~3~

232 97 4
                                    

3. Bölüm sonunda geldii😂 Desteklerinizi, vote ve yorumlarınızı bekliyorum. Şimdiden teşekkürler 😘



Annem, annesine "noluyor? " dediğinde kadın omuzlarını silkip oğlunu izlemeye devam etti, masadaki herkes gibi. Öbür masaya gittiğinde başka bir çocuğa kısa birşeyler anlattıktan sonra birlikte sahneye gittiler. Sahneye çıkıp abisine bateriyi işaret ettiğinde o da koşar adımlarla sahneye ilerledi.

Ben hala onları izlemeye devam ederken Nur teyze bize dönüp "Yalçının işleri işte" deyip göz devirdi.

Kadın, oğlunun bu hareketlerine alışkın olmalıydı ki hiç bir tepki göstermiyordu.Annemle başka bir konu hakkında konuşmaya başlamışlardı bile.

Yalçın gitarıyla Duman-Seni Kendime Sakladım şarkısını söylemeye başlamıştı. Abisi ve diğer çocuk da gitar ve bateriyle ona eşlik ettiler.
Rüzgarın gerçekten kusursuz bir sesi vardı.

Doruğa dönüp çocuğu gördüğündeki gerginliğin sebebini sorduğumda bir şeyler sakladığı belliydi.
Sorduğum soruyu geçiştirerek "onlar bizim sınıfta, yakın olduğunu görmeyeyim" diye uyarmıştı.

"Ne yani Doruk, okulda abilik rolünde mi olacaksın? " dediğimde bana dönüp "sadece küçük bir uyarı "dedi.
"Neden onları sevmiyorsun? " dediğimde bir süre sessiz kalıp bıkkınlıkla "sevmeme değil zamanı gelince anlatırım" diyerek beni susturmuştu.

...
Sabah annemin "okulun ilk günü" diye sevinçle odama girmesiyle uyanmıştım. Allah aşkına hangi öğrenci sevinirdi okulun ilk günü olmasına diye içimden geçirirken zoraki bir şekilde yatağımdan kalktım. Anneme kahvaltıya geleceğime dair kendimi inandırıp, banyoya yöneldim. Genellikle geleceğimi söyleyip uyumayı tercih ederdim. Sabah erken uyanmak ızdırap gibi birşey di. Hele de benim gibi uyku problemi olan bir kız için.

Gece uyuyamadığımdan göz altlarım yine mor halkalara boyanmıştı.Elimi yüzümü yıkayıp banyodan çıktığımda biraz daha hızlandım çünkü gecikmek istemiyordum. Dolabımda bugün için seçtiğim kıyafetleri alıp üstüme geçirdiğimde saçlarımı tarayıp çantamı aldım ve çıktım.

Doruk ilk gün ders işleneceğini söylemişti. Okulun prensipleri varmış ve derslerden ödün vermezlermiş. Okulun prensiplerine lanet okuyarak aşağı indiğimde dedemin ve annemin kahvaltı yaptıklarını görüp hemen masadaki yerime yerleştim.

....
Arabadan aşağı indiğimde okulu ve bahçeyi inceledim. Okula baktığımda büyük tabelada mavi harflerle "Bulut Koleji" yazıyordu. Okul mavi ve beyaz renklerdeydi ve hoş bir görüntüsü vardı. Bahçeyi incelemeye başladığımda Doruk koluma girip "sana okulu gezdireyim" dedi.

Okulu tamamen öğrendiğimde sınıfa gelmiştik. Doruk okul hakkında kısa bilgiler verip beni bilgilendirmişti. Sınıfa girdiğimizde çok kişi yoktu, erken geldiğimizi düşünüp Doruğun bir önündeki sıraya yerleştim. İçeriye bir kız ve bir erkek girdiğinde Doruğun soluk olan yüzüne bir gülümseme yerleşmişti. -Doruğun arkadaşları olduğunu düşündüğüm kişiler- yanımıza geldiğinde bana elini uzatarak "Merhaba ben Defne, sen Doruğun kuzeni olmalısın" deyip gülümsedi.

Gülümsemesi sahte değildi, ayrıca güzel bir kızı. Uzattığı eli sıkarak "evet Eylül ben" deyip gülümsedim. "Memnun oldum" deyip Doruğa yöneldiğinde diğer, erkek olan arkadaşı benim tarafıma geçip "Ben
Tuna" deyip gülümsedi. Yamuk bir gülüşü vardı ve ona yakışıyordu. "Eylül" dedim ve yerim geçtim.

Sınıf yavaş yavaş doluyordu. Kapıya baktığımda o gün ki düğünde şarkı söyleyen iki çocukla karşılaştım. Adının Yalçın olduğunu hatırladığım çocuk beni görüp kaşları havaya kalktığında yüzümü başka tarafa çevirdim. Doruk kulağıma eğilerek "o gün dediklerim unutulmayacak" dediğinde arkamı dönüp göz devirdim ve "şunu yapmayı kes" dedim. Tuna ikimize bakıp "noluyor " dediğinde omuz silkip önüme döndüm.

DemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin