Bloody Love 1.bölüm: "You are he"

2.4K 35 9
                                    

Merhaba arkadaşlar;

Çiçeği burnunda bir yazar olmanın verdiği heyecanla ilk hikayemi takdim ediyorum.

Baştaki italik kısımlar karakterlerimin anılarıdır.

Vote'layın ve commentlerinizi de bekliyorum .Beğenmeniz dileğiyle...İyi eğlenceler :)

Multimedia'da trailer var.Kötü oldu gibi ama...Bir baksanız süper olur yani =)

-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-    

"Git o topu al,Victoria."
"O evde garip insanlar var.Neden sen almıyorsun?"dedi küçük kız kollarını göğsünde birleştirerek.
"Çünkü topu oraya sen attın!Şimdi git ve topu getir."  

Küçük kız söylenerek çitin en kısa kısmına gitti.Ayağını en alttaki demire basıp üs taraflardaki ok şeklinde demirlerden destek alarak kendini yukarı çekti ve yan bahçeye atladı.Bir yandan yakalanmamak için yavaş ve sessiz adımlar atıyor,bir yandan da parlak yeşil gözlerini topu bulmak umuduyla etrafta dolandırıyordu.  

"Ne işin var burada?"  

Kız oluğu yerde kalmıştı ve titriyordu.Korkudan sesin geldiği tarafa bile bakamıyordu.

"Be-ben topumu a-arıyordum."dedi yakalanmanın verdiği huzursuzlukla.
"Topun bende." diye bağırdı çocuk."Al ve git buradan."  

Küçük kız yavaşça arkasını döndü ve ürkek adımlarla topu elinde tutan kıvırcık saçlı çocuğun yanına gitti.
Aralarında az bir mesafe kala küçük kız birden kahkahalarla gülmeye başladı.Çocuk kafasını yerden kaldırdı ve kıza baktı.
"Komik olan ne?" dedi kaşlarını çatarak.
"Saçların...Annemin salataya koyduğu marullara benziyor." dedi kahkahasını bastıramayarak.
Çocuk sinirlenmişti.Kıza zarar verecek bir şey yapmamak için gözlerini sıkıca kapatıp açtı.Küçük kız çocuğun gözlerine bakıp bakmamak arasında,korku ve merak arasında gidip geliyordu.Sonunda merağı galip geldi ve minik adımlarla çocuğa yaklaştı.Çocuğun yüzünü narin ellerinin içine aldı ve gözlerine bakarak "Gözlerin...Neden kırmızı?"
Çocuk beklemediği bu soru karşısında şaşırıp kalmıştı.Çünkü o kızın koşarak gitmesini bekliyordu,kalıp ona sorular sormasını değil...
"Rengi böyle."  

Şaşırarak "Çok ilginç!Sen şimdi dünyayı kan gibi mi görüyorsun?"  

-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-    

"Eveet!..Kim kanın plazma kısmını incelemek için gönüllü?"
"Hımm...Kimse bu işi istemiyor.O zaman ben seçiyorum...Victoria!"

Jenny ukala bir tavırla "Tamam,biliyorum.Rüyalarında kendini ezik olmaktan çıkarıp salakça bir mutluluk yaşıyorsun.Ama şu an kimsesizlikten sürünen bedenini alıp tahtaya çıkman gerekli Vicky."
Bir yandan beni disiplin kuruluna gönderip kıçıma tekme basmaları için her defasında çabalayan ve bıkmadan usanmadan her defasında da kendini parçaladığıyla kalan Bayan Harton'a telekinezik bir biçimde küfürler gönderirken bir yandan da Jenny'e 'Seni geberteceğim fahişe' bakışları atıyordum.Şimdi 'Ayy!Ne kadar kaba bir kız.'  tarzındaki söylenmelerinizi bir kenara atın.Çünkü insanlara olmadıkları şeyler gibi davranamam.Bir kız okulda gördüğü her erkeği koridorun bir köşesinde ayartırsa onu anlatan en uygun kelime 'fahişe'dir.

Uyurken kolumun kafamda bırakmış olduğu izin karıncalanmasını umursamadan benim çuvallamamı bekleyen küçük şeytanlara ukalaca bir bakış atıp yerimden doğruldum.  

Bloody LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin