İLK SABAH| 3

11.9K 359 40
                                    

İYİ OKUMALAR♡☆

Sabah yakıcı güneşin gözlerimi doldurmasıyla yorganı kafama çektim. Çok uykum vardı ve üzerime doğrudan gelen bir güneş sinir bozucuydu. En sonunda yani yorganın altında nefessiz kaldığımda, sinirle yorganı üzerimden atıp, oturur pozisyonu aldım yatakta. Tabiki de yan taraf boştu. Nerden mi biliyordum? Şimdi şöyle geriye saralım isterseniz.

****

''Pışt! Kalk hadi.''

öküz gibi dürtülmemle gözlerimi açıp, ağzımdan akan salyalarımı silmiş bulundum. Uyku sersemliğiyle etrafıma bakınırken, 'kocacığımın' sesini duydum.

''9 numara gözlüğünü kaybetmiş gibi davranmayı keste aşağıya in.''

gözlerimi sinirle ovuşturmuş, tüm uykumu kaçıran adama ter ters baktım. Ardından ekledi.

''Ve ağzında ki salyalarıda temizle.''

gözlerim bu sefer şaşkınlıktan açılmış, elimin tersi hemen ağzıma gitmişti.

''Şey. Ben yabancı yerlerde yani alışmadığım. Herneyse...''

bir yandan kravatını düzeltirken, arada bana bakıyordu.

''İnmeyecek misin?''

sorduğu soru nedense anında uykumu getirmişti.

''Hayır.''

deyip, kafamı yastığıma gömdüm. Buraya çok çok yabancıydım ve bugünkü planım bu odada depresyona girmekti.

''İnmen gerek.''

''Hayır değil. Unuttunmu ben yeni gelinim.''

''Fakat aramızda birşey geçmedi. Annemde bunu biliyor, ayıp olmasın kalk.''

''Sabah saatin 6.30'u farkındamısın?'' sakın bana bu saatte kalktıklarını söylemesin.

''Hamarat bir gelin olup herkesten önce kalkabilirsin.'' ohh, sabah 6'da kalkmıyorlarmış.

''Aman! Ne gelin hiç sorma.''

gözlerim kapalı olsada, sinir bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Perdenin çekilme sesini duyunca, kafamı 'sıcak, rahat,huzurlu' yastıktan kaldırdım.

''Örtermisin? Uyuyacağım.'' ceketini alıp, 'yine' sinir bakışından atıp odadan çıktı. E, bende üşendiğimden kalkamadım.

İşte durum aynen böyle gelişti. Duvarda ki saate bakınca 7.15'di. İçine edilmiş uykumu yatakta bırakmış, pencerenin önüne geçmiştim. İyi, insafsız tül perdeyi çekmemiş. Çünkü karşıda ki avlu doğru buraya bakıyordu. Başımı iki yana sallamış, perdeyi hışırtıyla çekmiştim. Kollarımı havaya kaldırıp, iyice gerinmiştim. Sonra ise banyoya girip bir duş almıştım. Banyodan çıkıp, lavobonun aynasına baktığımda aynadan kendimle konuşmayı tabi kii ihmal etmedim.

''Bune be! Sivilce mi o? Ay allahım, yoksa gerçekten özel günüm mü yaklaşıyor? Yok, yok daha var zannımca. Sende salakmısın kızım? Neden takvim tutmuyorsun. Zamanım oldu ya sank-'' aynaya bakıp, kafama bir tane vurdum.

''Delirdim mi ne?'' bornozumu vücuduma sarıp, çıktım. Sonra önceden yerleştirilmiş, kıyafetlerimin bulunduğu dolabı açtım. Ardından saate baktım, 7.39.

Hızla önceden hazır olan 'ilk günün gelin elbisesi' olan kıyafeti çıkardım. Aslında öyle bir elbise yoktu, fakat gelinler ilk günün sabahı yeni ve güzel elbiseler giyerlerdi. Ve beyaz. Dolap askısında bulunan, beyaz ve pudrası pembesi elbisemi üzerime tuttum.

BERDEL- (TÖRE 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin