seacht

131 8 27
                                    

İtalik yazılı kısımlar Niall'ın ağzından -biraz spoiler verdim glb nys sldkjfl- haberiniz ola heh bide multiye neden Treat You Better koydum bilmiyorum sadece bazı yerleri yazarken çokzel gitti, haydin iyi okumalaar xx

-

-2008-

Hafif dalgalı bir hal alsın diye sıkı bir topuz yaptığım saçlarımı saldığımda evden çıkmaya hazırdım. Son bir kontrol yapmak için aynanın karşısına geçip üzerimdeki elbiseyi inceledim ve saçlarımın bir kısmını omuzlarımdan önüme düşecek şekilde ayarladım. Artık Nora'nın dün bahsettiği partiye gitmeden önce önümdeki tek engel Conall'dı. Annemler onunla evde kalmam gerektiğini söylemişlerdi fakat ufak bir kaçamak kimsenin canını acıtmazdı değil mi? Ayrıca yalnız olmayacaktı ki, yaklaşık bir saat önce Niall da bize gelmişti ve ödevlerini yapmaya başlamışlardı bile. Çantamı kapıp içine telefonum ile parfümümü attıktan sonra hızlı adımlarla merdivene oradan da salona yöneldim.

"Concon! Ben çıkıyorum, Nora ile bir işimiz var." Kapının eşiğinde durmuş, yemek masasına kitaplarını yaymış olan Conall ve Niall'a bakıyordum. İkisinin de gözleri bana çevrildiğinde gülümsedim ve bir şey söylemelerini beklemeye başladım.

"Bu 'işiniz' için bu kadar süslenmen mi gerekiyordu?" Bakışlarıyla beni baştan aşağı süzdüğünde kaşlarımı çatıp "Bu seni ilgilendirmez, şapşal." Demiştim.

"Partiye gidiyorsun değil mi?" Niall o kadar kendinden emin bir ses tonuyla konuşmuştu ki sanki soru sormamış da partiye gideceğimi dile getirmiş gibiydi. Tanrı aşkına nasıl bu kadar kendimden emin konuşabiliyordu?! Yoksa bir şey mi duymuştu?

"Tabii ki de hayır. O da nereden çıktı?" Yüzümü ekşitip başımı hızlı hızlı iki yana salladım.

"Bu ifadeyi biliyorum, yalan söylüyorsun!"

"Ah kapa çeneni Conall! Birkaç saate geleceğim işte, annemler ararlarsa bir şey çaktırmayın." İşaret parmağımı onlara doğru sallıyor, verdiğim emre uymalarını umuyordum.

"Karşılığında ufak bir anlaşma yaparsak, neden olmasın." Oturduğu sandalyede vücudunu bana doğru çevirirken ben de adımlarımı onların yanına doğru sürdürmüş ve diplerinde bitmiştim.

"Ne istiyorsun?" Kollarımı göğüslerimin altında birleştirip gözlerimi Conall'a diktim. Ne vardı yani birazcık arkamı kollasaydı? Sadece annemler ararsa ufak bir yalan söyleyecekti.

İkisi de birbirlerine bakıp yüzlerine sinsi birer gülümseme yerleştirdikten sonra bana doğru döndüler ve "Biz de geleceğiz." Dediler. Bir dakika, ben bir kamera şakasının içinde falandım değil mi? Birileri benimle dalga geçiyor olmalıydı. Bu iki şapşalın kafaları mı güzeldi?!

"Hayatta olmaz! Sizi oraya götüreceğime gerçekten inanmış olamazsınız. Tanrı aşkına, oturun, her ne çalışmanız gerekiyorsa onu çalışın ve beni rahat bırakın."

"Ah... Sanırım annemi aramam gerekiyor." Masanın üzerindeki telefonunu almaya yeltendiğinde onu durdurmakta gecikmemiştim.

"Conall! Orası size göre bir yer değil işte, saçmalamayı kes." Diyerek ona çıkışmam üzerine ise konuşmaya atlayan Niall olmuştu.

"Bize küçükmüşüz gibi davranma, Leanna." Dediğine sadece sızlanarak gözlerimi devirdim. Ben oraya gidip eğlenmek istiyordum, Conall ve Niall'ın peşinden koşmak değil.

"Sizi küçük olarak görmüyorum, sadece... Ah lütfen evde kalın!" Ayaklarımı yere vurarak sızlandım ama hiçbir etkim olmuyordu ki. Eğlencemi mahvetmekte fazlasıyla kararlıydılar. Conall, tek kelime etmeyerek omuzlarını silktiğinde artık pes etmem gerektiğini anlamıştım. Çünkü bu böyle sonsuz bir döngü içinde devam edecekti, biliyordum.

Soineanta (Niall Horan)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin