YENİ BÖLÜMÜ ARTIK YAYINLAYAYIM DEDİM...ÇOK DEĞİŞİKLİK OLDUĞUNDAN FİNALİ NEYE BAĞLARIM BİLEMİYORUM...ÇOK SEVDİĞİM BİR ŞARKI İLE BİRLİKTE İYİ OKUMALAR:))
Olimpos’a geldiğinde az çok neler olabileceğini tahmin edebiliyordu. Uyanışı çok tepki görecekti zamanında yaptıklarından dolayı çok tepki görmüştü zaten bir geleceği bile olmadan daha fazla sevdiklerini tehlikeye atmadan buna bir son vermeliydi.Yaptı da ama her asıl olduysa şuan burada ve onu kimin uyandırdığından bihaber.Tabii ki bağırışlar bu nasıl olurlar ve en sonunda Perseus durumunda ise babası ile amcasının kavga etmesi yaşanacaktı.O kadar asır ayrılıktan sonra babasını çok özlemişti.Olimpos’a ayak bastığında gözleri kocaman açıldı burası en son gördüğü Yunaistanda ki Olimpos gibi değildi.Farklı bir zaman dilimine gelmiş gibiydi.Her yerde hiç tanımadığı bir mimari işçilik vardı.Hem Olimpos bir gökdelenin üzerinde yer alıyordu . Manzarası olan köşeye kadar yürüdü.Herkes ona bakıp birbirlerine fısıldıyorlardı.Elbisesi fazla parlaktı. Kenara vardığında fazla yüksekte olduğunu fark etti bu onun için sorun değildi uçabildikten sonra yükseklik ona vız gelirdi. Aşağıya doğru baktı ve birden beynine bilgi akın etti.Yıl 2013’tü .Nerede ne olduğunu hemencecik öğrendi.Neler olup bittiğini zamanında olan savaşların izlerini hissetti.Bu yönü kuzenine çekmişti. Gözlerini aşağıdaki şehirden ayırdıktan sonra yukarıya baktı Olimpos meclisinin toplanma yerine ve saraya doğru yürümeye başladı. Merdivenlerin sonuna vardığında onu gören korumalar ne yapacağını şaşırdılar. Thea içeri girdi.Saray değişikti.Güzel görünüyordu içeriğiyle , mimarisiyle ve 12 tahtı ile büyülüyordu.Bağırmaları,tartışmaları dinlediği evine yine gelmişti.Fakat ortalıkta kimse yoktu.Babasının tahtına doğru yürüdü.Tahtı okşadı. Beyninde bir sürü soru dönüyordu acaba tehlikedeyse bu o kadar asırdan sonra babasını son görüşümüydü. Doğduğundan beri her sabah uyandığında bu soru düşüyordu aklına çok fazla düşmanları vardı. Dalgınlıkla yürümeye başladı.O yaklaştıkça saraydaki ateş daha da fazla parıldamaya başladı.Arkasını döndü ve arkasını dönmesiyle Athena ‘ya çarptı.Oluşan şimşeklerin etkisi daha geçmemişken Athena gözlerini açıp yerde yatan kıza baktı buna inanamıyordu.Ancak karşısındaki gerçekleri görmezden gelemezdi.Thea bir anlık baygınlıktan sonra yeşil gözlerini açtı ve Athena’ya boş gözlerle baktı ne yapacağını bilemiyordu.Athena’yı çok özlemişti. Athena sanki Thea altından yapılmış gibi gözlerini kocaman açmış bakıyordu.
“Thea ,sen nasıl ? Bu imkansız” sözleri döküldü Athena’nın ağzından.
Thea Athena’nın önünde eğildi. “Athena ben…” konuşamadı.Thea bir şekilde açıklama yapmalıydı ama çok gergin bir ortamda ne yapacağını bilmiyordu.Bu sessizliği Athena bozdu. “Thea yeniden burada olduğuna sevindim.Kaldır başını ve bana bak.”
Thea bu sıcak karşılamadan dolayı kendini iyi hissetti.Athena’ya olayı tüm detayıyla anlattı.Tam 21 Haziran Yaz gün dönümü vaktinde gelmişti.Biraz sonra 12 Olimposlu tanrı/ça gelmeye başlardı.
İlk gelen Dionisos’tu.Thea’yı görünce çok şaşırdı. “Thea! Senin burada ne işin var?”dedi. Şarap tanrısı Dionisos kendi yaşamına lanetler okuyan hiçbir şeyi umursamayan Zeus’un oğullarından biriydi.Thea’yı görünce yumuşamış ve ona sarılmıştı.Thea’yı bırakınca olduğu yerde donup kalan Athena ile bakışmış sonra da haline gülmüştü.
İçeri giren Afrodit ve Hephaistos bile şaşırdı.Thea ailesinin üyelerini gördükçe daha çok seviniyordu.Ama herkes bir problem olduğunun farkındaydı.
Hera ve Ares onu gördüklerinde bir duraksadılar sonra Hera ona sarıldı.Ares omzuna yumruğuyla dokundu.Ama Thea herkesi özlemişti.Ares’in kaçmasına fırsat vermeden ona sarıldı.Gerginlik sona ermişti gelen herkesle birlikte içeriyi bir mutluluk kaplıyordu.