~6~

150 63 5
                                    

Çağla ve Simay diye bahsettiğim kişiler, ilk bölümdeki Eylülün kavga ettiği kızlar bilginiz olsun.
İyi okumalar canlar 💞💞

-Alo Atakan
-Pandam
Napıyorsun Atacığım?
-İyiyim, yeni uyandım sen?
-İyi bende, fotoğraflar ne alemde?
-Hepsini hallettim pandam hiç merak etme - Tamam Atacığım yarın görüşürüz.

Telefonu kapattığımda onu çok özlediğimi iliklerime kadar hissetmiştim. Neyseki yarın Ankaraya gidiyorum ve onlarla 3 gün geçireceğim. Bunun mutluluğuyla kendimi uykunun huzurlu kollarına bıraktım.

**

İremlere gittiğimde, Hatice teyze uyuduğunu söylemişti. Buna hiç şaşırmamıştım İrem her zaman uyurdu ve onu çoğu kez ben uyandırırdım. Panda olan bendim ama uyuyan oydu!

Odasına girdiğimde uyuyordu, onu uyandırmayı bile özlemiştim. Ondan 2 ay ayrı kalmak gerçekten zordu. Görüntülü konuşmak veya aramak asla hasretimi gidermemişti.

Çantamı koltuğa fırlatıp onu uyandırmak için üstüne atladım ve "uyan İremim ben geldim" diye bağırarak onu gıdıklamaya başladım. "Ya gerizekalı şu huyundan hiç mi vazgeçmeyeceksin?" dediğinde üstünden kalkıp yatağa oturdum ve dudağımı büzüp "sende uyansaydın o zaman, ben geliyorum sonuçta " dediğimde yattığı yerden doğruldu ve sımsıkı sarılıp "canım be, çok özlemişim " dedi. Tüm sıkıntılarımı unutmama neden oluyordu bir sarılması, iyiki vardı.

Hatice teyzemin yemeklerini çok özlediğimden önümdeki yemeklere gömüldüm. İrem ağzındaki börek parçalarını etrafına saçarak "fotoğrafları çok güzel çektim lan" dediğinde "sen ilk önce ağzında lokma varken konuşmamayı öğren de " diyerek kahkaha attım. Bana öldürücü bakışlarını atarak dil çıkardığında gözlerimi devirdim.

"Çağlayla ayarladın dimi buluşmayı? "dedim, herşeyden emin olmak istiyordum."Evet evet, herşey tamam sadece kızla gidip konuşacağız ve halledeceğiz "dediğinde "harika, hadi yemeğimizi yiyelim ve halledelim şu işi "dedim.

Yemeğimizi bitirdiğimizde Atakanın yanına gidip ona sımsıkı sarıldım. Iremde, Atakanda yanımdaydı ya, benden huzurlusu yoktu. Ankaradaydım ama babamın yanına gitmiyecektim. Ancak temiz olduğumu ona kanıtladığımda giderdim yanına, pişman olması için.

Atakandan fotoğrafları alıp buluşma yerine gittiğimizde,Çağla gelmemişti. Sakin bir yere oturup ne konuşacağımızı konuşurken, içeriye girmişti.

Beni gördüğüne şaşırarak kaşlarını çattı ve adımlarını yavaşlattı. İremle birbirimize bakıp güldüğümüzde yanımıza gelmişti. "Eylülün geleceğini söylememiştin İrem, baş başa konuşacaktık hani? " dediğinde ayağa kalkarak onu kolundan tutup sandalyeye oturttum ve "konuştuklarımızı duyunca öyle demeyeceksin Çağlacım, şükredeceksin" deyip sahte gülücüklerimi ona gönderdim.

Endişe ve şaşkınlık karışımıyla bana bakarak "ne şükretmesi ya ne saçmalıyorsun? "
İşte şimdi planım başlıyordu, asla hata yapmayacaktım ve intikamımı alacaktım.

İreme dönerek "İrem çıkar fotoğrafları canım " dediğimde İrem kendi çektiği Atakan ve Simayın oldukça yakın olduğu fotoğrafları masaya dizmişti. Çağla fotoğraflara şaşkınlıkla bakarken sarıldıkları fotoğrafı eline aldı, gözlerinin dolduğu belli oluyordu. Aslında bu kötülüğü onu yapmak istemezdim ama onlar zorlamıştı beni, canımı yakmışlardı.

Onun daha çok canını yakmak için "ne kadar mutlular değil mi Çağlacım " dedim.

İrem daha çok üstüne giderek "biri en yakın arkadaşın, birisi sevdiğin çocuk. Ne kadar acı " dediğinde dolan gözlerindeki yaşlar hızla akmaya başladı. "Bunu bana nasıl yapar? " diye hışımla sandalyeden kalktığında ikimiz birden yerlerimizden fırlayıp onu zorla yerine oturttuk.

DemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin