Bir hafta sonra ;
Çalan telefonun sesiyle uyandım.Arayan kişiye içimden saydırmaya başladım. Taki ekrandaki "Betül'üm yazısını görene kadar.
"Alo Betül"
"O ses ne kız öyle yoksa hala uyuyor muydun?Uykucu güzel."Sesini duymak bile iyi geliyordu.Gülümsedim."Tabi üstüme atlayıp uyan artık diye bağıran bir Betül olmadığı için uyanamıyorum"."Özledim ya canım benim.Ee bugün daha iyi hissediyor musun bakalım kendini?Beni çok korkuttun Hare, kızım benim ailem sensin.Ya sana bir şey olsa perişan olurdum.Ama bak aklın başına geldi artık.Bir daha sakın böyle bir işe kalkışma." "Merak etme.Biliyorum canım seni üzdüğüm için özür dilerim ama bir daha böyle bir şey olmayacak.Artık ağrılarım da baya hafifledi bir sıkıntım yok." "Poyraz bey ne yapıyor peki?" Betül'den bir kikirdeme sesi duydum."Betül bak!" "Ne var canım? Allah Allah şakadamı yapamıycaz yani?"İyi oda arada uğruyor bir iki kere yürüyüşe çıktık o kadar.Ama öyle sandığın gibi bir şey değil Poyraz çok iyi bir çocuk cidden sanırım sadece yakın dost o kadar. Arada bir kızdan bahsediyor hatta.Yani öyle tahminin gibi bir şey değil." "Anladım canım.En azından yanında biri var. Tek değilsin içim rahat neyse bırak da sen onu bunu şu işi araştırdırdın mı?" Betül'e bir dakika beklemesini söyleyerek, kapıya yöneldim.Etrafı kolaçan ettim sonra kapıyı kapattım. Asayiş berkemal artık konuşabiliriz."Aslında hala elimde kayda değer bir şey yok. Ayperi'nin kaybolması ile ilgili herkes sükunet içinde.Ev halkı anlaşmış gibi, konu hakkinda yorum yapmıyor.Bu işin içinde bir şey var.Ve ben bunu çözücem.Ayperi'nin odasını karıştırdım, biraz bir günlük buldum.Ama sıradan şeyler işte.Yazdığı şiirler falan var. Gerisi hep rutin şeyler." "Anladım aman Hare dikkat et başını belaya sokma sakın!Rüyaların devam ediyor mu peki ?" "Evet ve Betül çok gerçekçiler.O kız ölmedi bundan eminim yaşıyor. Benden durmadan yardım istemesi,ve benim buraya gelmem bunlar tesadüf olamaz.Ama bulucam."Dediğim gibi Hare dikkat et kendine. Görüşürüz tatlım arada haber ver bana meraktan bırakma." "Tamam kanka merak etme sen görüşürüz." Telefonu kapatınca banyo ya yürüdüm elimi yüzümü yıkadım. O sırada telefonun titrediğini hissettim.Mesaj Poyraz dandı.
-Haree kaç gündür evdesin bugün biraz gezmeye ne dersin?
-Bana uyar.
-Saat 14:00 de almaya gelirim.
-Tamamdır.Poyraz gerçekten iyi bir arkadaştı.Ama şu an sadece arkadaştı ileri bir şey hissetmiyordum.Dolabın önüne geçtim.Siyah pantolon, bordo tişört aldım elime. Saçımı serbest bıraktım.Ve aşağı indim Nuran hanım bahçede kahve içiyordu.Yanındada her gün cemiyet dedikodusu yaptıkları Sebiha teyze.Nuran hanım beni görür görmez gülümsedi.
-Ah canım uyandınmı?Bizde tam senin okul mevzunu konuşuyorduk.
"Okul?"
-Evet tatlım seni Poyraz'la aynı liseye yazdırdık.Hem yalnız olmazsın. Hemde biraz arkadaş edinirsin. Tüm gün evdesin sosyal hayata açıl biraz.
"Şey bende onu diyecektim Poyraz aradı da dışarı çıkabilir miyim?
-Tabiki ama çok geç kalma canım
"Teşekkür ederim" diyip gülümsedim. Poyraz a mesaj attım.
-Iki ye kadar patlarım burda gel beni kurtar .
On beş dakikaya ordayım. Diye mesaj gelince gülümsedim. Çıkıp makyajımı yaptım. Poyraz geldiğinde motorun da pembe bir kask vardı
"Hey bu yeni mi" "Senin için o şapşal"
"Ben mi hayatta takmam sen tak" "Ne pembemi? Hare saçmalama da tak şunu uzatma" Ahaha tamam tamam şakaydı şampiyon." "Ee nereye gidelim?" "Ya ben açım ya kahvaltı yapmadım." "Kış uykusuna yatarsan böyle olur Hare hanım" "öküzlüğün lüzumu yok Poyraz bey" "Neyse tamam acıdım atla hadi sahil de bildiğim çok güzel bir kahvaltı yeri var ." "Ya bak öyle zengin züppe yerlere gidiceksek hiç gitmeyelim sıkılırım ben orda ya." "Ya kızım sen beni hiç mi tanımadın?Sanki ben bayılıyorum öyle yerlere bana bırak rahat ol sen. Güldüm aklıma orta okuldan beri çok yakın arkadaşım olan Serkan geldi. Oda bana her başım sıkıştığında o iş bende rahat ol sen derdi. Uzağa bakıp sırıtmaya başladım. Sanırım öyle kalmışım bunu Poyraz in sesiyle fark ettim ."Deli gibi gülüşlerin bittiyse gidelim mi ?" "Pisliksin ve ben şu an rezil miki oldum sanki biraz" "O nasıl cümle kızım öyle devrik değil artık yıkık mübarek" "Ha ha çok komik eskiden leyla ile mecnun diye bir dizi izlerdim.Ordan kalma alışkanlık işte. "Ha biliyorum onu. Evet iyiydi ama neyse şu an vakit kaybediyoruz. " "Haklısın dedim. Ve yola koyulduk. Sahile vardığımızda ,etrafında iki şerli mütevazı sandalyeler olan küçük masalar ın oluşturduğu açık alan bir yere geldik . Burası çok güzel ve samimi bir yerdi. Vay be bizim zengin zübbe buraları bilir miydi?Helal doğrusu. Deniz i izleyerek kahvaltımızı yaptık. Kahkaha dolu eğlenceli bir kahvaltıydı bu çocuk u sevmiştim . Kafa biriydi ordan ayrılınca sahil de yürümeye başladık.Gülümsedim.Poyraz bana döndü? Yine ne geldi aklına ? Ya leyla ile mecnun da ismail abi diye biri vardı ya oda aynen bu ağaç gibi bir ağacın yanında deniz e bakardı aklıma geldi burası oraya çok benziyor. Hatta böyle bir bank da vardı. Poyraz güldü. Belkide burası oradır.Sana o diziyi izledigimi söylemiştim. "Hadi canım" etrafa iyice bakınca gerçekten orada olduğumuzu fark ettim ." Ya teşekkür ederim." Poyraz burda kal diyerek benden dört beş metre uzağa doğru yürüdü. Ve olduğu yerden bana Hoopp ismail abiii diye bağırdı. Ne yapmaya çalıştığını anlamıştım. Bu sahneyi biliyordum. Ben ismail abiysem oda mecnun oluyordu. Gülerek ona bağırdım bende "Hoopp Mecnun!!" Etraftakilerin bakışları, umrumda değildi. Eğleniyordum ve bu yeterli bir sebepti sonra gülerek Poyraz a doğru gittim." Neyin kafası bu Poyraz" "At kafası uykucu panda leyla ile mecnun cular bilir." Güldüm. İleriden bir çikolata aldım. Banka oturup bölüp bölüp yedik. Son bir parça kalınca ikimizde birbirimize baktık.İnat değil mi ben yiycem dedi beyfendiye bak sen inat san ben ultra inadım. Ultra mı? Ahah ergenleşme panda hanım. Tamam biraz abartmış olabilirdim. O sırada son parçayı alıp koşmaya başladım. Yemiyordum amaçta inat tı zaten ona yedirmemek. Oda peşimden geldi parkın içine girdik derken ben bir sokak köpeğinin kuyruğuna bastım yanlışlıkla. Kıyamam diye Özür dilemek için eğilirken, köpek saldırmaya başlamıştı bile. Bu sefer geriye doğru koşmaya başladım. Poyraz ilerden beni görünce pişman oldun demi diye havalara girmeye başladı. " Poyraz koş köpek!" Arkamdan gelen köpeği görünce, elimden Tuttu. Koşmaya başladık. Çikolata da yere düşmüştü.Rastgele bir apartman a girdik ve apartmanın terasına çıktık. Eski bir kanepe vardı terasta üstüne oturduk.Nefes nefese kaldık ikimizde. Sonra birbirimize bakıp kahkaha atmaya başladık. "Çikolata gitti ama olsun yiyemedin oh olsun " Poyraz bana bakıp "Kızım valla