1. Bölüm "konserve"

683 28 16
                                    

"Gel buraya Gorbi!"

Gorbi bana doğru koşarken ben de kitapçıya girdim.
Tüm raflardaki kitapları inceledikten sonra gözüme çarpan ilk kitabı aldım ve kitapçıdan çıktım. Gorbi yanıma dilini dışarı çıkartmış geliyordu.

"Heryer ne kadar kalabalık değil mi oğlum?"

Sesim boş sokakta birkaç kez yankılanırken gülümsedim. Ama bu gülümseme mutluluktan değildi. Hiçbir zaman olmamıştı da zaten.

Başımı yukarı kaldırıp "gitmeliyiz hava kararıyor" dedim. Gorbi de bir kez havlayıp beni onayladığını gösterdi.

Eve doğru yürümeye başladık. Çok geçmeden karşıma çıkan bir bebek beşiğiyle olduğum yerde kalıp derince yutkundum. Hertarafı kırık döküktü ve baya yıpranmıştı. Ah, zavallı bebeğe kim bilir ne yapmıştı o canavarlar...

Gorbinin havlamasıyla ona baktım. Karşıya doğru bakıyor ve deli gibi havlıyordu. Ben de gözümü hafif kısıp baktım. Karanlık bir binanın içi olduğu için hiçbirşey görünmüyordu. Öğürme seslerine benzer sesler duyduğumda mırıldanarak "olamaz..." dedim ve geri geri gitmeye başladım. Gözlerimle etrafı tarayınca sonunda geyiği yiyen zombiyi gördüm. Ayağımın altından çıtırtı sesi gelince "şimdi şıçtım" diye mırıldanıp zombiye baktım. Bana bakıyordu. Bir anda ayağa kalkıp bana doğru koşmaya başlayınca ben de arkamı dönüp koşmaya başladım .Gorbi de yanımda koşuyordu. Önüme çıkan ağzı kanlı iğrenç yaratığı görmemle çığlık atıp sağ sokağa saptım.

"Koş Gorbi!"

Gorbi önüme geçince ben de ona yetişmek için bacaklarımı iyice zorladım. En sonunda bir apartmanın önüne gelince hemen içeri girip kapıyı kapattım ve ayağımla tekme atarak kolunu kırdım. Apartmanın girişi camdan olduğu için bize doğru koşan zombiyi görebiliyordum. Koşarak geldiği için kapıya tosladı. Korkudan dudağım tirerken sakinleşmek için elimi ağzıma kapattım. Zombi kapıyı zorlarken Gorbi'yi okşayıp "bana yardım et oğlum" dedim ve lobideki koltuğa ilerledim. Koltuğu az çok Gorbi'nin yardımıyla kapıya kadar itip önüne yerleştirdim. En azında bu bizi daha çok korur.

Bir köşeye oturup hala düzene girmemiş nefes alışverişlerimi düzene sokmaya çalıştım. Gorbi gelip yanıma kıvrılınca "Biz ne yapacağız oğlum?" Dedim. Başını kaldırıp bana baktığında kafasını okşadım. Benim kadar o da korkmuştu.
Tamam bu gibi durumlarla daha önceden de karşılaşmıştım ama yanımda en azından kendimi savunabileceğim bir silah olurdu. Ama havanın bu kadar hızlı kararabileceğini düşünmüyordum.

Kapıya başımı çevirip baktığımda hala orada olduğunu gördüm. Öfleyip şapkamı yüzümü örtecek kadar indirdim ve gözlerimi kapatıp uykuya daldım.

*******

Gorbinin yanımda haraketlenmesiyle şapkamı başımdan çıkartıp esnedim. Saçımı kulağımın arkasına sıkıştırıp kapıya baktım. Yoktu. Zaten eğer güneş çıktığında burada olsaydı pişmiş zombi olurdu.

Ayağa kalkıp şapkamı taktım ve "hadi Gorbi önce biraz konserve alalım sonra da eve gidelim" dedim. Ağır haraketlerle ayağa kalkıp silkelendi.
Kapıya doğru ilerledim ve koltuğu biraz kenera ittirip çıkabileceğim kadar yer açtım.
Dışarı çıkınca da kapıyı biraz daha açıp Gorbi'nin çıkmasını sağladım.

Yine bomboş sokaklardan geçip markete girdim. Etraftan bulduğum tüm konserveleri torbaya doldurup çıkışa ilerledim. Tam çıkacağım sırada gözüme çarpan şeyle duraksadım. Keskin birşeyle açıldığı belli olan ve biraz yenmiş bir konserve kutusu. Kaşlarımı çatıp kutuyu elime aldım. Ya zombiler konserve kutusunu açabilecek kadar zekileşmişti ya da burada tek değildik....

LiderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin