Multi: Savaş
*SEVGİ'DEN
Sabah saçlarım dağılmış bir şekilde uyandım. Özlem gittikten sonra ne mi olmuştu? Kısaca özet geçeyim. TEOG için kopya çekme yöntemleri geliştirdik.
Okul kıyafetlerim sandalyemin üstündeydi. Tam o sırada Özlem'in yazısıyla yazılmış bir kağıt gördüm. Kağıdı elime alıp hızlıca okudum. Kağıt biraz alkol kokuyordu. Bu kız içmiş miydi? Ama şu anda bunu düşünmem çok saçmaydı. Ne yani? Özlem'in aşkı bitmiş miydi?
Evet
Benden özür mü diliyor?
Sanırım
Üzgün mü?
Kesinlikle
Hemen üstümü giyindim ve banyoya girip elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım. Saate baktım. Yaklaşık 20-25 dk falan vardı. Kahvaltı etmeye üşendiğim için kumbaramdan 20₺ aldım. Ve Özlem'in odasının kapısına geldim. Kapıyı tıklattım.
"Gir."
"Özlem? Şey ben seni affediyorum. Hadi gel okula beraber yürüyelim."
Özlem bana minnettar bir şekilde bakıyordu. "Olur canım ablam. Ben kahvaltı etmicem." Kafamı onaylar bir şekilde salladım. "Ben çantamı alıp aşağıya inicem. Sen gelirsin."diyip odasından çıktım.
Aşağıya indiğimde annem kahvaltı ediyordu. Beni görünce ayaklandı.
"Kızım geç otur sen sana omlet yapayım mı?""Yok anneciğim hiç gerek yok. Ben şimdi Özlem'i bekleyeceğim. Sana kolay gelsin. Bi de Emel Teyze'ye söyler misin akşama patates kızartması yapsın."
"Olur kızım söylerim"Annemin yanağına sulu bir öpücük bırakıp elime beyaz Converselerimi aldım. Ben onları giymeye çalışırken Özlem'in ayak seslerini duydum. Özlem annemle selamlaşırken bende çabalarım sonunda ayakkabılarımı giyebilmiştim. "Hadi Özlem!"
"Ay tamam. Görüşürüz anne"
*
"Offfff birazdan gözünüzün önünde sayı kusabilirim!"diye yakındı Ezgi. "Aynen bu nedir yaa. Bi de iki saatte anca 1 soru anlatıyor."...Ecem."Ayyy ne kadar da sorun ettiniz. Alt tarafı matematik dersi" Ezgi ile Ecem bana tip tip bakarken Derin bana 'ciddi misin' bakışı atıyordu. Ellerimi 'ne var' dercesine açarken "Kızım matematik hocası senin beynini yıkamış."dedi Derin. "Aman boşverin. Bu akşam bizim evde buluşalım mı? Ama hızlı karar verin şimdi ki ders son ders."...Ezgi. "Ben gelirim!"...Ecem. "Bende gelebilirim."...Derin. Üçü de bana beklenti ile bakıyordu. "Sevgi? Sen gelicek misin?" Bunu diyen Ecem'e baktım. "Şeyy... Yani.. Ben gelemem. TEOG 3 gün sonra. Ve ben hiç çalışmadım. Çalışmam gerek." Ezgi düşünür gibiydi.
"O zaman bizim evde ders çalışırız."...Ezgi. Kafamı onaylar bir şekilde salladım. Derin'le onaylayınca sıra Ecem'deydi. Biz Ecem'e bakarken "Bilmem ki. Yani ben ders çalışmayı sevmem."
"Bilmim ki. Yini bin dirs çilişmiyi sivmim." Bunu diyen Ezgi'ye baktım. Ecem göz devirdi. Derin'e baktım. Değuşuk duruyordu. Bir şey düşünüyor gibiydi. "Off Ecem gelmezsen gelme biz de üçlü takılırız hıh" Ezgi'ye baktım. Bi an gıcıklık yapasım geldi. "Ya da bende gelmicem Ezgi." Derin'in kolunu sıktım. Anlamış olacak ki "Bende gelmeyeceğim Ezgi. İşim var."dedi. Ezgi ağzı hafif 'o' şeklinde bize bakıyordu. Sinirlendiği halinden belliydi. "Tamam. Öyle olsun." Ezgi'nin bu sözleri soğuk bir şekilde söylemesi hoşuma gitmemişti. Tam bu sırada zil çaldı. (Yok masada zil çaldı ksksks)
Off ders İngilizceydi. Sırama oturdum. Yanımda Ezgi yoktu. Gözlerim sınıfta dolanırken başka bir kızın yanına oturmuş onunla sohbet ediyordu. Aynı zamanda sohbetlerine bir erkek daha katılmıştı. Neden bilmiyordum ama en yakın arkadaşımı başka bir kızla görmek beni biraz kırmıştı. Hem de bizimle konuşur gibi samimi olması hoşuma gitmemişti.
Ezgi bir anda kafasını bana çevirince hemen gözlerimi kaçırdım. Domates gibi kızardığını hissediyordum. Başkalarını incelerken bir anda bana dönmeleri beni en çok utandıran şeydir. Ecem bu halime güldü. "Yaaa gülme! Sen Ezgi'ye baksana!"diye Ecem'e kızdım. Ecem'in gözleri sınıfı tararken Ezgi'yi o halde görmesi ağzının 5 karış açılmasına sebep oldu. "Ohaaa. Kızım Ezgi'nin o teklifini reddetmeyecektik. Yarın okula o kızla gelecek falan."...Ecem.
"Onu bu kızdan nasıl uzak tutarız?"diye bir soru sordum Ecem'e. "Ondan özür dileyeceğiz. Ama etkili bir özür olması gerek. Mesela ona en sevdiği şeyi yani pasta alabiliriz. Çilekli/çikolatalı pastaya bayılıyor" "Hmm. O zaman sen pastayı al bende çilek alayım. Derin'de sütlü çikolata alsın. Çikolatayı eritiriz çilek batırıp yeriz."
"Tamam harika olucak! Ama şimdi Ezgi'yi gözetleyip yarın ki planlarını öğrenmeliyiz." Başımı yavaşça aşağı yukarı doğru sallarken hayla hocanın gelmediğini farkettim. O sırada Ecem'in olmadığını farkettim. Sınıfta onu ararken Ezgi'nin masasının altında olduğunu gördüm. İçimden bir gülme isteği geldi. Ecem okul eteği ile orada büzülmüştü. Ve inanın bana çok komik bir görüntü çıkıyordu ortaya. Ecem duyacağını duymuş olmalı ki çıkmak için hareketlendi. Ama hayır. Ecem orada SIKIŞMIŞTI! Tek çare zilin çalmasını beklemekti. O sırada kapının açılma sesi ile tüm sınıf sessizleşti. Gelen İngilizce hocasıydı. Ve Ecem Ezginin sırasının altında sıkışmış bir vaziyette durmuştu. Zaten dersin bitmesine yaklaşık 10dk vardı.
"Çocuklar sessizce toparlanabilirsiniz."dedi hoca.
*
"Hayııır. Bu daha güzel."...Ecem. "Hadi ama Ecem. O pasta çok kötü."...Derin. "Olmaz! Bu pastayı ben beğendim ve pastayı ben alacaktım. Siz niye karışıyorsunuz?"...Ecem. "Off! Ne halin varsa gör be!"...Derin.Evet ne mi oluyor? Ecem ile Derin pasta kavgası yapıyor. İngilizce dersinde ne mi oldu? Zil çaldığında Ecem'i güç bela oradan çıkarttık. Gerçi sadece Derin çıkarttı. Ben gülmekten yere düştüm ve şu anda kafamda bir şişlik var. Ama en garibi ise bu hafta kimse bana 'Ezik' demedi. Uf napim.
Ecem ile Derin'in pasta kavgası bitince çilekleri ve çikolataları aldık. Yarın okuldan sonra Ezgi'nin bir cafede ders çalışacağını öğrendik. Keyif kafe mi neymiş adı. Ay her neyse. (Güneş her neyse asdajj)
*
EZGİ'DEN
Ecem her ne kadar fark etmese de Sevgi ve Ezgi ile olan konuşmasını duymuştum. Benim sevdiğim şeyleri bilmeleri hoşuma gitmişti. Ama onların bilmediği bir şey vardı. O da konuştuğum kızın kuzenim olduğunu bilmemeleriydi.
*
Arkadaşlar biliyorum bölümlerim çok ekşınısız hatta ekşın bile yok ama bi şu Ezgi ile araları düzelsin ekşınlar o zaman başlayacak. Okuyan herkese teşekkürler! *^O^*
