Tükenmişlik Sendromu

98 8 6
                                    

Bazen her ne kadar dinç hissetseniz de kendinizi bir yandan da tükenmiş bir hayatın içinde görürsünüz. Ben daha 15 yaşındayım. Ama böyle düşünüyorum. Acılarım,mutluluklarımdan fazla olmuştur hep. Siz hiç 34 kişilik bir sınıftan kimsenin sizi takmaması nedir bilir misiniz? Ben bilirim. Hatta her zaman da böyle oldu. Sordum kendime ara sıra " Neden böyle? Sorun bende mi acaba ? " diye. Fakat yanıt bulamadım ya da yanıtı çöpe attım. Belki de tüm hata benimdir. Veya ne bileyim karı onların zararı benimdir. Peki madem öyle benim hayatını kim satın aldı? Düşüncelerim beni gırtlaklıyor sanki. Aşırı gürültülü bir sınıfta bile düşüncelerim basları sonuna kadar açık ve son ses dinlenen müzik gibi kafamda çalıyor.
Aslında bakacak olursak ailemle mutluyum. Her şeye rağmen. Tartışsak da benim hep arkamda olan annem var. Prensesmişim gibi hissettiren babam var. Bana "cadı" diyen erkek kardeşim var. Biricik tek kız torununu çook seven dedem babaannem ve anneannem var. Ha bi de bana sürekli destek olan amcam var. Yani geniş bir ailem var. Ama yine de gerçek dost diyebileceğim arkadaşım yok. "Sabret, elbette olacaktır. Belki de üniversitede gelir karşına" der annem hep. Eee ben de bununla avunup duruyorum.
Kendimi övmeyi sevmem ama gerçek bir arkadaş bulduğumda -yani buldum sandığımda- onu kendim sayar, ne pahasına olursa olsun korurum. Aşırı bağlanma huyum var benim. Alışkanlık haline getiriyorum sevdiğim kişiyi. Hayat onsuz olmayacakmış gibi geliyor. Merak ediyorum da acı çekenler neden hep düşmüş gibi görünür? Oysa acı insanı olgunlaştırmaz mı? Belki de bunun farkında olmamak böyle yapar insanı...

YALNIZ KALMIŞLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin