yazar notu: + işaretli olanlar Burcu'nun - işaretli olanlar choi'nin konuşması
Kalkış için son 10 dakikaydı. Valizlarimi sürükleye sürükleye uçağa ilerleyip bindim. Yerimide bulduktan sonra keyfime diyecek yoktu. 7-8 dakika sonra bir çekik gözlü çocuğun bu taraflara ilerlediğini gördüm. Çok sevimli bir suratı vardı. Biraz daha inceledikten sonra koreli olduğunu anladım. Çünkü gözleri aşağı doğru çekikti. Nereye oturacak diye merak ederken gelip lak diye yanıma oturdu. Şok yaşıyordum. Ben korelileri bu kadar severken yanıma oturması iyice tesadüf yada iyi şanstı. Evet işte uçak kalkmaya hazırlanıyordu. Ben bir karar aldıysam kararımdan dönmezdim. Oraya gidip sonuna kadarda kardeşimi arayacaktım. Birazda korecem vardı zaten bu ayrı bir avantajdı. Orada hiç olmazsa derdimi anlatabilecektim başkalarına...Yanımdaki çocuk bana tebessüm eden bakışlarla
"-annyonghaseyo! "dedi.
Bu merhaba demekti bende aynı şekilde karşılık verdim. Bir şeyler daha dedi, fakat bu sefer anlayamadım. Hani iyi korecem vardı? Ezik ben...Kalbim yerinden çıkacaktı sanki. Karşımdaki koreli olunca tabiii...
"+I don't speak korea. I am from Turkey"
Cümleyi kuramamıştım ama olsun. Çocuk korece bilmediğimi anlayıp cebinden telefonunu çıkardı ve google çeviriyi açtı. Bir şeyler yazdıktan sonra çevirdi.
"-selam benim adım choi"yazıyordu.
"+selam bende Burcu!
"-bts grubunu tanıyor musun? Ahh Jimin kuzenim oluyorda...
Yazdıkları karşısında gözlerim büyürken kalbim ağzımda atmıştı.hani şu bizim kaslı jimin?! Kırmızı, turuncu kafalı tatlı jimin? Sanırım düşüp bayılacaktım.Telefonu aldım. Ve hayran olduğum grupları, koreye neden gittiğimi ve başımdan geçen tüm olayları anlattım. Yazarken gözlerim doluydu.Niye ona bunları anlatma gereği duymuştum ki? Belkide hiç arkadaşım yok diye? Belkide acılarımı paylaşacak bir abi arıyorumdur diye? Sahi kaç yaşındaydı acaba merak etmiştim. Kardeşim kore'ye giderken bir uçak kazasında ölmüş ve cesetler tonlarca parçaya ayrıldığı için bulunamamıştı. Kardeşim bir arkadaşıyla kore'ye gitmişti.Duygu'yla. Duygu'dan da haber yoktu. Onun annesi ve babası 13 lü yaşlarında terkettiği için bizimle yaşamıştı.annem ve babam onu bizden ayırmaz kendi kızı gibi severdi. Düşüncelerimi choi'nin hıçkırıkları bölmüştü. Ağlıyordu. Sanırım anlattığım olaylardan dolayı duygulanmıştı. Yada bu olay ona bir çey hatırlatmıştı. Meraklı bakışlar atınca çeviri çubuğuna:
"-şey özür dilerim duygusal bir erkek olduğum için olup olmadık yerlerde ağlayabiliyorum.durumuna gerçekten üzüldüm. Sakın bu olanlardan kendini sorumlu tutma. Tek suçlu düşen o uçak. Ve kardeşin ölmedi bende hissedebiliyorum. İstersen ablanı beraber arayabiliriz. Seni bts grubuyla tanıştırabilirim?."
Yazdıklarından sonra içim rahatladı.haklıydı.boş yere kendimi suçlamamalıydım. Annem, babam, ablam yoktu artık. Tek başımaydım. Arkadaşımda yoktu. Choi ile arkadaş olabilirdik belki.
"+sevimli ve sıcak konuşmaların beni azda olsa rahatlattı choi. Bu arada arkadaş olabiliriz istersen. Ben 24 yaşındayım. Kardeşim Gizem'de(bu tabiki ben oluyorum sjjsj) 20 yaşında aramızda 4 yaş var. "
"-Aaa, bende 26 yaşındayım. Sanırım hyungun oluyorum Burcu.ayrıca yardıma ihtitacın olduğunda beni ara(telefonunu yazdı yani numarasını) bende bize çok yakın ve sevimli bir ülke olduğunuz için Türkiye'ye gelmiştim. Şimdi Yurduma kore'ye geri dönüyorum. Ayrıca kalacak bir yerin varmı yoksa bir hyungun olarak sana kalacak yer ayarlayabilirim? "
"+hayır choi hyung sebi kendi dertlerimle yeterince meşgul ettim zaten. Bts grubuyla tanışmak isterdim, ayrıca kalacak yerim yok ve kısıtlı param var ma olsun. Sana daha fazla dert bulaştırmak istemem. "
Yazıp çevir butonuna bastım. O bunları okurken bende suratında belirttiği mimikleri izliyordum. Birden bana dönüp kaşlarını çatarak :
"-cidden böyle mi düşünüyorsun?" dedi. Aman Allah'ım o türkçe konuşmuştu.
"+nasıl yani türkçe biliyomusun?
"-evet türkiye'ye gelmeden önce öğrenmiştim" dedi.
"+neden o zaman beni çeviriyle uğraştırdın hyung? "
"-sevimli gözüküyordun"
"+aptal! Her neyse benimde biraz korecem var ama bana daha iyi konuşmayı öğretebilirmisin? "-memnuniyetle ayrıca kardeşini bulmanada yardım ederim. İşte buluruz sana ama sadece bir şartım var küçük hanım? "
"+neymiş o şart hyung? "
"-kardeşini bulduğumuzda lütfen kore'de kalın cidden jimin ve bts üyelerinden başka arkadaşım yok. Hem kardeşinle sana abilik ederim. Cidden seni çok sevdim küçük."
"+bilemiyorum hyung her şey kardeşime bağlı o kalırsa kalırız giderse gideriz. "
"-peki sevindim. O halde uçaktan inince ne yapacaksın?
"+kalmak için bir pansiyon arayacağım. "suratım düştü birden. Nereden bulacaktım tanımadığım koca ülkede o panyonu koca şehirde kime güvenecektim ki?
"-şaka yapıyorsun herhalde. Daha korece bile bilmiyorsun kime güveneceksinki hem sen bende kal benim odamla birlikte 4 odalı 2 tuvaletli ve geniş mutfaklı bir evim var. "
"daha senide çok tanımıyorumki sana nasıl güveneyim? "
"-başka şansın var mı? "
"+yok! "
"-o halde benimlesin yani uçaktan inince? "
Onaylayıcı biçimde kafa salladım. Bir ara dalmıştım aklım yine kardeşime gitti. Tam o sırada bana merak edici bakışlar attı ve kendime döndüm.
"+şey aklıma kardeşim geldi. Dalmışım... "
"-anlıyorum... "
"+anlayamazsın hyung sadece yaşayan bilir! "
Sert çıkışmıştım fakat bana anlattığı şeyler karşısında o lafı dediğime pişman olmuştum...Bölüm sonu...
Zuha pis yazarınız burda bitirerek sizi meraklandıracak çünkü o kötü bi kız. Yazarınız Gizem gibi olmayın djjdjdh...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kore'deki Aşkım
Non-FictionKardeşi Güneykore'ye giderken uçakta kaza geçirip ölmüş(yada ölmemiş) bir ablanın hikayesi...