Bir Sıkıntı Var

455 70 140
                                    

En bulanık deniz bile; bazılarının kalbinden, bazılarının alnından, bazılarının da karakterinden güzel gözükür..

Müziğin hırçın sesleri, kulağına tırmanıyordu adamın. Sesleniyordu tüm Dünya'ya. Sesiyle, müziğiyle...

Bu sefer başarısız olmuştu genç adam. Ne grubu, ne kendisi düzeltebiliyordu hatalarını. Notalar hile yapmış, yarı yolda bırakmıştı kendilerini.

Beceremiyorum!

Yapamıyorlardı, kullanamıyorlardı müziği. Devamını getiremiyorlardı notaların. Defalarca denemelerine rağmen; o hoş tat, melodi ulaşmıyordu kulaklarına.

Ufak bir küfür koptu genç adamın iki dudağının arasından, ortak oldu gergin atmosfere.

"Sigara molası. Beş dakika sonra toparlanın."Adam rahatlayamıyordu. Gerginliği gözle görülecek kadar fazlaydı.

Dudaklarının arasına yerleştirdi sigarasını. Cebinden çakmağını çıkarıp, ateşledi tütünü.

Bir nefes çekti, zehir kokan sigarasından. Dağılmıştı son zamanlarda. Terk etmişti ruhu, bedenini. Dışarıdan bakan görebilirdi Arda'daki enkâzı.

Terkedilmişliği hat safhada yaşıyordu o an. Hayatında bir kadına aşık olmuştu sadece, tüm hatası buydu. Aşık olmak!

Sevdiği kadın tarafından, terk edilmişti!

Ürkek adımlarla geri döndü genç adam kendini en iyi anlatabildiği yere, sahnesine. Hayatında kendini ilk kez bu kadar işe yaramaz hissediyordu. Ve bu onu korkutmaya yetiyordu!

"Beyler!" Diye seslendi adam toplanabilmek adına. Arkadaşları ikiletmeden yerlerini aldılar. Bilirlerdi, böyle anlarda çok tehlikeliydi Arda.

Herkes yerini aldığında, notalara ufak bir kontrol yaptı. Yine işin içinden çıkamayacağını anladığında, bıraktı düzeltme işlemini. Ellerini saçlarının arasına soktu ve derin birkaç nefes aldı.

"Şimdi beyler, 2. dizede yaptığımız değişikliği siliyorum. Bir de bu şekilde deneyelim?" Herkesten onaylar biçimde ses çıktığında, gitarının akortuyla ilgilenmek için önüne döndü. Bateri başındaki arkadaşına başlama komutunu, rastgele bir notayı çalarak verdi. Olgun, can dostunun yanına geldi.

"Hadi abi, hadi! Kalk biraz toparlan sonra devam ederiz, ne dersin ha?" Dostlarının üzerinde ufak çaplı bir Göz gezdirdi. Israrla bakan gözleri kısa bir cevapla reddetti.

" Yerlerinize geçin, sıkıntı var."

"Sıkıntı ne ya yine?" Duyulmayacak şekilde verdi sorusunun cevabını. Cümleyi kurarken, yüz hatları gerginleşti.

" Okul bahçesinde, gel dedi bana.." Sessizliği sağlayabilmişti sonunda. Biraz daha yükseltti güzîde ses tonunu.

" Gelsene bi yanıma, bir sıkıntı var.." Artık hepsi gülüyorlardı. Solistlerinin aklına gelen büyüleyici sözler sayesinde şarkı sözlerinde, müziğin ahenginde kayboldular.

*(2 ay sonra)*

" Hadi beyler, bu son denemelerimiz olsun. Artık şarkıyı çekip atalım," artık sonuna gelmişlerdi çalışmalarının. Son iki ayda; bayağı düzeltmiş, oturtmuşlardı akortları. Sessiz bir tını ile konuştu Bulutcan;

" Abi senin için gelmiş..." Ortamda gerginlik boy gösterdi. Kapının yanı başında duruyordu acısı. kirişe yaslanmış, kollarını göğsünde birleştirmişti. Göz göze geldiklerinde, bir süre ayırmadılar bakışlarını birbirlerinden. dakikalar sonra konuşan genç adam olmuştu.

SON ŞARKIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin