2. Bölüm

72 7 2
                                    

Kitaba ne kadar daldım telefondan mesaj bildirimi gelince fark ettim. Yok artık! Etrafa bu kadar ışık saçarken nasıl fark etmedim güneşin doğduğunu?! Elime telefonu alıp saatin 11.30 olduğunu fark ettim. Hala gram uyku yoktu. Annem ve babamla kalıyorum normalde fakat üvey kardeşim,pardon abim ona abi dememi istiyordu ama ben inatla ismiyle hitap ediyordum,okuldan atılmış. Hatay da yaşıyor. Bizden kilometrelerce uzakta. Annem gilde onunla ilgilenmek için bir aylığına onun yanına gittiler. Hernyse. Ondan bahsetmek sinirlerimi hoplatıyor. Telefonuma bir daha mesaj bildirimi gelince düşüncelerimden çıkıp telefonuma geri döndüm. Bir tane S3 üm vardı. Abartilacak kadar iyi değil aslında. Adam bize satarken o kadar övmüştü ki. Ama minion rush li kabına bayiliyordum. Neyse mesajlar kısmına girip kimin mesaj attığına baktım;

Gizli Numara
Günaydın meleğim.
Yine onu düşünüyorsun değil mi? Keşke beni biraz olsa fark etsen.

Bu da ne demek oluyordu şimdi? Umursamadan telefonu yatağa bırakıp dolabimin önüne geçtim. Bir tane lacivert kot pantolon geçirdim. Üstüne de siyah renkte üstünde beyaz renkte kuru kafa olan kazagimi giydim. Kahverengi sade ama benim çok hoşuma giden cizmelerimi ayağıma geçirdim. Çanta takmayi sevmediğim için parami telefon kabimin içine koydum. Kulaklıklarımi takip TNK SÖYLE RUHUM u açıp gideceğim kafeye kadar dinledim. Bu şarkıya o kadar çok bağlanmıştım ki ne halde olursam olayım bu şarkıyı açıyordum. Kafeye geldiğim de her zaman ki göze çarpmayan köşedeki yerime oturdum. Gelen garsona portakal suyu siparişimi verip Onu beklemeye başladım. Cumartesi günleri hep aynı saatte arkadaşlarıyla buraya gelir iki sıra önümdeki çapraz masada otururlardi. Ben de onu uzaktan izlerdim. Ne kadar aptalca değil mi? Birkaç kez gözlerimiz buluşmustu ve bu elimi ayağıma dolaştırmisti. Hatta bir keresinde sodami üstüme dökmüştüm. Bunu görmüş ve bunu görüp içten bir şekilde gülümseyip yanıma gelmiş ve yardım etmişti. O zaman aklimdan hiç çıkmıyordu.
"Yavaşça yanıma yaklaştı ve yardım etmek istediğini söyledi. Şuan kendime kizsam da o anki yakınlığı nedeniyle birsey diyemedim. Gülümsemesi biraz daha genişlemişti bu yüzden. Gözlerim gözlerini bulduğunda nefes almayi unutmustum. Yeşil renkteki gözleri o kadar harikaydı ki.. Ellerini gözlerimin önünde salladiginda fark etmiştim o harika yeşil gözlerinin içinde kaybolduğumu.
-Sodani üstüne döktün. Bunu fark etmedin herhalde çünkü hala dökülüyor.
Sonra o bayıldığım mükemmel kahkahasini koyuverdi. O sıra da ben de kendime geldim. Üstüme dökülen sodayi fark ettiğimde domatesten bir farkım olmadığına eminim. Kahretsin. Rezil olmuştum. Yüzüme baktığı an kafamı yere eğdim. Utandıgimi anlamış olacak ki;
-Neyse hadi gel seni evine birakayim. Temizlenirsin hem.
Dediği şeyle donup kalmıştım. Ne yani tanımadığı her kıza böyle yardım ediyor muydu? İçimde bir burukluk oluşmuştu. Kendimi özel hissettirmişti iki dakika içinde. Sırf iyilik olsun diye yapıyor. Neden özel bir anlam çıkarmaya çalışmıştım ki? Salak ben.
-Olur. Teşekkür ederim.
Sesimi ben bile zor duymuştum. O duymuşmuydu ya?
-Sorun değil. Yerinde kim olsa aynısını yapardım. Yardım etmeyi seviyorum.
"Yerin de kim olsa aynısını yapardım." beynimde bu cümle yankılaniyordu. Kalbim de birşeyler olmuştu. Sanki hem sıkıyorlar hem de iğne sapliyorlardi. Bu çok acı vericiydi.
-Hadi gel arabama gidelim.
O cümlelerinden sonra biraz kararsız kalmıştım. Kim bilir benim gibi yardıma muhtaç kaç kızı evine yada kendi evine götürmüştü. Sonra fark ettim ki üstüm berbat haldeydi. Mecbur kabul ettim ve ayağa kalkıp arkasından yürümeye başladım. Arabası kafenin hemen karşısındaydi. Bu yüzden yürüyüşümüz kısa sürmüştü. Kendisi sürücü koltuğuna otururken ven yanına oturdum.
-Bu arada ben Barbaros, senin adın ne?
-Benim adım da Belin.
-Memnun oldum Belin. Adın çok güzelmiş. Şimdi söyle bakalım; nerede oturuyorsun.
-Şey sen gitmeye devam et gen tarif ederim.
-Pekala.
Bir süre sessiz kaldık. Sonra dan sessizliği bozan o oldu.
-Aslında sen ilksin biliyor musun?
-Ne demek istiyorsun?
-Hani dedim ya yardım etmeyi seviyorum diye. Genelde yardıma muhtaç küçük çocuklara yardım ettin hep. İlk defa kendi yasitimda birine yardım ediyorum.
Yine kalbimde birseyler olmuştu. Fakat bu sefer kalbim hafiflemisti. Beni hem kıran hem mutlu eden aynı kişi nasıl olabiliyor?
-İşte geldik.
Tabi. Ben bunları düşünürken yolu da bir yandan tarif etmiştim. Evim de yakındı. Bu yüzden hem yolculugumuz hem de sohbetimiz kısa sürmüştü. Teşekkür ederek eve gitmiştim."
Saate baktığım da tam gelmesi gereken saatti. Gözlerimi girişe çevirdiğimde arkadaşları içeri girmeye başlamıştı. Dikkat kesildim. Fakat suan bir problem vardı. "O" yoktu. Eminim bir işi çıkmıştı ve gecikmisti. Peki neden içimde kötü bir his vardı?? Arkadaşları konuşurken onun adını duydum ve dikkat kesildim.
-Barbaros umarım iyidir oğlum ya.
-Iyi de gitti gitti ve kaç gündür haber alamıyoruz.
-Doğru lan. Normalde habersiz birakmazdi bizi.
Neler oluyordu?! Ne demek gitti. Nasıl olurda haber alamazlar?!?!?!? Hışımla masadan kalktım ve eve doğru yola koyuldum. Evimiz iki katlı bahçeli beyaz renkte küçük bir evdi. Ben sevmiyordum burayı. Çünkü ne biliyim bana çok abartılı geliyordu. Ne vardı bir apartman dairesinde yaşasaydık. Daha iyi olurdu. Eve geldiğimde odama çıktım ve düşünmeye başladım. Gitti. Tamam buna alışmıştım. Gidip geliyordu. Arkadaşları konuşurken duyarıdim. Nereye gittiğini, neler yaptığını, ne zaman döneceğini hep anlatır bilgilendirirdi arkadaşlarını. Ama bu ilkti. Haber vermemesi. Ben bunları düşünürken telefonumdan mesaj sesi geldi.

Gizli Numara
Ah hadi ama. Ben beni fark et diye çabalayım fakat sen yine de onu düşün. Oluyor mu bu şimdi? Sırf üzülme diye diyorum. O iyi. Sadece birazcık kaçırılmış olabilir. Yarın geri gelecek. Belki beni fark edersin diye yapmıştım bunu fakat sen yine de onu düşünüyorsun.

Yine mi bu gizli kişi?!
-Beni duyuyor musun GİZLİ KİŞİ! Seni tanımıyorum ve iyiki tanımamışim. Ne kadar iğrenç birisin sen ya! Adamsan karşıma çıksana! Yemiyor mu?!
Bağırarak konuştuktan sonra telefonuma mesaj geldi.

Gizli Kişi
Sesini yorma canım benim. Normal konuşsan da duyuyorum seni. Bu arada kalbimi kırdın. Çok ayıp ettin. Karşına çıkmayı o kadar çok denedim ki bilemezsin. Ama sen beni her seferinde çevirdin. Bu yüzden o şansların bitti. Artık böyle. Şimdi gitmem gerek.

Bi saniye. Aklıma biri geliyor ama. Yok artık. Olamaz.
-Sen? Sen O musun??
Bir süre cevap gelmesini bekledim. Tam vazgececektim ki telefonuma mesaj geldi. Hemen elime alıp mesajı açtım.

Vodafone
Bu fırsat kaçmaz! Ayda 45 tl ye sınırsız internet 2000 sms 1000 dakika. 4455 e 123 yaz gönder senin de olsun.

Ah hadi ama. Şimdi sırası miydi?? Off. Yatağa uzandım. Telefonu da sesliye alıp komodinin üzerine koydum. Mesaj gelirse duyayim diye. Bugün olanları düşündüm. Neden böyle birşey yapar aklım almıyor. Bunları düşünürken gözlerim ağırlaştı. Dünden beri uymuyordum. Biraz uyusam iyi olacak. Zaten gözlerin daha fazla dayanamadı ve kendimi uykuya bıraktım. Taaki aşağıdan silah sesleri gelene kadar.

Gizli Kişi ve Sırlar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin