Onun kükremesi ile resmen yerimden sıçramıştım. Bana ve Yağız'a sinirli bir şekilde bakıyordu. Bana doğru eğilip bileğimden tuttu kaldırdığı gibi sürüklemeye başladı. Olayın şokunu atlattığımda elimi ondan kurtarmaya çalıştım ama sonuç gereksiz güç harcamasından ibaretti. Arabanın kapısını açtığı gibi beni içine fırlattı. Evet cidden fırlattı. Kendiside arabaya binip kapısını sertçe kapatmıştı. Bu olayda sinirlenecek ne vardı ki? Edis çok hızlı ilerleyince "Edis biraz yavaşlar mısın?" Dedim hızı severdim ama bu kadarıda cidden çok fazlıydı. Edis bana cevap vermedi hatta daha da hızlandı. Telefonum çalınca Edis bana bir göz atıp önüne döndü arayan abimdi. Cevap vermek yerine ona geç geleceğime dair mesaj attım ve telefonu sesize verdim . Uzun bir yolun ardından Edis durdu ve arabadan indi. Acaba beni kıskanıyor mu? belki o da bana karşı bir şeyler hissediyordur kim bilir diyicem ama çok saçma olur Edis ve ben imkansız gibi bir şeyiz. Çok sinirlenmişti bana ve haklıydı sonuçta ben Aras'ın annesinin katilinin omuzuna kafamı koyup yatmıştım ve benim yerimde kim olsa Edis aynı tepkiyi verirdi. Arabada malca durduğumu fark edince bende araadan indim. Uçurum kenarı gibi bir yerdi tüm İstanbul sanki ayaklarımın altındayd ama konumuz burada Edis Edis'in siniri hala aynıydı bu da beni korkutuyordu. "Edis biz neden buraya geldik? Diye sordum Edis bana dönerek cevap verdi "Çünkü ne zaman buraya gelsem sinirim geçiyor" dedi. O manzaraya bakarken ben de ona bakıyordum.Fazlasıyla kusursuzdu o bu kadar yakışlıyken bana bakar mıydı k? Edis bana dönerek "Hayırdır İstanbul'un manzarasını izlemek yerine beni gözlerinle yemeyi tercih ediyorsun" dedi. Evet kesinlikle öyle yapıyordum ama bunu tabiside yalanlıyıcam. " Saçmalama rüya falan görüyor olmalısın çünkü ben sana bakmıyordum" dedim. Edis olayı fazla takmadı arabasına doğru ilerledi. Arabasının bagajından çıkardığı biralardan bir tanesini açtı ve tekrar yanıma geldi. Şişeyi birkaç dikişte bitirdi ve "Şimdi senle bir oyun oynuyucaz " dedi. Kafasını mı yemişti bu? Uçurumun kenarında ne tür bir oyun oynanırdı? Uçurumun kenarına oturduğunda bende korkak adımlarla onun yanına oturdum. Manzara cidden muhteşemdi. Tabi Eids'in yüzü benim için daha muhteşem bir manzaraya sahipti. "Şimdi seninle doğruluk mu cesaretlik mi oynıyıcaz eğer cevap vermesen ya da yanlış cevap verirsen bunun cezası olarak her seferinde bana bir öpücük vereceksin küçik cadı anlaştık mı?" Diye sordu. "Öpücük mü?" Diye sordum şaşkın bir tavırla. "Yanaktan" dediğinde kabul ettim şişeyi çevirdiğinde o soruyordu ben cevaplıyordum. "D mi? C mi?" Diye sorduğunda "D" dedim. "Yağız'la ne işin vardı o salonda?" Diye sordu. "Senin yapmadığın şeyi yaptı bana yardım etti" dedim. Biraz bozulsada tekrar çevirdi bu sefer ben ona sordum ama cidden merak ettiğim bir şeyi sordum. "Tuğçe'den hoşlanıyor musun?" Biraz düşündükten sonra "evet" dedi. Bu cevap beni üzmüştü. Üşümeye başlıyınca kollarımı kendime sardım Edis bunu fark ettikten sonra ceketini çıkartıp "Terledim" dedi. Ne demek terledin şahsen benim burada götüm dondu . Gece gece getirmişin uçurum kenarına "Edis is your kafan beatiful?" Dedim bu da benim ingilizce seviyem.İngilizce mühim tabi. Edis ceketini bırakıp arabasına doğru ilerledi o gidince bende fırsattan yararlanıp ceketi alıp giyindim. Fermuarını kapatmaya çalışıyordum ama olmuyordu galiba sıkışmıştı bir el fermuarı insani bir şekilde kapatınca kafamı kaldırıp kapatan kişiye yani Edis'e baktım. Çok yakındık . Edis " Of baş belası bir fermuarı bile kapatamıyorsun" dediğinde ona göz süzmüştüm. Ondan uzaklaşıp " Hadi oyuna devam edelim" dedim. Onayladı ve tekrar çevirdi. Yine o bana soruyordu "Kimden hoşlanıyorsun?" Diye sordu. Bu soruya cevap veremezdim. Çünkü bende tam olarak bilmiyordum. Aslında Edis'e karşı duygularım vardı ama bunu ona söylemek için çok erkendi. Cevap vermeyip sesiz kalınca Edis bana yaklaşmaya başladı o yaklaşcıkca bende geri gidiyordum. "Ne yapıyorsun Edis ?" "Kuralı unuttun mu? Cevap vermezsen yanaktan öpecektim tabi istersen dudaktan da öpebilirim bana hiç sorun değil" dedi. Dediğini de yaptı öptüğünde kalbim yerinden fırlayacak sanmıştım bir yanaktan öpüşü bile beni bu kadar heycanlandıran adam kısa sürede beni etkisi altına alabilirdi ve bunda zorlanmazdım bile ama ben böyle bir büyüye kapılmaya hazır değildim. Edis'in sesi ile düşüncelerimden kurtuldum "altı üstü bir öpücüktü güzelim ama bir şeyi itiraf etmeliyim ki heycanlanınca çok tatlı oluyorsun" şuan cidden kalbimi çıkıcak gibi ihssediyordum Edis Kaya bana GÜZELİM dedi. Ben hala dediklerini düşünürken Edis tekrar çevirdi yine ve yine o soruyordu ama bu sefer bi değişiklik yaptım ve cesaret dedim. Edis bir şey demek yerine bana yaklaşmaya başladı ben ona anlamsızca bakarken o resmen dibime girmişti nefesi yüzüme çarpıyordu. Ne yapacağını anladığımda onu üstümden ittiğim gibi kızmaya başladım. Sinirlenince ne yapacağımı şaşırıyorum yanımda bulunan büyük sayılacak taşı Edis'in kafasına attım. Edis'e fazla bir şey olmayınca bu sefer ona ardı ardına yumruklar atmaya başladım tabi aynı anda saydırıyordum " Seni lanet olasıca pislik kişisel mesafeye dikkat lütfen ayrıca öpmek nedir? Her halde ilk öpücüğümü sana kaptırmıyıcam" dediğimde Edis biran duraksayıp "İlk öpücüğün mü?" Diye sordu "evet" dediğimde yüzünde bir gülümseme oluşmuştu "İlk öpücüğünü ben alıcam baş belası" dediğinde ona "Nah alırsın lan 6 baklavalı pis sapık " dediğimde Edis güldü bu seferde "pislik" dedime Edis bunun üzerine "bir kız eğer bir erkeğe pislik diyorsa o erkekten kesin hoşlanıyordur küçük cadı" diyip pis pis sırıttı . Ona haraket çekmekle yetindim. Şişeyi alıp bu sefer ben çevirdim bu sefer ben ona soruyordum. "D-C" "D" dediğinde "Beni nasıl biri olarak tanıyorsun?" Diye sordum. Edis biraz düşündükten sonra "Seksi 85 takan güzel kalçası olan bir kız diye tanıyorum" dediğinde ağızım açılmıştı . Çöşş sapıkk koluna yumruk geçirdiğimde Edis yüzünü buruşturdu. Sonra ise gerçek bir cevap verdi "Dışın küçük masum bir kediye benzesede asıl içinde vahşi bir kaplan yatıyor" dedi. Galiba bunlar beni tanımlayan en iyi sözcüklerdi. Uykum geldiğinde esneyip Edis'e "uykum geldi gidelim" dedim Edis ayağa kalkıp arabaya bindi bende arkasından bindim. yolda giderken uykuya dalmıştım. Araba durduğumda Edis'in yanağımdan öpmesi ile gözlerimi araladım. Edis'e kötü kötü bakıp "Yine neden öptün?" Diye bıkkınca sordum. "Çünkü bu uyuyan güzelin uyanması için bir prensin onu öpmesi lazımdı. " dedi Edis gülerek ona ters ters bakınca mantıklı bir açıklama yaptı "çünkü öpmeme izin vermemiştin bu da cezandı" dedi onaylayıp kapıyı açtım uzatmaya niyetim yoktu Edis "Şevval" dediğinde durup ona baktım "iyi geceler öpücüğü yok mu?" Diye sordu? " yok" diyip kapıyı kapattım. Edis ben binaya girene kadar arkamdan baktı . Asansöre bindiğimde aynadan bir şeyi fark ettim Edis'in hırkası hala üstümdeydi.Hırkaya Edis'in kokusu sinmişti sanırım gece bu hırkaya sarılıp yatacaktım . Eve vardığımda anahtarla kapıyı açtım herkes uyumuştu galiba. Işıkları açmadan koridorda ilerlemeye başladım arkamdan gelen sesler ile arkamı döndüm. Yüzüni seçemediğim biri eli ile ağızımı kapattı bağırmamam için sonra ise duvara yasladı.
Bitti saçma ve kısa bir bölüm oldu aslında uzun sürenin ardından iyi bir bölüm yazmalıydım ama gece yazdım. Oylarınızı bekliyorum okucanlarım mm bölüm hakkındaki yorumlarınızı öerakla bekliyorum 2k olmaya yaklaşıyoruz okuyan oy veren yorum yapan herkese çok çok teşekkür ederim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ DELİ
RandomKıskanç abisi yüzünden kimseyi sevemeyen , erkeklerle konuşmayan Şevval abisinin kurallarını çiğner ve hayatında ilk kez bir çocuğa aşık olur. Fakat ortada bir sorun vardır. Edis başka bir kızı uzun süredir sevmektedir. Peki Şevval Edis'i o kızdan v...