♛ 4 ♛

69 7 2
                                    

Sevgili günlük,

Bir insanın uyumaktan korkması kadar acı bir şey yok. Kendimi en huzurlu hissetmem gereken yerden duyduğum korku fazla trajedik. Berbat bir haldeyim. Bugün hayatımda yaşadığım en kötü günümdü. Karanlıkta gördüğüm silüet ilk defa bana aydınlıkta yüzünü gösterdi. Hemde beni herhangi bir komaya sokmadan, gözlerimi kanatmadan. Bu kulağa iyi gibi gelse de aslında çok berbat bir şey. Çünkü artık onun gerçek olduğunu biliyorum.

Babam yıllardır yapmaya çalıştığı şeyi bugün bir kez daha denemek için yanımızdan ayrıldı. İlk başta içimde bir umut ışığı yansa da şuan orası zifiri karanlık.Ve ben karanlıktan çok korkuyorum, eskisinden daha fazla. Ancak içim bile karanlığa bürünmüşken, bu korkuyla nasıl mücadele edeceğim?

Her adımımda sanki ardımdan geliyor gibi. Bugün uzun zamandan sonra tekrardan bu ailede olduğuma defalarca lanet okudum. O tekrardan geldikten sonra bilincimi yitirdim ve kullandığım bisikletin kontrolünü kaybettim. Tam bu sırada beni kurtaran biri oldu. Kendisini daha önce görmemiştim. Kasabaya yeni taşınmışlar. Bu kasabada daha önce onun tipinde bir çocuk görmemiştim. O çok farklıydı. Ve asıl güzel olan, ilk kez biri bana şeytanmışım gibi bakmamıştı. Yeni olduğu için kehanetimizden haberi yok. Ama olacak. En kötüsü de bu. Eğer okulda onu bana herkesin baktığı gibi bakarken görürsem. Canım çok fazla acır.

Korkuyorum.

Cumartesi, 21, 1998


''Yemek vakti Veronica.'' Wesley'in örgümü çekiştirmesiyle okuduğum kitabı yerine bıraktım.

''Canım şuanda hiçbir şey istemiyor.''

Dedim yüzümü buruşturarak. Sabah olan olaylardan beri odamdan çıkmamış, saatlerce ağlamıştım. Şimdiyse olanların etkisiyle mideme kramplar giriyordu.

''Sorun nedir Veronica? Eskiden bütün dertlerini benimle paylaşırdın.''

Eliyle yatağın örtüsünü silkeledikten sonra elbisesini toplayarak oturdu. Ona anlatmayı isterdim ancak bunu yapmak sadece benden uzaklaşmasını sağlardı. O bize göre daha normaldi. En büyüğümüz olmasına rağmen hala bir sorunu çıkmamıştı. Onu kıskanıyordum.

''Sorunun ne olduğu gayet açık değil mi?''

İşaret parmağımı masanın üzerinde gezdirirken kendimi gözlerinin içine bakmamak için zorluyordum. Yalan söylediğimi hemen anlayabilme özelliğine sahipti. Gözlerinin içine bakarsam bunu anlardı.

''Hayır değil. Bir şey olmuş ve anlatmıyorsun. Kırılıyorum Veronica. Benden kaçıyorsun.''

Bu doğru değil. Ondan kaçmıyorum.Bu yanlış. Hayır, ondan kaçmıyorum. Ben kendimden kaçıyorum.

''Pekala, istediğin kadar sessiz kal. Konuşmak istersen ben buradayım.''

Yerinden kalktı ve hızla odayı terk etti. Tanrım, onu incittim. O bana tek yakın olan kişi ve ben onu üzdüm. Kendimden nefret ediyorum.

Aynanın karşısına geçip saçlarımın örgüsünü bozduktan sonra -sadece orada bulunmak adına- aşağı inmek için odamdan çıktım. Merdivenleri narin ve isteksiz adımlarla indim. Herkes sandalyesine oturmuş beni bekliyordu. Babamın sandalyesi boştu. Benim yüzümden.

''Ah Veronica, gelmeyeceğini sanıyorduk. Otur lütfen.''

Annemin yüzündeki gülümsemeye isteksiz yalan bir tebessümle karşılık verirken yerime oturdum. Başımı masaya eğerek çatalı aldım. Çatalı tabağımın üzerindeki bezelyelerle oynamak için kullanıyordum. Ağzıma bir şey koyduğum yoktu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 22, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HastaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin