Multi: Aslı
_________________________________
Teneffüs zili çalmıştı sonunda. Tamam bir inek olabilirim ama tabii ki de bende okuldan nefret ediyordum. Ben halen düşünürken bu sefer Ezgi'yle Ecem aynı anda iki kulağımın ardından bir anda bağrınca çığlığı bastım. Ecem ile Ezgi surat ifademe bakıp kahkahalara boğuldu. Yeter ama bunlar fazla şakacılar!
"Kızım manyak mısınız?! Sağır olucaktım be!" diye patladım. Ecem çantasından aynasını çıkartıp bana doğrulttu. Kendi yüz ifademi görünce bende gülmeye başladım. Masamda uyukladığım için yanağımda bir problem yazıyordu."Artık buradan ders çalışırız" dedi Ezgi. Bu sefer yine gülmeye başladık. "Ben bi tuvalete gidip gelicem."dedim. Kafalarını salladılar. O sırada kapıdan çıkmıştım.
EZGİ'DEN
Onu tuvalete yalnız gönderemezdim. Ecem ile kaş göz hareketi yaptık. Kızlar bizden korktuğu için bize bir şey yapamazlardı. Ama tuvalette başına bir şey geleceğinden korkuyordum. Koşa koşa sınıftan çıktık. Sevgi görüş alanımıza girince yavaşladık. Gizli gizli onu takip etmeye başladık. Derken Kuzey'i gördüm. "Lanet olsun.."diye mırıldandım. Ecem kafasını bana çevirip 'noldu' dercesine baktı. Kafamla Kuzey'i gösterdim. Küfretti ama ağır bir küfür değildi. Kuzey'den hoşlanmıyordum. Daha doğrusu beni ürkütüyordu. Tamam cesurum falan ama o çocuk beni ürkütüyordu. Garip bir çocuktu. Veeeeee bombası ise BANA AŞIKTI! Lanet olsun ki...
Bunları düşünmemeye karar verdim. Kötü oluyordum. O sırada tuvaletin önüne geldiğimizi gördüm. 1-2 tane kız kapıda bekliyordu. Gözetlemeye başladık. Bizi görenler oluyordu ama korkularından söyleyemiyorlardı burada olduğumuzu. Sevgi içeriye girince 2 kız da sırıtmaya başladı. Anlamıştım. Bu olayda kesin bir pislik vardı. Sevgi'nin çığlığını duyunca Ecem ile kapıyı açmaya çalıştık. Pislikler kilitlemişti. Ecem ile aynı anda kapıya abanınca kapının kilidi kırıldı. Ben koluma batan kıymığı çıkarmaya çalışıyordum. İçerisi kız kaynıyordu.
"N'oluyo lan burda?!"diye bağırdı Ecem. Sonunda kıymığı çıkarabilmiştim. Kızlar hiç bir şey söylemedi. Sevgi'ye yapılan kötülüklerin başında olan Aslı'nın yakasından tutup "Hemen bana ne yaptığınızı veya ne yapacağınızı söylüyorsunuz yoksa sizi 'yine' pişman ederiz Ecem'le."diye yüzüne yüzüne bağırdım. 'Yine' kelimesinin üstüne basa basa söylemiştim. Aslı'nın titremeye başladığını anlamıştım. Sinsice sırıttım.
"B-biz s-sadece Sevgi'ye bir sürpriz yapıcaktık."dedi titreyerek. Çok korktuğunu anlamıştım. Yakasını bıraktım. Vicdan denen şeyden vardı bizde. Ama onun da yalan söylediğini herkes anlardı.
"Sevgi sende hemen elini yüzünü yıka çıkalım buradan."dedi Ecem. Sevgi zaten çok korkmuştu. Tamam bazen bizden korkuyordu. Hatta ben bile bazen kendimden korkuyordum. Ama acı dolu bir geçmişim vardı. Sevgi acele ile yüzünü yıkadı. Problemin izi tamamen geçince zil çaldı. Hemen sınıfa koşuşturduk. Ders resimdi. Benim ve Derin'in en sevdiği dersti. Sevgi ise çok sıkılıyordu. Ay napim çok da fifi. Sınıfa girdik. Malzemelerimizi çıkardık ve bekledik. Bekledik, bekledik, beklediiiikk... Offf nerde şu kadın ya? Ecem Derin ile fısıldaşıyordu. Telefonumu açtım. Kurduğumuz gruba mesaj attım.
Ben:
Ne fısıldaşıyorsunuz bakiyim?
Ecem:
Teneffüste.
Sevgi:
Yaaaaa. Şimdi söyle kimse görmez.
Ecem:
Sen ne zaman telefonuna şifre koymayı kabul et o zaman burdan yazarım cnm.
Sevgi:
Yaaaa.
Ben:
Öğretmen geldi!Hemen telefonumu kapatıp çantama attım. Kolumdaki saate baktım. Dersin bitmesine 5-6 dk vardı. "Hocam dersin bitmesine yaklaşık 5 dakika kaldı."dedim. "Serbestsiniz!"diye bağırdı hoca. O sırada Sevgi'ye baktım. Hangi ara uyumuştu bu kız? Önemsemedim. Hemen Ecem'e döndüm. "Ne konuşuyodunuz fısır fısır bakiyim?"dedim. "Telefonuna bak"dedi. Ecem'den bir mesaj vardı. Mesajı açtım ve şok oldum.
_____________________
Sevgi: BARBARA PALVİN
Ezgi: ANASTASİA SUSHCHENKO
Derin: EMİLY RUDD
Ecem: NATY BELMONT
Aslı: ELİZABETH JANE BİSHOP