Barbaros'un AgizindanEvde oturmuş film izliyordum. Sonra dışarıdan tuhaf sesler gelmeye başladı. Tam neler oluyor diye bakacakken kafamda çok büyük ve şiddetli bir acı hissettim. Yere düşüp bilincimi kaybetmeden önce hatırladığım son şey iri yarı üç tane adamın evime girmesiydi..
----------------------
Bilincim yavaş yavaş yerine gelmeye başladığında karanlık bir odadaydim. O sıra da bir iki adam silueti gördüm. Hemen gözlerimi geri kapattım. Birseyler konuşuyorlardi. Konuşmanın içinde tanıdım bir isim geçmeye başlayınca -yani Belin- dikkat kesildim.
-Abim neden bu kadar taktı şu Belin denen kıza??
-Anlamadım ki. Ama bu oğlandan o kadar çok nefret ediyor ki.
-İyi de bunun bir suçu yok ki. Kız sadece bu oğlanı sevmiş. Bu kadar.
-Valla ben bilmem. O değil de oğlanı hem kaçırdık hem geri ellerimizle vereceğiz. Ne alaka. Anlamadım ben.
-Oğlum. Off. Anlaması gıt salak. Böyle bu plan. Direk ateş acamayiz ki. Önce kaçırıp sonra ellerimizle geri vereceğiz işte. Verirken de akıllarınin karışması için silahla karşılık vereceğiz. Sonra onlar bu oğlanı alıp gidecekler. Tam kurtulduk dediklerinde arkalarından çıkacağız yine. Bu sefer rastgele ateş açacağız. Hedef olmayacak. Rastgele yani. Böylelikle abim suçlu olmayacak.Hmm. Güzel plan. Ne diyorum ben ya. Benden bahsettikleri ortada. Ne yapıp edip arkadaşlarımı korumaliyim. Ben düşünürken içeriye biri girdi. Işıklar tam adamın üstünde yandı. Ama bu adam
.
.
.
.
.
.
.
Bu adam
.
.
.
.
.
.
Yoksa
.
.
.
.
.
.
Yoksa bu adam
.
.
.
.
.
.
Bu kim lan!
-Vay vay vay. Meşhur Barbaros'la yüzyüze gelme şansımız oldu.
-Sen de kimsin lan! Beni nereden tanıyorsun?
-Benim değerli Belin'imin sevdiği aptal oğlansın.
-Sözlerine dikkat et.
-Herneyse. Belin den uz..
-Bir dakika. Sen Belin'in beni sevdiğini mi düşünüyorsun?
-Sözümü KESME! Hayır düşünmüyorum. Zaten öyle. O kadar aptalsin ki kızı fark etmiyorsun.
-Ben Belin'i ilk cafe de gördüm. Ondan sonra da her gördüğümde yüz simasi tanıdık geliyordu. Yani hiç konuşmadım. Ama beni seviyor gibi durmuyordu. Hep tek takılıyor. Yanına kimseyi yaklastirmiyordu. Kulaklığı, telefonu ve kitabıyla birlikte dışarıda bankta otururdu. Birkaç sefa bana bakarken yakaldim. Onda da ya kitabını düşürdü ya da telefonunu. Ben sakar diye düşünmüştüm. Çünkü cafe de de ilk karşılaştığımız da üstüne sodasini dokmustu. Bu yüzden hiç kendime yorumlamadim. Sakar diye aklımda kaldı. Zaten hani ben onu arkadaşım olarak görüyorum. Ona hiç o gözle bakmadım ki. Tamam tatlı bir kız olabilir. Ama kusura bakmasın. Benim sevdiğim biri var. Ona anca arkadaştan çok iyi bir dost olabilirim. Aslında olamam. Üzgünüm. Bundan sonra ona yaklasmayacagim. Yolundan çekilmiş olurum. Hem onun karşısına cikmalisin bence. Böyle olmayacak.
-Tamam herneyse. Buraları kasete aktarırken silersin. Öyle gönderirsin.
-Tamam abi.
-Neler oluyor?? Kim neyi kime gönderiyor?!?!
-SESINI ALCALT! Az önceki söylediklerini kayıt altına aldım. Belin'e göndereceğim. Belki bu sefer seni sevmekten vazgeçer.
-Gönderebilirsin. Kaybedecek birseyim yok. Senin için daha iyi olmaz mı hem? Sonuçta beni sevmekten vazgeçeçek. Senin işin kolaylaşacak.
-Tamam tamam. Anladık sevmiyorsun. Hala ses kaydindaydi. Şimdi durdur. Bunun üstünde ayarlamaları iyice yaparsın. Sonra da Belin'e gönder. Hadi hemen şimdi git.
-Tamam abi musadenle.
-Sen de gel bakayım.
-Buyur abi.
Yüzü maskeli adam benim konuştuğum adamla sessizce konuşmaya başladı. Adam kafasını salladı ve içeri odaya girdi. Geldi ve arkama geçti. Noluyoruz derken ağzımda pamuk hissettim. Sonrası karanlık...
Gizli Kişiden DevamHastaneye ulaştığımizda aceleyle sedyeyi ameliyathaneye götürdüler. Tamı tamına bir buçuk saattir cikmamislardi. Korkuyorum. Uzun zamandır ilk defa korkuyordum. En son abimi hastaneye getirdiğimizde bu kadar korkmustum. Korktugumda başıma gelmişti. Bu yüzden suan daha fazla korkuyorum. Kafamı kapıya çevirdim. "Dördüncü sınıftan beri biliyordum Belin'i. Aslında o zamanlar daha farklıydı. O zamanlar daha canlı, dışa dönük ve neseliydi. Bir gün gelmemeye başladı. İki ay boyunca okula gelmedi. Okulun son iki ayiydi zaten. Yazın da hiç görmemiştim. Fakat okula geldiği gün birseylerin ters gittiğini anlamistim. Eski halinden eser kalmamıştı. Neşeli hali, canlılığı ve dışa dönukluluğü kaybolmuştu. Onu ilk kantinde görmüştüm. O zamanlar biraz cekingendim. Elimde tepsiyle oturacak yer arıyordum. Herkes arkadaşlarıyla oturmustu. Bos yer pek yoktu. O sırada bir ses duymuştum.
-Hey! Yer mi ariyorsun?
Arkami döndüm ve o zaman onu gördüm. Saçlarını iki yandan örüp önüne almıştı. Çok, cok güzeldi O. Biraz cekinerek;
-Şey evet.
-O zaman bizim yanımıza gelebilirsin.
-Gerçekten mi??
-Evet. Yenisin burada, değil mi?
-Evet. Şey adın ne?
-Belin. Ya senin ki?
-Bence gerek duymayacaksin.
Çok garip baktı yüzüme. Ama öyle. Genelde kimse ihtiyaç duymaz. Seslenmek için o kadar şey buluyorlar ki. Adımı hatırlamaz hale geliyorlar. Ben de artık böyle demeye başlamıştım."
-Hastanın kalbi durdu! Acil şok makinesini getirin!
Düşüncelerimden siyrildim. Ne demek kalbi durdu.
-NE DEMEK KALBİ DURDU!
-Suan konuşamam bayım. Gitmem gerek.
Hayır hayır. Onu kaybedemem. Onu kaybetmek istemiyorum.*Çok yakında yeni bölüm gelecek. Sevgiler*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizli Kişi ve Sırlar
DiversosKitap okumaya ne kadar daldigimi telefonuma mesaj bildirimi gelene kadar fark etmemiştim. Mesaj gizli numaradandi. -Günaydın meleğim -Yine O'nu düşünüyorsun değil mi? Keşke beni biraz olsun fark etsen. Bu da neydi şimdi böyle?? Bu umursamadigim küç...