"Jason kendine gel!"
Aniden irkildim. Annem beni sarsıyordu. Aman Tanrım. Nasıl gelmiştim ben eve. Hiçbir şey hatırlamıyordum. Hatırladığım tek şey Phil'in vahşice içeri sürüklenmesiydi. Ona yardım edememiştim.
Annem beni sarsmaya devam ediyordu.
"Tatlım. Sana ne oldu böyle. Benimle konuşmalısın."
Yüzüne baktım. "Ben eve nasıl geldim? Hatırlamıyorum."
Annem korkmuştu. "Lucas ile birlikte geldiniz. Neden hatırlamıyorsun? Bir felaket mi oldu? Söyle bana."
Başımı öne eğdim. Yavaşça mırıldanarak. "Ben..." Dedim. Sonra tekrar başımı kaldırdım. Gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Annem şaşkınlıkla bana bakıyordu. Gözlerine biraz daha baktım ve yalnızca şaşkınlık olmadığını gördüm. Endişeliydi. Korkmuştu.
Birden durdum. Başımın içinde şimşekler çakmaya başladı. Olmaz. Söyleyemezdim. Phil... Tek kelime edemezdim. Lucas ile birbirimize söz vermiştik. Bir anda bunu hatırladım. Evet hatırlıyordum. Köşkün ıssız yolunda koşarken kolumu sıkmıştı. Söylememeliydik. Bize asla inanmazlardı. Phil'i sevmediğimizi tüm kasaba biliyordu ve ona bilerek zarar verdiğimizi düşünüp bizi acımazsızca boşu boşuna cezalandırabilirlerdi.
Ayrıca zavallı annem. Benim için ne kadar üzülürdü. Onun da başını belaya sokardım. Ama belki de kasaba polisine gidip olan biteni anlatırdık. Tabi ki, 13 yaşında iki ahmak çocuğa inanırlarsa bize belki yardım edebilirlerdi.
O ev lanetliydi. Polisler de dahil herkes için ciddi bir tehlike oluşturuyordu.
Eğer birileri Phil'e bakmak için giderlerse o canavar hepsini yok edebilirdi. Belki de onu gördüğümüz için bizi de öldürecekti. Bunu başkalarına söyleyerek işleri mahvetmeyecektim.
Birden hayıflanmaya başladım. Eve nasıl geldiğimi. Lucas ile susma kararı aldığımızı. Bilincim yavaş yavaş yerine geliyordu.
Lucas ile bir karar almıştık. Öyleyse o da aynısını yapacaktı. Phil'i unutmak zorundaydım.
Aklımdan binlerce düşünce aynı anda geçiyordu. Bir anda bunlardan sıyrıldım ve annemi hatırladım. Benden bir açıklama bekliyordu.
Bu kadar korkmuş olmamı ve gözümden akan yaşları nasıl açıklayabilirdim düşündüm.
Aniden aklıma ilk gelen şeyi söyledim. Bir yandan da annemin bana inanması için dua ediyordum.
"Kavga ettim." Dedim.
Annem anlamsızca yüzüme baktı.
Ellerimle gözyaşlarımı sildim. "Duydun işte. Dennis ile kavga ettik. Birbirimizi yumruklamaya başladık. Canım çok acıdı. Fakat ben de ona vurdum."
Annem inanmış görünüyordu.
"Ah, zavallı Jason. Canın mı acıyor? Bu yüzden mi ağlıyorsun?"
"Evet. Korktum. Tüm çocuklar budala olduğumu düşünüyor."
Annem beni kucakladı. "Sen bir budala değilsin. Onlara inanman gerekmiyor."
Aniden kapı çalındı.
Vakit epey geç olmuştu. Bu saatte kim gelebilirdi?
Annem kapıyı açtı. Bir anda tüm vücudum buz kesildi. Bunu hissedebiliyordum. Hareket edememek, konuşamamak hiç bu kadar zor olmamıştı.
Gelen Phil'in annesi Bayan Renal'dı.
Çok telaşlı görünüyordu. Oldukça hızlı konuşuyordu. Şüphesiz sesindeki tedirginliği ve korkuyu anlamak için olan biteni bilmeye gerek yoktu.
"Phil. Ortalıkta görünmüyor. Vakit epey geç oldu. En son Lucas ve Jason ile birlikte olduklarını sanıyordum. Belki de buradadır."
Annem şaşkındı. "Yanılmıyorsam bugün birlikteydiler ancak şu anda Phil burada değil."
Bayan Renal gözlerini aşağı çevirdi hayal kırıklığına uğradığı çok belliydi. Oğlunu arıyordu. Acaba ona gerçekten olanları bilse kim bilir belki de... Gözlerimi yumdum. Annemin adımı söylemesiyle tekrar açtım. Hareket etmek hala çok zordu ancak hiç bir şeyden şüphe etmemeleri gerekiyordu. En azından biz polise her şeyi anlatana kadar. Çaresizlik içinde yanlarına doğru yürüdüm. Kapının açık olması nedeniyle içeri giren soğuk rüzgar yüzüme vuruyordu.
"Bayan Renal Phil'in eve gelmediğini söylüyor. Nerede olabileceği hakkında bir fikrin var mı?"
Anneme döndüm. Kekelemekten delicesine korkuyordum.
"H-hayır."
Bayan Renal "Bugün Phil bana sizinle birlikte olacağını söyledi. Ne oldu?" Dedi.
Gözlerimi onun gözlerinden kaçırdım. "Bbb-biz bugün birlikteydik aaa-ancak sonra o başka arkadaşları ile oynayacağını ss-söyledi. Sonrasında onu görmedim." Dedim. Elimden geleni yapmıştım. İnanması gerekiyordu. Yalan söylemek zorunda kaldığım için ezilmiş hissediyordum.
Bayan Renal "Ah evet biliyorum. Lucas da benzeri şeyler anlattı. Aman tanrım. Umarım yakında döner."
Demek onun evine de gitmişti. Bayan Renal anneme teşekkür etti. Kapıyı kapattıktan sonra annem bana baktı.
"Bu gün ne kadar çok şey oluyor böyle."
Yanıt vermedim.
"Umarım arkadaşın iyidir."
"....."
"Neden konuşmuyorsun?Jason, bir şey bilmediğin emin misin?"
"Evet."
Annem de susmuştu. Basamakları ağır ağır çıktım. Odama geldiğimde kapıyı kapatıp yatağıma uzandım.
Hissedebildiğim tek şey; korkuydu. Çok fazla korkuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ama Tatlım, Burası Harikalar Diyarı Değil
KorkuHayalleriniz daima parıltılı ve rengarenktir. Çünkü genellikle işler orada yolundadır. İnsanların oyuncak bebekleriniz gibi iyi kalpli olduğunu ve yoldan geçen her yaşlı ihtiyarın size şeker vereceğini düşünürsünüz. Her daim güzel düşler kurar ve ol...