Arkama baktığımda, uzun ,beyaz tenli kahverengi gözlü,saçı siyah , sempatik bir çocuk bana bakarak gülümsedi. Yanıma oturdu . "Müsait misin? " elimle gözyaşlarımı silip, çocuğa doğru baktım ."Şu salya sümük halimle mi?" "Sorun değil "
Kahkaha atmaya başladım. Evet sanırım delirmiştim. Ağlarken saçma sapan gülüyor dum. Büyük ihtimalle çocuk benim bi akıl hastası olduğumu düşünüyordu. Anlat! dedi sorgu dolu bakışlar la. Neyi? "Ağlama sebebini " "inan bana dinlemek istemeyecegin kadar berbat bir hikaye . " "şu an başka bir işim yok ."Bu kimdi ? Nerden çıktı bir anda ? Hiç bir fikrim yok . Ama birden ağlayarak anlatmaya başladım . Sanırım buna ihtiyacım vardı. Neyi anlatayım ki ?Annem Babam nerde bilmediğimi mi? Senelerce kendimi kendim büyüttüğümü mü? Yediğim kazıları mı ? Dayakları mı? Hayatımda sadece bir kişiyi sevdim . Ve onu da bile bile bıraktığımı mı? Hangi birini? Yoksa ,en sonunda sıcak bir Yuvam olucak derken beni sadece kızlarına benziyorum diye evlatlık aldıklarını mı?Boğazımdan dikenli teller geçiyordu sanki, sesim gittikçe kısılmıştı ve artık çıkmıyor du. Beynimde şimşekler çakıyor,Kalbimde fırtınalar kopuyor du . Bir an soyutlanmak istedim her şeyden Beynime yankı yaptı iç sesim "geçmişle gelecek arasında sıkışmak mı şimdiki zaman ? Yoksa uzak olmak mı? bu kavramlardan? Bilmiyor dum işte . Sıkışıp kalmıştım. Bir kısır döngü de. Koy boyunca yankılandı yalnızlık. Çığlık ları göğe yükseldi . Çaresiz dim işte çaresiz ve kimsesiz. Nefes almak hayır, şu an en son istediğim şeydi bu . Ayağa kalktım . Adını bile bilmediğim çocuk bana bir şeyler söylüyor du. Ama idrak edemiyor dum. Denize attım kendimi yürümeye başladım bir adım daha ve bir adım daha atıyor dum. Su seviyesi gittikçe yükseliyor du. Ve ben özgürlüğüme bir adım daha yaklaşıyor dum . İntihar değil di bu mutluluk tu . Bu kahpe dünyada yerim yoktu artık benim. Su yavaş yavaş dizlerime kadar geldi. Ve ben resmen suyun içinde koşmaya çalışıyor dum . Kollarımı iki yana açtım . Çenemi yukarı kaldırıp , gökyüzüne baktım. Geliyor dum çok uzun sürdü bu ayrılık geliyorum. Sana geliyorum evet doğduğumdan beri yanımda olduğuna inandığım tek varlık Yaratıcıydı. Onla ilgili pek bir bilgim olmasada varlığını hissediyor dum. Ve Dua etmeyi biliyordum. Yurttan bir hademe ablamız öğretmişti. O vardı ve ben ona gidiyordum. Davetsiz olunca kabul eder miydi beni ? Etmezdi biliyorum . Ama dayanamıyorum artık . Her şey üstüme geliyor çaresizim. Bir an boşluk a düştü ayaklarım. Gözlerimi kapattım . Son kez nefes aldım . Ve gittikçe her yanım ıslandı. Düşüyordum , derinlere , soğukluk hissettim çok soğuk tu . Anne nerdesin. Korkuyorum anne ? Çok korkuyorum . Nerdesin ? Gel bak valla kızmıycam sana . Nerdeydin demiycem. Ne olur çık gel anne . Yalvarırım gel . Korkuyorum anne çok korkuyorum . Bir kerecik sarılsaydım sana keşke ölmeden . Belki de sende gideceğim yerdesin dir o yüzden göremiyor um seni o yüzden çıkmadın karşıma gelemedin. Anne kızın ölüyor . Seni hiç görmesede aslında o seni çok sevdi anne hemde çok . Gerisimi? Karanlık sadece karanlık . Yalnızlığın gölgesine sığınmış bir kızın içinde hapsolduğu zifiri karanlığı ... gerisi yok derken bir yol gordüm bembeyaz bir yol başında ise biri duruyor , yaklaştık ça yaklaştım yolun başındaki kişiye baktım . Gözlerim iri iri açıldı ağzımdan kelimeler dökülüverdi "AYPERİ!" bana bir şeyler anlatmaya çalışıyor du ama ağzında bir koli bandı vardı . Nerden geldiğini anlayamadığım bir bip bip sesi Beynimde yankılandı göz kapaklarımı araladım hafifçe ışık gözüme tokat atar gibi değdi . Sonra o sesin yanımdaki kalp atışlarımı kontrol eden cihaz olduğunu anladım bi dakika ben ölmedim mi? burası neresiydi ?Hastane evet hastanedeydim . Birden etrafıma bir sürü hemşire ve doktor toplandı konuşmaya çalıştım ama olmuyordu. Nefes alış veriş imi kontrol edemiyordum. Ve hemşire nin sesiyle bunun nedenini anladım . " Hasta şok geçiriyor . " On yada on beş dakika olduğunu tahmin ettiğim müdahalelerden sonra derin bir hııh yapıp nefes alabildim . Artık nefes alabiliyor dum . Doktor bana bakarak gülümsedi . Hare güçlü bir kız olduğunu biliyordum . 27 gündür burda bizimlesin. Ve sonunda gözlerini açtın ölümle Verdiğin savaşı kazandın. Tebrik ederim küçük savaşçı. Ne 27 mi? Hemşire serumumu kontrol ederken seninki birazdan gelir her gün aynı saatte buraya gelip seninle konuşuyor. Ve hakkını vermeliyim tatlı çocuk dedi . Ne benim kimi ? Kim ? Hemşire gülümsedi hadi ama şu seni boğulmaktan kurtaran çocuk . Olay esnasında yanında olan arkadaşın . Hemşire ye sağol desem de daha çocuğun adını bile bilmediğimi çaktırmadım. Demek beni o kurtarmıştı . O sırada içeri biri girdi o çocuk tu bay isimsiz kahraman . Hemşire hosgeldin Poyraz gözün aydın Hare uyandı dedi . Ve bize göz kırpıp odadan çıktı . Poyraz yanıma gelip uyanıcağını biliyordum dedi . "Şey ben Özür ... ağlamaya başladım " . "Hadi ama Hare unut artık onları biraz dinlen taburcu saatin gelince seni eve götürmek için Nuran hanım ve şöförü gelicek bende orda olucam. Şimdi bunları düşünmenin sırası değil korkma Nuran hanım anlayışlı insandır. Eminim sana destek olucak . Teşekkür anlamında elini sıkıp bıraktım . "Ama bak ağlama en son ağladığın da neler oldu gördük . Korkutma beni . " " Tebessüm ettim ." " Aferin hep böyle gül Hare ". Olaylar çok hızlı gelişmişti. Hala inanamıyor dum. Ama şu an yapmam gereken her şeyi silip şu andan itibaren olacaklar a bakmaktı. Derin bir nefes alıp verdim . Artık yepyeni bir Hare doğmuştu küllerinden savaş mı istiyorsun hayat ? Dibine kadar . Ne olursa olsun atlatabilirdim. Ben Hare yim . Ve bunu yapacağım . Merhaba Yenigün! .Merhaba canlar umarım beğenir siniz oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Gittikçe daha büyük bir aile oluyoruz. Yalnızlığın gölgesinde kalmış insanlar olarak artık tek olmadığımızı aslında yalnız olmadığımızı anladık sanırım . Sende bu aileye hoşgeldin tatlı okurum . Görüşmek üzere .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALNIZLIĞIN GÖLGESİNDE
Teen FictionYalnızlığın gölgesinde kalmış, şair ruhlu bir kızın dünyasını aralamaya hazır mısınız?