BEKLENMEDİK

175 14 3
                                    

~ BAEKHYUN ~

Beklediğimin aksine kimse benle dalga geçmemişti. Jongin dışında! Sürekli olarak bizimkilere trip atıyordum. Patronun bana verdiği görevleri hep Kyungsoo'ya yüklüyordum. O da benim bu halime acıdığı için kabul ediyordu. Ancak artık benden bıkmıştı, haklıydı da.

Bu sabah sakin bir şekilde uyanmıştım ta ki Jongin gelip yine benle uğraşıncaya kadar. Sinirlerim tavan yapınca sesimde son ayarına ulaşmış, bağırıyordum. Sesime odaya ilk gelen Chanyeol olmuştu. Bian ne olduğunu anlamadan kendimi Chanyeol'ın yumruğu ile yerde bulmuştum. Karşımda o da bana bağırarak konuşuyordu.

- Yeter artık tanrının cezası! Kendine gel. Bıktık senin bu ergen tavırlarından. Taeyon teklifini kabul etmemişse ne olmuş.

Chanyeol konuştukça benim sinirlerim geriliyordu, ben de daha fazla dayanamayıp hızla kalkıp Chanyeol'a bir yumruk çaktım. Kavga git gide büyüyordu, Jongin bizi ayırmaya çalışsa da başarılı olamamıştı. Bu kavga Junmeyon odaya girinceye kadar devam etmişti.

Junmeyon bizi ayırdıktan sonra Jongin ve Chanyeol'a odadan çıkmalarını söyledi. Başbaşa kaldıktan sonra beni küçük bir kardeşi olarak karşısına alıp, abi olarak benim bu halimi düzeltmem gerektiğini hakkında bir çok nasihat verdi. Onu elbette dinleyecektim, ben de kendi kendime çoktan bu kararı almıştım zaten.

~ LUHAN ~

Bugün babamsız ilk sözleşmemi imzalamıştım. Her şey yolunda gitmiş, bir aksilik çıkmamıştı. Bu haberi babama vermek için telefonu elime almıştım ki avukatım Sehun yanıma gelmiş, Kris ve Tao' nun beni beklediğini söylemişti. Telefonu tekrar cebime koyup, Sehun'la bizi izleyen kardeşlerin yanlarına doğru yürümeye başlamıştık. Sehun lafa girip,

- Tebrik ederim, patron. Çok iyi bir iş çıkardınız. Babanıza haber verdiniz mi?

- Daha haber veremedim. Fırsatını bulduğum ilk anda haber vericem.

Kris ve Tao' nun yanına geldikten sonra Kris elini uzatıp benle tokalaştıktı ve o kalın sesi ile ,

- Merhaba yeni ortak. Umarım bu anlaşma iki şirket içinde iyi olur.

Kris' in sesine tezatla daha ince ve neşeli bir ses tonu ile Tao lafa girdi,

- Ee , kutlama ne zaman ?

Omzumda hissettiğim elle arkamı döndüğümde, Xiumin'in yanımıza geldiğini o sıra farkettim. Memnuniyetini sesine yansıtarak,

- O işi bana bırakın sizin için çok iyi bir mekan ayarladım akşam benim restorana gideriz.

Sehun' un beni kolumdan dürtmesiyle gözlerimi Xiumin'den çekip Sehun'a baktığımda gözleri ile cebimi işaret ederek,

- Patron, telefonun çalıyor.

Sehun söyleyene kadar farketmemiştim. Arayan annemdi. Telefonu meşgule attıktan sonra, oradakilere dönüp gayet neşeli bir şekilde,

- Bu işi de halletiğimize göre akşam Xiumin'in Yeri'nde buluşuyoruz o zaman .

Herkes halinden memnundu. Bu sırada telefonum yine çalmaya başlamıştı. Arayan yine annemdi. Bu kadar ısrarla aradığına göre önemli bir şey olmalı diye düşünüp, diğerlerinden özür dileyerek yanlarından ayrıldım ve telefona cevap verdim.

- Efendim anne.

Annemin sesini duyduğumda bedenimi saran endişeye engel olamadım. Annem ağlayarak konuşmaya çalışıyordu fakat bir türlü konuşamıyordu.

- Lu-lu-luhan ...

Hıçkırıkla karışık derin bir nefes aldıktan sonra konuşmaya devam etti.

- A-acilen eve ge-gelmen lazım... Ba-baban ...

Ben ise bütün bedenimi saran korku ve endişe ile anneme ne olduğunu sorsamda o hiç bir şey söyleyememişti. Hızla telefonu cebime koyup oradakilere haber vermeden gidicektim ki Xiumin kolumdan tutup beni durdurdu.

- Ne oldu Luhan? Bu ne hal yüzün bembeyaz olmuş.

- A-annem aradı sesi çok kötüydü ve ağlıyordu eve gitmem lazım üzgünüm.

- Bende seninle geliyorum bekle.

Xiumin, Sehun'u yanına çağırıp Kris ve Tao ile ilgilenmesini söyledikten sonra hızla arkamdan gelip arabada yanımdaki yerini aldı.

Eve gidene kadar bir çok kez annem ve babamı arasamda ikisi de cevap vermemişti. İstemeyerekte olsa gözümden akan yaşlara engel olamıyordum.

Yol bir türlü bitmek bilmiyordu. Sonunda eve geldiğimde arabadan koşar adımlarla çıkmıştım. Eve doğru giderken ki duyduğum ambulansın sesi kalbimin sıkışmasına sebep olurken hızla içeri girdim. Annem salonda ki koltukta yatıyor hizmetler ise annemi sakinleştirmeye çalışıyorlardı.

Hiç vakit kaybetmeden annemin yanına gelip oturduğumda sıkıca boynumdan sarılıp ağlamaya devam etti. Annemi omzundan tutup kendimden uzaklaştırdım, babamın nerde olduğunu sorduğumda yeniden baygınlık geçirmişti. Hızla ayağa kalkıp hizmetliye neler olduğunu soracaktım ki dikkatimi içeri giren polis ve ambulans görevlileri çekti. Diğer hizmetli onları yatak odasına yönlendirirken ben de hızla arkalarından yukarı kata çıktım.

Polisler beni odaya girdirmeme konusunda ısrarcı olsalarda onları aşıp içeri girdiğimde beynime sıçrayan kanla bir iki adım gerilemiştim. Tavanda asılı bir ip ve ipin ucunda babamın bedeni!

Ayakta durmakta zorluk çekiyordum Xiumin yanımdaydı ondan tutunup ayakta durmaya çalışıyordum. Görüş alanım iyice bulanıklaşırken en son gördüğüm tablo beynime kazınıyordu ve bir anda her yer karanlık oldu.

Babam intihar etmiş olamazdı, bizi böyle yarı yolda bırakıp gitmiş olamazdı. Buna hiçbir zaman inanmayacaktım. 

İntikam - ı Aşk ( EXO )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin