Birini kaybetmekten belkide ilk defa bu denli korkuyordum.
Doktor ve hemşireler hızla odaya girdiler. Pencerenin oraya geldiğimde çakma sarışın süpürge saçlı hemşire perdeyi kapattı. İçimden küfür mırıldandım.
Sanki gidiyordu bu sefer. O yorgun bedeni sanki bir daha hiç bir zaman canlanmayacak gibi geliyordu. Bu düşünceme ne kadar inanmak istemesemde sürekli aklıma geliyordu. Garipti. Tek başına yolculuk sıkıcıdır be güzelim. Ben o gemiyi sensiz batıramazdım. O deniz mavisi gözlerin olmadan batıramazdım.
Onun gideceği düşüncesi aklıma geldiğinde gözümden bir damla yaş aktı. Artık gözlerimi sadece bir tarafa sabitledim. Kapalı olsada o pencereye bakıyordum. Sesleri duysamda gözlerimi ayırmadan oraya baktım.
Nesli
Azra'nın durumunun kötüleştiğini duyduğum an ağlamaya başladım. Gidemezdi hiç bir yere. Tamam uykuyu çok seviyordu belkide o yüzden hala uyanmamıştı. Kendimden habersizce bağırmaya başladım.
" O sadece uyuyor." dedim tüm gücümle. Sesim kulaklarımı doldurmuştu. Ege'ye baktığımda sabit bir şekilde sürekli pencereye bakıyordu. Garipti.
İdil bana sarılarak ağlamaya başladı. Kulağıma doğru sanki büyük bir sır söyler gibi fısıldadı.
" O bizi bırakıp gitmeyecek değil mi?"
Ağlamamı dindirmeye çalışarak başımı hayır anlamında salladım. Hayır gitmeyecekti.
Sımsıkı sarıldım ona.
" Bilmiyormuş gibi konuşma. O domuz uyku seven biri. Ve şu anda sadece uyuyor." diyerek burukça güldüm.
Gizem'in hıçkırıklarıyla ona baktım. Yere oturmuş ağlıyordu.
" Gitme" dedi Ege. Uzun zaman sonra ilk defa konuşmuştu. Öyleki dünden beri sadece burda durmuş ve bir tek kelime dahi etmemişti. Aptal mıydı bunlar? Sadece uyuyordu o.
Gizem
Berk bana destek olurcasına sırtımı sıvazlıyordu.
" Gitmeyecek." dedi.
İlk defa bu denli cılız çıkan sesimle
" Bize haber vermeden gidiyor ama."
" Hayır. Gitmiyor. Şimdi ona destek olmalıyız. Annesine ailesine destek olmak için dimdik durmalıyız."
Haklıydı. Ama canım acıyordu. Sanki ağlayınca geçecekmiş gibi ağlamam şiddetlendi.
Doktor Azra'nın odasından çıkınca ayaklandım.
Haluk abi hemen doktorun yanına gidip konuşmaya başladı.
" Uyandı değil mi?" dedi kendini inandırmak için zorla gülerek
Doktor etrafını süzdükten sonra gözlerini Haluk abide tuttu. Haluk abi Azra için her şeyi yapardı. Kızına çok düşkün bir babaydı. Onu ilk defa ağlarken görmüştüm. Normaldide. Evladıydı.
" Şu anda tekrar normale dönsede eğer 48 saat içinde uyanamazsa artık bitkisel hayata girecek. Ayrıca kaza nedeniyle hastanın yumurtalıkları zarar görmüş olabilir. Eğer öyle olur ise çocuk sahibi olamayacaktır. Uyanır ise 2 ay pek fazla hareket edemez. Yavaş yavaş kendini toparlayabilir. Fakat sizi umutlandırmak ne kadar istesem de durumu kritik. Uyanmama ihtimali oldukça yüksek." diyerek yanımızdan uzaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PSİKOPAT KIZLAR
RandomBirbirinden ilginç ve çılgın kız. Aynı evde yaşayan eğlenceli 4 tane psikopat kız "Belki çoğu kız bunu cesaret edemez. Sevdiğine onu sevdiğini söylemek yerine onun söylemesini bekleyerek kaybeder. Ben onlar gibi sevdiğimi kaybetmeyeceğim. SENİ SEV...