Bay Morgan yaşlı bedenini oturduğu sandalyeden kaldırırken zorlanmıştı. Artık kimse onun hareketlerini izlemiyordu.
Salonun kapısına doğru yöneldiğini birkaç kişi dışında kimse fark etmemişti.
"Baksana, Tom niçin yemek salonunu terk ediyor?"
"Büyük saygısızlık."
Bayan Morgan ise kaç bardak kırmızı şarap içtiğini artık saymıyordu.
Başının döndüğünü hissediyordu. Böyle bir gecenin sona ermesini bu kadar arzulayacağını asla tahmin edemezdi. Neyse ki hiçbir şey daha fazla sürmeyecekti.
Bayan Morgan eline bir başka şarap şişesi aldı. Kapağını açtı ve içine önceden doldurulmuş taze kanın kokusunu içine çekti. Sonra bardağına doldurdu. Kadehi bir dikişte bitirdi. Sonra yeni bir tane daha...
Onu izleyen konuklar teker teker şaşırıyordu.
Birdenbire olan şeyler kolayca fark edilmişti.
"Bay ve Bayan Morgan tartışmış olmalı. Baksanıza Tom çıkıp gitti ve Bayan Morgan ise şarap içip duruyor." Dedi bir kadın.
Bir adam bardağını kaldırdı ve kadına döndü.
"Bu kimin umrunda? Ziyafet devam ediyor." Dedi ve gülümsedi. Bardağını uzattı. "Bende istiyorum, Bayan Morgan."
Kadın gülümsedi ve şişedeki kanı adamın kadehine boşalttı. Bardaklar tokuştu. "Şerefe!"
Masadaki gergin hava hızla dağıldı. Herkes teker teker bardaklarını uzatıyordu.
Bayan Morgan hizmetçi kızlardan birine göz kırpınca kadehleri doldurma görevini ona devretmiş oldu.
"Bu şarap değil." Dedi başka bir adam.
Bayan Morgan manalı gözlerle baktı.
Adam tekrarladı. "Şarap değil bu."
Bayan Morgan sordu. "Siz ne olduğunu düşünüyorsunuz?"
"Hiçbir fikrim yok. Hoşaf yada benzeri bir şey olabilir mi?" Dedi adam bardağa şüphe ile bakarak.
Bayan Morgan gülümsedi. "Değil."
Konuklar içeceklerini çoktan tatmıştı. Şimdi de aralarında bu şeyin ne olduğunu tartışıyorlardı.
"Nedir bu?"
Bayan Morgan kararlıydı. "Bu gece sizi özgür bırakacak olan şey."
Misafirlerin sorgulayıcı bakışları altında bayan Morgan Kendinden emin adımlarla salonda dolaşmaya başladı. Gözler onun üzerindeydi. Hareketlerini izliyorlardı.
Bayan Morgan tam bir şey söyleyecek iken salonda güçlü bir öksürük sesi yankılandı. Dakikalarca. Masadan birisi öksürüyordu. Acı çekercesine. Ve çekiyordu da.
Konuklar şiddetler öksüren adamın etrafına toplandı. Ancak yapacak bir şeyleri yoktu. Siyanür içen birine Tanrı bile yardım edemezdi.
Adam birkaç dakika içinde masada öylece kalakaldı. Konuklar şaşkınlıktan birbirlerine bakıyorlardı. Kimileri ise çığılık atıyordu.
"Aman tanrım. Aman tanrım."
Bayan Morgan her saniyeyi zevkle izlemişti. Bardağı havaya kaldırdı. "Şerefe!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ama Tatlım, Burası Harikalar Diyarı Değil
HorrorHayalleriniz daima parıltılı ve rengarenktir. Çünkü genellikle işler orada yolundadır. İnsanların oyuncak bebekleriniz gibi iyi kalpli olduğunu ve yoldan geçen her yaşlı ihtiyarın size şeker vereceğini düşünürsünüz. Her daim güzel düşler kurar ve ol...