Alışverişten döndüğümüzde ikimizde bitmiştik.O kadar çok mağaza dolaştık o kadar çok kıyafet denedim ki bayılmak üzereyim.Biraz dinlendikten sonra Clara saatine bakıp tekrar koşuşturmaya başladı.
''Candra saat 7'ye geliyor o kıçını kaldırıp hazırlanmaya başlasan iyi edersin.Önce git bi duş al sonra giyinip odama gel saçlarını yapalım.Sen hala burdamısın çabuk yukarı hadi!'' diye bağırırken bende kendi kendime mırıldanarak odama çıktım. Elbisemi ve ayakkabılarımı yatağın üzerine bıraktım ve odamdaki banyoya gittim.Üzerimdekileri çıkarıp kirli sepetine attıktan sonra küvetin içine ne kadar güzel kokan duş jelim varsa hepsinden sıktım köpürmeye başlayınca içine girip ılık suyun beni rahatlatmasını bekledim.Bi yandanda yemekte olabilecekleri düşünüyordum. Clara bana One Direction hakkında özellikle Harry hakkınca birsürü şey anlattı.Grubun en sapık,en çapkın üyesi falan falan.Çok fazla vaktim olmadığını hatırlayarak küvette fazla oyalanamadan durulanıp çıktım. Odama girip iyice kurulandıktan sonra siyah elbiseme uykun siyah iç çamaşırlarımı giyip üstünede elbisemi geçirdim.Elbise dardı etek kısmında ince tüller üst tarafında renkli parlak küçüklü büyüklü taşlar vardı. Ayakkabılarımda topuklu ve siyahtı. onlarıda giydim ve küçük çantanın içine telefonumu koyarak Clara'nın odasına gittim.Tabi giderken topuklularla düşme tehlikesi atlattığımı size anlatmayacağım.Ah boşverin. Odaya girdiğimde Clara uzun bir ıslık çaldı ve beni etrafımda döndürdükten sonra çok güzel göründüğümle ilgili bişeyler zırvaladı.Sonrada beni çekiştirerek makyaj masasının önüne oturttu.Saçlarıma doğal dalgalar yaparken bende aynadan onu izliyordum. Saçlarımla işi bittiğinde 15 dakikam vardı.Clara hemen makyaj malzemelerini önüme serdi.
''Hey hey hey makyaj istemiyorum'' diye yakardım ama beni dinlemedi tabiyki.
''Sana boşuna gerizekalı demiyorum ben kapa çeneni.Hafif bir makyaj yapacağım zaten''Dediği gibi hafif bir makyaj yaptı.Eyeliner,rimel ve parlatıcı.Çantamı elimden alıp içine parlatıcı ve parfüm koydu.Parfümün yarısını üstüme boca ettikten sonra demek istedim. Ayağa kalktım ve etrafımda döndüm ikimizde salak gibi sırıtıyorduk.Bakmayın öyle dünyaca ünlü bir şarkıcıyla hergün yemeğe çıkmıyorum sonuçta.Biz kıkırdarken çalan kapı kalbimin ağzımda atmasına sebep olurken Clara'da benim kadar heyecanlıycı.Hemen üstümü tekrar düzeltip Clara'ya sorduğum nasıl görünüyorum sorusuna aldığım olumlu cevapla aşağıya inip kapıyı açtım.Kapıyı açtığımda karşımda sırıtan bir Harry Styles görmemle heycanım ikiye katlandı.Yani bişey dediğim gibi sadece bu heyecan onun ünlü olmasından kaynaklanıyor.Başka bir şey yok.Cidden.Düşüncelerimden ayrılarak selam vermek anca aklıma gelmişti.
''Merhaba'' dedim gülümseyerek.Bana ne oluyor tanrı aşkına niye sürekli bende sırıtıyorum ah bu çocuk çok tatlı gülü-
''Merhaba Candra vay canına harika görünüyorsun'' dedi beni süzerek.Kendisinin nasıl göründüğünden haberi varmıydı acaba?
''Teşekkür ederim sende öyle'' Sırıtmaktan çenem ağrıdı ama bu çocuğun yanındayken yapabileceğiniz başka bişey yok sanırım.
''Şey gidelim mi?''
''Ah tabii gidelim evet'' Sanırım kendime tokat atmalıyım.Kesinlikle bunu yapmalıyım.Geçmem için önümden çekildi ben önden o arkadan yürürken siyah bir Range Rover önünde durduk.Kapımı açtı ben oturduktan sonra arabanın önünden dolaşıp kendi yerine oturdu.Bana dönüp sırıttıktan sonra arabayı çalıştırdı.
Yol boyunca pek konuşmadık.Geldiğimiz yer lüks bir yerdi ama çokta abartılı değildi.London Eye'yı görebileceğimiz bir yerdi.Cam kenarında bir masaya oturup siparişlerimizi verdik.Bizde birbirimize bakıyorduk.O konuşmayınca bende konuşmadım.Tam birşeyler söyleyecekti ki garson yemeklerimi bıraktı ve gitti.Harry'e döndüm
''Ne söyleyecektin?'' dedim önce biraz düşşündü sonra oda konuştu
''Sadece birbirimizi tanımıyoruz sadece isimlerimizi biliyoruz.İnternette veya başka yerlerde beni olduğumdan farklı tanıtıyorlar beni yanlış tanımanı istemem ve ayrıca seni tanımak isterim''dedi.Sanırım intternette veya başka yerlerde yanlış tanıyorlar derken gruptaki en çapkın üye olma konusundan bahsediyordu.Aycı bi saniye seni tanımak isterim mi dedi o?
''Peki ne bilmek istiyorsun?'' diye cevap verdim.Merakla cevabını beklerken neler sorabileceğini düşündüm.
''Bak şöyle yapalım.Birbirimize sırayla sorular soralım olur mu?''
''Peki başla'' dedim.Bir süre düşündü yine.Tabi bu sırada yüzlerimizden gülümseme hiç eksilmemişti.
''İlgiltereli değilsin çünkü aksanın farklı.Nerelisin?'' diye sorunca afalladım.Bu kadar zekimiydi.Yani aksanım gayet iyiydi bugüne kadar kimse farketmemişti.
''Türkiye'' diye kısa bir cevap verdim.Şaşırmıştı.Başka bişey daha sorucaktı ama sıra bendeydi.
''Kadınlara çok ilgili olduğunu duydum yani şey kadınlara çok ilgiliymişsin ve kadın bağımlısıymışsın doğrumu?'' diye sordum.Şaşırmış gibiydi.Hatta biraz kızardığına yemin bile edebilirim ama sonra yine şu aptal sırıtışıyla cevap verdi.
''Aslında tam olarak öyle değil.Yani 18 yaşındayım ve eğlenmeyi seviyorum.Medya bunu farklı yerlere çekiyor'' diye cavepladı.Bu sefer ben bişey daha soracakken o sözümü kesti.
''Türksün ama ismin bizden.Neden?''
''Babam Türk annem İngiliz.İsmimi annem koymuş o yüzden.Eğlenmekten kastın hergün başka bir kızla yatmakmı yani?''diye sordum.Ne cevap vereceği bugün beni neden yemeğe çıkardığını açıklayacaktı muhtemelen.
''Hayır kesinlikle öyle değil.Bir barda arkadaşımla sohbet ederken görseler bile hemen ''Grubun çapkın üyesi yine iş başında'' diye saçma haberler çıkarıyorlar.'' Tamam haklı olabilirdi.Yemeklermizi bitirdik hesabı ödedikten sonra arabaya bindik.Soru sırası ondaydı ve hala sormamıştı.Bende radyodan müzik açtım. Sonra bana dönüp
''Neden İlgilteredesin?'' diye sordu.Okul için geldiğimi söyledim.
Bu sefer bende ona ''En büyük hayalin ne'' diye bir soru yönelttim.Uzun bir süre düşündü.
''Sanırım doğru insanı bulup ailemi kurmak.Bu konu hakkında pek düşünmemiştim.Peki ya senin?''diye sordu.Eve gelmiştik.
''Hiç düşünmedim bulunca cevabını veririm'' dedim gülerek.Daha sonra gece için teşekkür etmek geldi aklıma.Ah ne kadar zekiyim değilmi?
''Harry gece için teşekkür ederim.Şey gelmek istermisin?'' dedim evi göstererek.Biraz düşündü sonra cevap verdi.
''Sanırım gitsem iyi olur çocuklar beni bekliyorlar yarın birşeyler yapmaya ne dersin çocuklarla tanışmanı istiyorum.Ayrıca arkadaşında gelmek ister sanırım?'' Ah yine o aptal sırıtış.
''Ah bilmiyorum Clara'yla konuşmalıyım önce.'' Clara tabiyki isteyecek kız deli oluyor size.
''Peki öyleyse habeleşiriz'' dedi gülümseyerek.Bende gülümseyerek iyi geceler deyip eve doğru yürüdüm.Kapıyı çalıp bekledim.Baktığımda bana bakıyordu gitmemişti.Gülümseyip el salladım oda aynısını yaptıktan sonra Clara kapıyı açtı ben içeri girince oda gitmişti.Clara konuşmaya başlamadan once ona gülümseyerek yukarıya odama çıktım kısa bir duştan sonra pijamalarımı giyip aşağa indim.
Şimdi bütün herşeyi anlatmamı isteyen biricik(!) arkadaşıma anlatacaklarımı düşünmeliyim

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Made Of Love
FanfictionUmmadığım insanlarla ummadığım yerlerdeyim.Rüya mı hayal mi bilmiyorum.Tek bildiğim asla sonunun gelmesini istemediğim.O hayatımda tanıdığım en en kişi.O aradaki en sonunu getiremediğim övgülerle dolu.Kader ve şansın benden nefret ettiğini biliyordu...