YALNIZ KALMIŞLIK

UNUTULMAYA YÜZ TUTMUŞ ÖLÜ BİR AŞK

Sevgilinin eski sevgilisini unutamaması veya ondan kalan mesajları silmemesi... Ne acı verici bir şey değil mi? Tam ona güveniyorsun ve karşına yine bir engel çıkıyor. Aman ne dramatik. Şu an kendi hikayeme acıyor gibi görünebilirim evet doğru tahmin ama bir şey var acımaktan daha da fazlası. Üzüyor fakat ağlayamıyorsun. Hissizleşmenin doruğu. Bir insanı asla dış görünüşüne göre sevmeyin, canınız yanar sonunda veya geride bırakamadığı hikayeleri önce yok etmeye bakın. Yok etmezseniz sizi daha fazla acıtır. Kanar her yeriniz.

  Büyükannem erkekleri uçurtmaya benzetir. 'İpi ne salık olacak, der ,ne de sıkı. Ortası lazım sana. Tam kendini salmışken veya öyle hissederken sımsıkı tutacaksın ipini o zaman anlayacak işte iplerin her zaman senin elinde olduğunu ve olacağını.' Çok haklı bir tespit aslında lakin uçurtma uçurmayı bilmeyenlere zor mesela bana... Ben hiç uçurtma uçurmadım. O yüzden bilmem erkekleri nasıl elimde tutacağımı ve bu yüzden gitmişlerdir hemen hayatımdan.  Eski sevgililer hep dert olur insanın başına. Hele de uzun birer yaşanmışlıkları varsa fakat aldanmayın o zamanlara yine de sizi sevebilme ihtimallerini düşünün.

   Asla kimseyi uykularınızı kaçıracak kadar sevmeyin sonucunda elde ettiğiniz tek şey mor gözaltları ha unutmadan bir de soğuk kahvenin yanında içilen sigaranın da heveslisi olursunuz bu gidişle. Gündüzler mi size siz mi gündüzlere küsersiniz bilinmez ama olsun yine de bir rota belirlemekte fayda var. Çok ünlü bir yazar der ki ' Rotası olmayan gemiye rüzgar bile yardım etmez.' Bakın bu da doğru eğer bir şeyler bekliyorsanız en azından bir rota koyun yüreğinize, beyninize. Kalbi dizginleştirmek zordur fakat imkansız değildir ki burada başka bir söz konuyu ele alır :' İmkansızlık sadece aptalların lügatında bulunan bir sözcüktür.' Biliyorum çok sıradan gelebilecek bir şekilde ve bir o kadar da anlamsızsa konuşuyorum veyahut yazıyorum fakat asıl amaç zaten bu kadar sıradanlaşmaya uzak olan bu kalbimi biraz da olsa riyakarlıktan çıkarmak. Yazdıklarım A sınıfı olmayabilir lakin bu şekilde yazmayı becerebiliyorum.

   Her aşk güzel bitmez veya kalp denilen mahluk bir iki defa çarptı diye de aşkla hecelendirilemez gerçi ikisi de tek hece fakat insanlar aşık olduklarını sandıklarında anlam veremeyecekleri kadar fazlaca hece tüketirler. Tıpkı türk kahvesinin yanında fazlaca lokum yemek gibi. Zaten türk kahvesi doğası gereği acılı bir yapıdadır daha fazla tatlı da tüketilirse bu iki tat birbirine nedensizce karışır işte ben de bunu sevmiyorum çünkü ikisi de elbet ölüyor sonunda. Her şey dozunda iyidir. Sevmek de öyle zaten. Ağzımızın kulaklarımıza vardığı bir an var mıdır şu güneşten bakıldığında sekiz saniyelik hayatımızda? Bu sefer fazla edebi girmedim sevgili okuyucular çünkü edebi girdiğimde bir an olsun sizleri hayal dünyasına aktarıyorum belki de. Bu nedenle gerçeklerle yaşamanın ne demek olduğunu deneyimliyorum yani en azında deneyimlemeye çalışıyorum.

   Dediğim gibi birisini sevmeden önce mazisini silmiş mi diye de bakın en azından canınızı bir an yaksa bile bu onu seveceğiniz veya sevdiğiniz süre zarfı boyunca canınızı yakmamaya meyledecektir.

    Başka bir bölümde görüşmek dileği ile hoşçakalın , hepinize üzülmeyeceğiniz aşkları diliyorum...