çatlaksın sen tescilli delisin" "Biliyorum. O yüzden senle arkadaşım ya. Bana hafif çatlak biri lazım ruhunda biraz şizofrenik kırıntılar taşıyan. Güldü. Burdan deniz çok güzel duruyordu. Ayağa kalktım.Mis gibi havayı içimdeki en ücra köşeye kadar çektim ey şehr-i İSTANBUL güzeller güzeli şehir. Gökyüzünden gelen bir parça mutluluk için teşekkür ederim. Bugün çok eğlendim. Poyraz yanıma geldi. Çok güzel değil mi? Evet ama şey bir şey sorucam sen buraları nerden biliyorsun ya da bukadar paran varken neden böylesin doğal diğerleri gibi yapmacık değil.Güldü "Dokuz yaşına kadar bende böyle bir mahalle de büyüdüm. Babam sonradan işleri büyütünce bu boyuta geldik işte . Biliyordum. Sen farklısın çünkü onlar gibi değilsin. Helal sana be.İşin rengi şimdi belli olmuş tu. Ah şu Ayperi'nin meselesinide bu kadar çabuk çözsem keşke diye düşündüm Gülümsedi yine. Arka cebimden telefonu çıkardım. Ve bir Karaoke açtım. Hadi bakalım çakma zübbe müzik le ilgilendiğini biliyorum bence şarkı söylemek için güzel bir an. Tamam ama bak sen istedin sonra yok kulak larım sağır oldu falan deme . Bakarız dedim. Ve Müziğin sesini açtım. Nakarat ta birlikte bağırarak söylemeye başladık.Kimse bilmesin nerde olduğumu
Sorarlarsa öldü dersin
Böyle gelmiş böyle de gider
Kafam senden bile güzelŞarkı bitince. Tekrar kanepeye oturduk.cebimden bir sigara paketi çıkardım. Poyraz bana dik dik baktı.
Aldırmadan yaktım derken elimden sigarayı aldı ve avucunda söndürdü. Ne yapıyorsun sen Poyraz ? "içmeyeceksin" "sana sorduğumu hatırlamıyorum" "Hare uzatma içme dedim. Ayrıca senin gibi bir kıza yakışmıyor." "Poyraz bak unuttuğun bir şey var ben bir yetimhane çocuğuyum. Etrafındaki kızlar gibi çıtkırıldım değilim. Sokak ağzı da vardır bende. Ben böyle öğrendim böyle büyüdüm. Bana şunu yapma bak bu yanlış bunu yapma bu doğru diyen biri olmadı anlıyor musun? Hep yalnızdım ben duvar köşelerinde ağlarken kendimi kendim büyüttüm. Oda Adı büyümüş oldu içimde hala o kız çocuğu duruyor beni bıraktıkları yaşta hala anlıyor musun ben buyum." Gözyaşlarıma engel olamıyordum. "Şşş gel buraya Hare sen yalnız falan değilsin unut bunu artık . Bak biliyorum çok zor bir dönem den geçtin. Ama sen çok güçlü bir kızsın duydunmu bu elindeki illet de sana zarar veriyor . Şimdi bırak onu. Tamam mı yalnız falan değilsin ayrıca sen benim Kardeşim sin. Seni asla yalnız bırakmıycam hep koruyacağıma söz veriyorum. Şimdi sil bakalım gözyaşlarını. Bana kardes demişti. Aslında buna sevindim çünkü bende onu öyle görüyordum. Çok iyi bir insandı. Iyiki tanımışım onu.Artık Betül dışında bir kardeşim daha vardı. Ayağa kalkıp hadi gidelim dedim. Oda tamam diyerek peşimden geldi. Eve vardığımızda. Poyraz' a teşekkür edip sarıldım. Çok yorulmuştum ama gerçekten güzel bir gündü. Kapıyı çaldım Dila abla kapıyı açtı. Hoşgeldiniz küçük hanım dedi. Salon a geçtiğimde küçük dilimi yutacak gibi oldum. Gördüğüm manzara karşısında şok olmuştum...Selam canlar biliyorum herkes Poyraz la bir aşk bekliyordu amaa sevgili prensimiz daha hikayemize teşrif etmedi bakalım neler olucak Hare yi bu kadar şaşırtan şey ne oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen yazılı haftası ve inanin zar zor vakit bulup yazmaya.Sizde iki saniye nizi ayırıp oy verirseniz gerçekten çok mutlu olurum. Bölümdeki şarkı da Kolpa-kafam senden bile güzel Yeni bölümde görüşmek üzere sizi seviyorummm Allah'a emanet olun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALNIZLIĞIN GÖLGESİNDE
Novela JuvenilYalnızlığın gölgesinde kalmış, şair ruhlu bir kızın dünyasını aralamaya hazır mısınız?